9. Hukuk Dairesi 2009/46833 E. , 2012/6971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA :Davacı ve karşı davalı, kıdem tazminatı, ikramiye, ücret, fazla mesai, yıllık izin, maddi ve manevi tazminatının ödetilmesine, davalı ve karşı davacı uğranılan zararın tahsiline ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, her iki davayıda reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, işveren vekili tarafından kendisine hakaret edilip darp edilerek bozulan makinenin tamir masrafının kendisinden istemesi üzerine sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini belirterek, kıdem tazminatı, ikramiye, ücret, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti ile maddi-manevi tazminat istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının işyerindeki makineye zarar vermesi ve zararın 30 günlük ücret tutarını geçmesi nedeniyle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini belirtip davanın reddini istemiş ve işveren vekiline hakaret iddiası ve eşyaya zarar iddiası yönünden maddi ve manevi tazminat istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının darp, hakaret ve tehdit iddialarının ceza mahkemesi dosyasına göre sabit olmaması, ücret alacaklarının ödenmesi, işverenin zarar iddiasını ispat edememesi nedeniyle her iki talebin de reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçinin, iş sözleşmesini, işverenin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusa dokunacak şekilde söz veya davranışları sebebiyle feshedip feshetmediği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 24. üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (b) alt bendi gereğince, işverenin işçiye veya aile üyelerinden birine hakaret etmesi, sövme fiilini işlemesi, sarkıntılıkta bulunması, işçiye iş sözleşmesini haklı fesih imkânı verir. Şeref ve namusa dokunacak söz ve davranışların, işveren veya işveren vekili tarafından gerçekleştirilmiş olması hukukî sonucu değiştirmez. Bu eylemlerin Türk Ceza Kanunu"na göre suç teşkil etmesi de şart değildir. İşçinin ya da ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak söz, davranış veya eylemin, işverenin diğer bir işçisi tarafından gerçekleştirilmiş olması, kural olarak işçiye iş sözleşmesini haklı fesih imkânı vermez. Ancak, şeref ve namusa dokunan söz ve davranışlardan haberdar olan işverenin, eylemin tekrarlanmaması yönünde gerekli önlemleri alması, işçiyi gözetme borcunun gereği olarak zorunludur.
Somut olayda, davacı, işveren vekili olan karşı davacı ..."in, 05.01.2004 günü işyerindeki makinenin arızalanması üzerine tamir giderlerinin davacı ve diğer işiçilerden isteyip bunu kabul etmemeleri üzerine kendisi ve diğer işçilere hakaret edip darp ettiğini ve aynı gün sözleşmeyi haklı nedenle feshedip bölge çalışma müdürlüğüne şikayette bulunduğunu ve Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu belirtmiştir.
Davalı işveren ise, davacının çalıştığı makinenin arızalanması ve zararın 30 günlük ücret tutarını geçmesi nedeniyle sözleşmeyi haklı nedenle 12.01.2004 günü feshettiğini belirtmiştir.
Mahkemece, davacının hakaret ve darp iddiasının ceza mahkemesince yapılan yargılamada beraat ile sonuçlanması nedeniyle davacının feshi haksız bulunarak kıdem tazminatı isteği reddedilmiştir.
Davacı tanığı Sevim"in beyanına ve ceza mahkemesi kararına göre, işveren vekili olan karşı davacı ..."in olay günü, arızalanan makinenin tamir ücretini davacı ve diğer işçilerden tahsil etmek istemesi üzerine tartışma çıktığı, işveren vekilinin davacı ve arkadaşlarına küfür edip davacı dışındaki işçileri darp ettiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar işveren vekili hakkında, davacı yönünden verilen beraat hükmü kesinleşmiş ise de, olayın oluşumu, davacının aynı gün birlikte hareket ettiği diğer işçilerle birlikte Bölge Çalışma Müdürlüğü"ne gidip şikayetçi olması ve ertesi gün de C.savcılığına şikayet dilekçesi verip 15 gün sonra bu davayı açması, davacının bozulan makinenin bakımından sorumlu olmamasına rağmen tamir ücretinin maaşından kesilmesinin istenmesi, diğer işçilerin açtığı ve Dairemizce aynı gün onanmasına karar verilen aynı mahkemenin 2004/127-128-129 Esas sayılı dosyaları dikkate alındığında, davacının yaptığı fesih İş Kanununun 24/II uyarınca haklı nedene dayanmakta olup kıdem tazminatı isteğinin hüküm altına alınması gerekirken mahkemece bu talebin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.