Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2020/1720
Karar No: 2021/3534
Karar Tarihi: 26.10.2021

Danıştay 13. Daire 2020/1720 Esas 2021/3534 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1720
Karar No : 2021/3534

DAVACI : … Elektrik Üretim A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1. … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
2. … A.Ş. (…) Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
1. 28/01/2014 tarih ve 28896 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 20. maddesinin 3., 4., 6., 7. ve 8. fıkralarının iptali istenilmektedir.
2. Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisine (Metodoloji) ilişkin 26/11/2016 tarih ve 29900 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16/11/2016 tarih ve 6593-20 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmektedir.
3. Geri ödemeye ilişkin yatırım tutarı toplamının 7.459.658,74-TL olarak tespit edilmesi ve bu tutarın 10 yılda geri ödenmesine yönelik koşulların belirlenmesine ilişkin TEİAŞ Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve …sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
4. Söz konusu işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin TEİAŞ Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve …sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
5. Geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarı toplamını ve geri ödemeye yönelik belirlenen usul ve esasları uygun bulan … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Elektrik Piyasası Dairesi Başkanlığı işleminin iptali istenilmektedir.
6. 154/OG kV Maçka Havza Trafo Merkezi (TM) ve 154 kV Maçka Havza TM’den itibaren 154 kV 8,85148 km tek devre 1272 MCM (OPGW’li) Enerji İletim Hattının (EİH) yapımı için geri ödenmesi gereken yatırım tutarının 9.854.335,15-TL olarak kabulüyle, bu tutara EİH'nin geçici kabul tarihi 11/03/2013 ve TM'nin geçici kabul tarihi 30/12/2013 olduğu dikkate alınarak avans faizi uygulanmasına, anılan tutardan bağlantı ve sistem kullanım bedeli olan 1.156.221,88-TL'nin mahsubu sonucu kalan bakiye alacağın değişen oranlarda avans faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Geri ödenecek yatırım tutarının hesaplanma yöntemiyle ilgili hiçbir objektif kriterin bulunmadığı, Yönetmelik ve Metodolojiyle ölçülülük ilkesine aykırı düzenlemeler yapıldığı, fiilen yapılan yatırım değeri yerine emsal veya varsayımsal değerler dikkate alınarak hesaplama yapılmasının öngörüldüğü, kamu gücünün tek yanlı ve orantısız olarak kullanılmasının mülkiyet hakkına zarar verdiği, tespit edilen geri ödemeye ilişkin yatırım tutarının sermayenin maliyet ve değer kaybı gerçeğini göz ardı ederek sabitlendiği, geri ödeme tutarından mahsup edilecek sistem kullanım bedelinin hesaplanmasında aylık iletim faturasının düzenleme tarihinde yürürlükte olan sistem kullanım bedeli tarifesinin kullanılmasının yatırım tutarının değer kaybetmesine neden olduğu, Yönetmelikle geri ödeme süresinin 10 yıl olarak öngörülmesinin ve bu süre içinde yapılan yatırım tutarının değerini koruyacak faiz veya sair herhangi bir argümana yer verilmemesinin üst hukuk normlarına aykırı olduğu, hesaplamada yatırım tutarının gerçek değerinin dikkate alınmadığı, uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği ileri sürülerek dava konusu işlemlerin iptali ve bakiye alacağın değişen oranlarda avans faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi ile 6446 sayılı Kanun'un 8. maddesinin Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması istenilmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMALARI :
Öncelikle, usule ilişkin olarak, davanın süresinde açılmadığı; Dairemizin 18/02/2020 tarih ve E:2017/262, K:2020/523 sayılı, 18/02/2020 tarih ve E:2017/165, K:2020/521 sayılı kararlarına konu 6593-20 sayılı Kurul kararı ile dava konusu aynı olan işbu davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiği ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak ise, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından, kullanıcılar tarafından TEİAŞ'a sunulan fiili harcamalara ilişkin tutarları gösteren belgelerin geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarı olarak kabul edilmesinin ciddi sakıncalarının bulunduğu, TEİAŞ'ın uzun yıllardır bu tür yatırımları yapması nedeniyle ihale ettiği yatırımlar esas alınarak kıstaslar ortaya konulduğu, enerji iletim hatlarında farklı arazi veya coğrafi bölge koşullarından doğrudan etkilenen iş kaleminin kullanılan direk tipine göre 1 km hat uzunluğundaki galvanizli demir direk ağırlığı olduğu değerlendirilerek yeni bir hesaplama yöntemi getirildiği, enerji iletim hattı tesisleri ile iletim trafo merkezi ve yüksek gerilim (YG) güç kablosunun geri ödemeye esas yatırım tutarının hesaplanmasına ilişkin olarak, yatırımcıların yapmış oldukları harcamaların geri ödenmesinde emsal kabul edilen TEİAŞ projesinin geçmiş zamana ait olması hâlinde bu süre zarfındaki fiyat artışlarının dikkate alınması suretiyle daha gerçekçi bir emsal değer hesaplanarak yatırımcının bir ölçüde korunmasının sağlandığı, iletim trafo merkezi ve YG güç kablosunun geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarının hesaplanmasında birim fiyat cetvellerinde yer alan iş kalemlerine ait fiyatların ortalaması usulünün benimsendiği, sistem kullanım bedelinden mahsuplaşma yöntemine geçilmesiyle birlikte yatırımcılara yapılacak geri ödeme süresinin kısaldığı, defaten ödemenin sadece mahsuplaşma yöntemiyle 10 yıl boyunca geri ödemesi tamamlanamayan yatırım tutarları için öngörüldüğü, mahsuplaşmada mahsuplaşma yapılan aya ait sistem kullanım bedelinin kullanıldığı savunulmuştur.
TEİAŞ Genel Müdürlüğü tarafından, Metodoloji çerçevesinde tesis edilen 154/OG kV Maçka Havza TM'nin gerçekleşen yatırım tutarının 5.974.736,02-TL, 154 kV Maçka Havza TM’den itibaren 154 kV 8,85148 km tek devre 1272 MCM (OPGW’li) EİH'nin gerçekleşen yatırım tutarınin ise 1.156.185,53-TL olarak hesaplandığı, toplam 7.459,658,74-TL olarak bildirilen geri ödeme tutarından 31/10/2017 tarihi itibarıyla 1.156.221,88-TL'nin mahsup edildiği, kalan bakiye 6.303.436,86-TL tutarın 30/12/2013 geçici kabul tarihini izleyen aydan başlamak ve 10 yıl içinde ödenmek üzere eşit taksitlere bölündüğü, yatırım tutarı ile kullanıcıların ödediği sistem kullanım bedellerine bağlı olarak her yatırımın geri ödeme süresinin farklılaştığı, Metodoloji'nin mülkiyet hakkını ortadan kaldırmadığı savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu Yönetmeliğin 20. maddesinin 4. fıkrasının birinci cümlesinin, aynı Yönetmeliğin 7. fıkrasının, 16/11/2016 tarih ve 6593-20 sayılı Kurul kararının, TEİAŞ Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin, söz konusu işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin TEİAŞ Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin, EPDK Elektrik Piyasası Dairesi Başkanlığı'nın … tarih ve … sayılı işleminin iptali, Yönetmeliğin 20. maddesinin 3., 4. fıkrasının diğer kısımları, 8. fıkrası yönünden davanın reddi, Yönetmeliğin 20. maddesinin 6. fıkrası ile tazminat istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava; 28/01/2014 tarih ve 28896 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği"nin 20. maddesinin üçüncü, dördüncü, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkralarının; 26/11/2016 tarih ve 29900 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi"nin kabülüne ilişkin 16/11/2016 tarih ve 6593-20 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının; geri ödemeye ilişkin yatırım tutarı toplamının 7.459.658,74-TL olarak tespit edilmesi ve bu tutarın 10 yılda geri ödenmesine yönelik koşulların belirlenmesine ilişkin TEİAŞ Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi ile … tarih ve … sayılı işleminin; geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarı toplamını ve geri ödemeye yönelik belirlenen usul ve esasları uygun bulan … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Elektrik Piyasası Dairesi Başkanlığı işleminin iptali ile 154/OG kV Maçka Havza Trafo Merkezi (TM) ve bu TM’den itibaren 154 kV 8,85148 km tek devre 1272 MCM (OPGW’li) Enerji İletim Hattının (EİH) yapımı için geri ödenmesi gereken yatırım tutarının 9.854.335,15-TL olarak kabulüyle, söz konusu tutara EİH'nin geçici kabul tarihi 11/03/2013 ve TM'nin geçici kabul tarihi 30/12/2013 olduğu dikkate alınarak, bu tarihlerden itibaren avans faizi uygulanmasına, anılan tutardan bağlantı ve sistem kullanım bedeli olan 1.156.221,88-TL'nin mahsubu sonucu kalan bakiye alacağın değişen oranlarda avans faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları ile davacı tarafın Anayasaya aykırılık iddiası geçerli görülmemiştir.
6446 sayılı "Elektrik Piyasası Kanunu"nun "Amaç" başlıklı 1. maddesinde; "Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının sağlanmasıdır." hükmüne yer verilmiş; "İletim sistemi" başlıklı 8. maddesinin dava konusu edilen işlemlerin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan şekliyle 5. fıkrasında; "Üretim ve tüketim tesislerinin sisteme bağlantısı için yeni iletim tesisi ve bu tesisin sisteme bağlanabilmesi için yeni iletim hatlarının yapılmasının gerekli olduğu hâllerde; bu tesislerin yapımı için TEİAŞ’ın yeterli finansmanının olmaması veya zamanında yatırım planlaması yapılamaması durumlarında, söz konusu yatırımlar, bu tesise bağlantı talebinde bulunan tüzel kişi veya kişilerce müştereken yapılabilir veya finanse edilebilir. Yapılan yatırımın tutarı ilgili tüzel kişi veya kişiler ile TEİAŞ arasında yapılacak bir tesis sözleşmesi ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları çerçevesinde geri ödenir. Geri ödeme süresi üretim ve tüketim tesisleri için en fazla on yıldır. Bu konuya ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir." hükmüne yer verilmiş olup, 25/11/2020 tarihli ve 7257 sayılı Kanunun 33. maddesiyle bu fıkranın birinci cümlesinde yer alan “tesislerinin sisteme” ibaresi “tesislerinin iletim sistemine” şeklinde değiştirilmiş, ikinci cümlesine “çerçevesinde” ibaresinden sonra gelmek üzere “iletim sistem kullanım bedelinden mahsup edilmek suretiyle” ibaresi eklenmiş ve üçüncü cümlesinde yer alan “on” ibaresi “beş” şeklinde değiştirilmiştir.
28/01/2014 tarihli ve 28896 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren "Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği"nin "Kullanıcı Tarafından Tesis Edilen İletim ve Dağıtım Varlıkları" başlıklı Altıncı Bölümünde yer verilen "İletim varlıkları" başlıklı 20. maddesinde; "(1) Üretim ve tüketim tesislerinin iletim sistemine bağlanabilmesi için yeni iletim tesisi ve bu tesisin sisteme bağlanabilmesi için yeni iletim hatlarının yapılmasının gerekli olduğu hâllerde; bu tesislerin yapımı için TEİAŞ’ın yeterli finansmanının olmaması veya zamanında yatırım planlaması yapılamaması durumlarında, söz konusu yatırımlar, bu tesise bağlantı talebinde bulunan tüzel kişi veya kişilerce müştereken yapılabilir veya finanse edilebilir. Bu kapsamda yapılan tesis ve hatların mülkiyeti ve işletme sorumluluğu TEİAŞ’a aittir.
(2) Müştereken yapılacak iletim tesislerinin yatırımları, ilgili tüzel kişiler tarafından, bu kişilerin bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında belirtilen anlaşma güçleri oranında paylaşılarak karşılanır. Konuya ilişkin usul ve esaslar TEİAŞ tarafından belirlenir.
(3) Müştereken veya münferiden yapılacak iletim tesisine ilişkin geri ödemeye esas yatırım tutarı, TEİAŞ tarafından hazırlanıp Kurul tarafından onaylanan metodolojiye göre hesaplanır.
(4) Metodoloji çerçevesinde TEİAŞ tarafından belirlenen geri ödemeye esas yatırım tutarı, Türk Lirası cinsinden sabitlenerek, peşin alınmış sistem kullanım bedeli olarak değerlendirilir. Geri ödemeye esas yatırım tutarı tamamlanıncaya kadar kullanıcı sistem kullanım bedeli (katma değer vergisi hariç) ödemez. Geri ödeme tutarından mahsup edilecek sistem kullanım bedelinin hesaplanmasında, aylık iletim faturasının düzenlenme tarihinde yürürlükte olan sistem kullanım tarifesi kullanılır. Ancak, faturada yer alan katma değer vergisi tutarının tamamı ile diğer kalemler süresi içerisinde kullanıcı tarafından ödenir. Katma değer vergisi hariç fatura tutarı, TEİAŞ tarafından peşin ödenmiş sistem kullanım bedeli olarak kullanıcı adına alacak kaydedilir.
(...)
(6) Geri ödemenin başladığı tarihten itibaren 10 (on) yıl içerisinde bu madde kapsamında gerçekleşen yatırıma ilişkin toplam harcama tutarlarının geri ödemesi tamamlanamadığı takdirde, bakiye tutar ilgili kullanıcıya onuncu yılın sonunda defaten ödenir.
(7) Üretim ve tüketim tesislerinin iletim sistemine bağlanabilmesi için, sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle, genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olması ve yeterli finansmanın mevcut olmaması veya zamanında yatırım planlaması yapılamaması dolayısıyla TEİAŞ adına, bağlantı yapmak isteyen tüzel kişiler tarafından yapılan iletim varlıklarının metodoloji çerçevesinde hesaplanan geri ödemeye esas yatırım tutarlarının, geçici kabul tutanağının TEİAŞ tarafından onaylandığı ayı takip eden aydan itibaren en fazla 10 (on) yıl içerisinde aylık eşit taksitler hâlinde yapılan geri ödemelere de, dördüncü fıkra çerçevesinde iletim tarifesi sistem kullanım bedelinden mahsup yöntemi uygulanır.
(8) İletim sistemine bağlantı yapmak isteyen tüzel kişiler tarafından müştereken finanse edilen ve TEİAŞ tarafından tesis edilen iletim varlıkları için TEİAŞ ile tüzel kişiler arasında imzalanan ön anlaşma hükümleri uyarınca, TEİAŞ tarafından yapılan iletim varlıklarının gerçekleşen yatırımına ilişkin toplam harcama tutarı, sistem kullanım bedeli tahakkuk edene kadar, yapılan iletim tesis ve hatlarına ilişkin geçici kabul tutanağının TEİAŞ tarafından onaylandığı ayı takip eden aydan itibaren başlanarak ve bu tarihten itibaren en fazla 10 (on) yıl içerisinde aylık eşit taksitler hâlinde geri ödenir. Vadesinde geri ödenmeyen aylık taksitlere ilişkin tutara, vade tarihinden itibaren 04/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre belirlenen kanuni faiz oranı uygulanır. Sistem kullanım bedelinin tahakkuk etmeye başlamasından itibaren bakiye tutar için dördüncü fıkra çerçevesinde iletim tarifesi sistem kullanım bedelinden mahsup yöntemi uygulanır. (...)" şeklindeki düzenlemeye yer verilmiş olup, 6446 sayılı Yasa'nın 8. maddesinin 5. fıkrasında 7257 sayılı Yasa'nın 33. maddesi ile yapılan değişiklikler doğrultusunda 09/05/2021 tarih ve 31479 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile 6., 7. ve 8. fıkralarda yer verilen on yıllık süreler beş yıl olarak yeniden düzenlenmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirketin 04/03/2010 tarih ve 2452-1 sayılı Kurul kararıyla Mavi Reg. ve HES projesini gerçekleştirerek 49 yıl süreyle üretim faaliyetinde bulunabilmek için elektrik üretim lisansı aldığı; EPDK'nın … tarih ve … sayılı kararı ile sistem bağlantı noktasını değiştirerek, bölgede inşaatı devam eden kendi davacıya ait HES projesiyle birlikte toplam beş adet HES'in bağlantısının projesi ve finansman kaynağı olmayan "Maçka Havza TM'nin OG barası" olmasına ve bu TM ile bağlantı için ihtiyaç duyulan yaklaşık 8,5 km'lik EİH'nin yatırımcılar arasından tespit ettiği davacı şirket tarafından yapılmasına karar verdiği, davacı şirket ile TEİAŞ arasında 03/11/2011 tarihli anlaşmanın imzalandığı; tamamlanan TM ve EİH'na karşılık geri ödenecek bedelin dava konusu edilen metodoloji uygulanmak suretiyle TEİAŞ tarafından 7.459.658,74-TL olarak belirlendiği ve TL cinsinden sabitlenmek suretiyle sistem kullanım bedelinden mahsup yoluyla ödenmeye başlandığı; davacı şirketçe TEİAŞ'a 07/12/2017 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunularak, yeni bağlantı noktası için bölgede faaliyet gösteren dağıtım şirketi ile dağıtım sistemine bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları imzalandığından bahisle 03/11/2011 tarihli bağlantı anlaşmasının sonlandırılmasının talep edildiği, TEİAŞ'ın dava konusu edilen işlemlerinden 12/12/2017 tarihli işlemi ile bu talep kabul edilerek bağlantı anlaşmasının genel hükümler kısmının feshedildiği ve daha önce belirlenmiş olan 7.459.658,74-TL geri ödeme tutarından toplam 1.156.221,88-TL sistem kullanım bedelinin mahsup edilmesi sonucu kalan 6.303.436,86-TL'nin mevzuattaki on yıllık azami süre dikkate alınarak kalan 74 aya bölünerek eşit taksitler şeklinde aylık 85.181,58-TL olarak ödeneceğinin bildirildiği; davacının, belirlenen tutarın gerçek yatırım tutarı olan 9.854.335,15-TL'nin çok altında olduğu ileri sürülerek yapmış olduğu itirazın diğer dava konusu işlem olan 07/02/2018 tarihli işlem ile reddi üzerine taraflar arasındaki anlaşmazlığın giderilmesi için yapmış olduğu başvurunun Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Elektrik Piyasası Dairesi Başkanlığınca tesis edilen 12/09/2018 tarihli işlemle reddi üzerine belirtilen işlemler ile bu işlemlerin dayanağı olan Yönetmelik hükümleri ve Metodolojinin onaylanmasına dair Kurul kararının, geri ödenecek yatırım tutarının hesaplanma yöntemiyle ilgili hiçbir objektif kriterin bulunmadığı, Yönetmelik ve Metodolojiyle yasa hükümlerinin genişletildiği, ölçülülük ilkesine aykırı düzenlemeler yapıldığı, yine yasaya aykırı bir şekilde yetki devri yapılarak,TEİAŞ tarafından fiilen yapılan yatırım değerleri yerine emsal veya varsayımsal değerler dikkate alınarak hesaplama yapılmasının öngörüldüğü, kamu gücünün tek yanlı orantısız olarak kullanılmasının mülkiyet hakkına zarar verdiği iddialarıyla iptali; yoksun kaldığı parasal meblağın faizi ile tazminine hükmedilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
"Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği"nin iptali istenilen 20. maddesi hükümleri bakımından;
Maddenin 3. fıkrası ile geri ödemeye esas yatırım tutarının belirlenmesine ilişkin metodolojinin TEİAŞ tarafından hazırlanacağı yönünde yer verilen hükmün Yasa ile EPDK'ya tanınmış yetkinin yasaya aykırı bir şekilde devri anlamına geldiği iddia olunmuş ise de; mevzuat ile iletim tesis ve hatlarının mülkiyeti ve işletme sorumluluğu verilen, konuya ilişkin teknik hazırlıkları tamamlayabilecek yetkinlikteki TEİAŞ'a sadece ön hazırlıkların yaptırılmasının amaçlandığı, taslak üzerindeki her türlü değişiklik ve tasarruf hakkının EPDK'ya ait olduğu, bu nedenle yetki devrinden bahsedilemeyeceği açık olup, maddede hukuka aykırılık görülmemiştir.
Maddenin 4. fıkrası ile geri ödemeye esas yatırım tutarının Türk Lirası cinsinden sabitlenmesine ilişkin düzenleme ile sistem kullanım bedelinin hesaplanmasında güncel tarifenin uygulanmasına ilişkin düzenlemenin mülkiyet hakkına aykırı olduğu iddiası bakımından; 6446 sayılı Yasa'nın 8. maddesinin 5. fıkrasında yer verilen "yapılan yatırımın tutarı" ifadesi ile gerçekleşen yatırım tutarının nominal olarak değil reel olarak ödenmesinin amaçlandığında şüphe yoktur. Bu nedenle enflasyon oranları dikkate alınmaksızın Türk Lirası olarak sabitleme suretiyle yıllar sürecek bir ödemenin gerçek yatırım bedelini karşılamaktan uzak olacağı, bu yönüyle fıkrada "Türk Lirası cinsinden sabitlenerek" şeklinde yer verilen ibarenin Yasa hükmüne aykırı olduğu; sistem kullanım bedelinden mahsup suretiyle yapılacak ödemeye ilişkin hükümler bakımından ise; her hâlükârda bu bedeli ödemekle yükümlü olan üretim lisansı sahibi kişilerin, idarece enflasyon oranları dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak yatırım bedelinin sabit taksitler şeklinde ödenmesi yerine sistem kullanım bedelinin güncel tutarı dikkate alınarak mahsubu suretiyle ödenmesinin ilgililerin yasada öngörülen 10 yıllık (değişiklik sonrasında 5 yıllık) süreden daha kısa sürede yatırım bedellerini almalarını sağlayacağı, bu yönüyle düzenlemede hukuka ve üst hukuk normlarına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Maddenin 6. fıkrasında yer verilen; 10 yıl içinde geri ödemenin tamamlanamaması hâlinde kalan tutarın bir seferde defaten ödenmesi yolundaki düzenlemenin; davacının iddiaları aksine Yasa'da yer verilen azami süreyi esnetmediği, tam tersine bu süreye tam olarak uyulmasını sağlamaya yönelik olduğu; bu yönüyle mevzuata aykırılık taşımadığı sonucuna varılmıştır.
Davacının maddenin 7. fıkrasına karşı yapmış olduğu itirazlar yukarıda yer verilen ve hukuka uygun bulunan hükümlerle benzer nitelikte olduğundan bu fıkra hükmünde de hukuka aykırılık görülmemiştir.
Maddenin 8. fıkrası incelendiğinde ise; bu fıkradaki düzenlemenin iletim tesisi ve hatlarının kullanıcı tarafından yapılması ile ilgili olmayıp, iletim sistemine bağlantı yapmak isteyen tüzel kişiler tarafından müştereken finanse edilen ve TEİAŞ tarafından tesis edilen iletim varlıklarına ilişkin olduğu, bu yönüyle dava edilen bireysel işlemlerin dayanağı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla davacı şirketin bu hükmün iptalini istemede menfaatinin bulunmadığı, istemin ehliyet yönünden reddinin gerekeceği sonucuna varılmıştır.
"Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi"nin kabülüne ilişkin 16/11/2016 tarih ve 6593-20 sayılı Kurul kararının iptali istemine gelince;
Bu konudaki ilk Metodoloji EPDK'nın … tarih ve …sayılı kararı ile kabul edilmiş olup, bu kararın iptali istemiyle Danıştay Onüçüncü Dairesinde açılan dava sonucu verilen 31/03/2015 tarih ve E:2010/2546, K:2015/1256 sayılı iptal kararında; tesislerin inşa edileceği araziden veya coğrafi konumdan kaynaklanan maliyet farklılıklarının (nakliye, hammaddeye ulaşım, işgücü ve benzeri) gerçekleşen yatırım tutarına yansıtılacağı, benzer sözleşmelerdeki en düşük bedel yaklaşımının, Yasa'nın 8/5 maddesinde yer verilen gerçek yatırım bedeline ulaşılmasını sağlamaktan uzak olduğu gibi rekabet unsurunun oluşmadığı ihalelerin veyahut benzer tesislerin yüksek bedelle ihale edilmesi ihtimallerinde, mevcut tesisin bu bedellerden daha düşük bedellerle de inşa edilebileceğinden kamu zararına neden olacağı gerekçelerine yer verilmiştir.
Belirtilen iptal kararı dikkate alınarak Kurul tarafından kabul edilen dava konusu Metodoloji'de ise, enerji iletim hattı tesislerinde aynı karakteristiğe sahip en düşük bedel yaklaşımı esas alınmaya devam edilerek, tesislerin inşa edileceği araziden veya coğrafi konumdan doğrudan etkilenen maliyet kaleminin 1 km hat uzunluğundaki galvanizli demir direk ağırlığı olduğundan bahisle, bu unsura nakliye, montaj ve işgücü giderlerinin de eklendiği belirtilen yeni bir hesaplama yöntemi oluşturulmuştur.
Bununla birlikte, ilgili mevzuatta "karakteristik" kavramından ne anlaşılması gerektiği hususunda bir açıklamaya yer verilmediği gibi TEİAŞ'ın 4734 sayılı Kanun kapsamında farklı coğrafi bölgelerde gerçekleştirdiği ihalelerde aynı karakteristik özelliğe sahip iletim tesislerine yönelik oluşan fiyatların içerisindeki maliyet kalemlerinin aynı olduğundan söz etme imkânı da bulunmamaktadır. Bu bağlamda, iletim tesislerinin inşa edileceği araziden veya coğrafi konumdan kaynaklanan maliyet farklılıklarının gerçekleşen yatırım tutarına yansıtılması gerektiğine ilişkin yargı kararının tam olarak uygulanmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, enerji iletim hattı tesislerinde, Dairenin iptal kararında objektif kriterlere dayalı olmadığı değerlendirilen en düşük bedel yaklaşımının benimsenmeye devam edildiği, bahse konu iptal kararında belirtilen, rekabet unsurunun oluşmadığı ihalelerin veya benzer tesislerin yüksek bedelle ihale edilmesi ihtimallerinde, mevcut tesisin bu bedellerden daha düşük bedellerle de inşa edilebileceğinden kamu zararına neden olacağı hususunun dava konusu Metodoloji'de karşılanmadığı görülmektedir.
Bu itibarla, dava konusu Metodoloji'de yargı kararının gereği, hüküm fıkrasıyla birlikte gerekçeleri de gözetilmek suretiyle eksiksiz olarak yerine getirilmediğinden iptalinin gerekeceği düşünülmektedir.
Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun E:2020/2165 ve E:2020/3026 sayılı kararları da bu yöndedir.
Dava konusu edilen bireysel işlemler incelendiğinde;
Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi'nin kabülüne ilişkin … tarih ve … sayılı Kurul kararının hukuka aykırı olduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle bu işleme dayalı olarak tesis edilen TEİAŞ Genel Müdürlüğü'nün … tarihli, … sayılı işlemi ve … tarihli, … sayılı işlemleri ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Elektrik Piyasası Dairesi Başkanlığının … tarih ve … sayılı işleminin de hukuka aykırı olarak tesis edildiğinin kabulü gerekmektedir.
Tazminat istemi bakımından;
Metodolojinin iptali yönünde verilen karar dikkate alınarak yeniden tesis edilecek metodoloji doğrultusunda idarece yeniden bir hesaplama yapılacağı açık olup, bu aşamada tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığı düşünülmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 28/01/2014 tarih ve 28896 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği"nin 20. maddesinin üçüncü, altıncı ve yedinci fıkralarının iptali istemi yönünden davanın reddine; sekizinci fıkrasının iptali istemi bakımından davanın ehliyet yönünden reddine; dördüncü fıkrasının; "Türk Lirası cinsinden sabitlenerek" ibaresi yönünden iptaline; diğer hükümleri bakımından ise davanın reddine; dava konusu edilen bireysel işlemlerin iptaline; tazminat istemi hakkında ise bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce duruşma için taraflara önceden bildirilen 26/10/2021 tarihinde, davacı vekili Av. …'ın; davalı idarelerden EPDK vekili Av. … ile EPDK Uzmanı …'in ve TEİAŞ Genel Müdürlüğü vekili Av. …'in geldikleri, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin … tarih ve … sayılı Kurul kararıyla elektrik üretim lisansı aldığı; şirket ile davalı TEİAŞ arasında 03/11/2011 tarihinde Mavi Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali'nin (HES) 154 kV/OG Maçka Havza TM'nin OG Barasına bağlanması için bağlantı anlaşmasının imzalandığı; yine aynı tesis için şirket ile davalı TEİAŞ arasında 03/08/2015 tarihinde bu defa İletim Sistemi Sistem Kullanım Anlaşması'nın imzalandığı; dava konusu Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi çerçevesinde geri ödemeye esas gerçekleşen toplam yatırım tutarının 7.130.921,55-TL, geri ödemeye esas kamulaştırma tutarının 328.737,19-TL olarak belirlendiği; bunun üzerine şirketin 23/05/2018 tarihli dilekçeyle, Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği'nin 35. maddesi uyarınca, toplam 7.459.658,74-TL olarak hesaplanan tutara 30/12/2013 tarihinden itibaren ticarî avans faizi uygulanması, 12/12/2017 tarihine kadar olan bağlantı ve iletim borcunun mahsubu sonucu kalan bakiye alacağın ödenmesi istemiyle davalı EPDK'ya başvurduğu; Elektrik Piyasası Dairesi Başkanlığı'nın … tarih ve … sayılı cevabi yazısıyla, yatırımların geri ödeme tutarının TEİAŞ tarafından hesaplanması ve geri ödeme usulünün mevzuata uygun olduğunun değerlendirildiğinden bahisle söz konusu başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalılar tarafından, davanın süresinde açılmadığı; Dairemizin 18/02/2020 tarih ve E:2017/262, K:2020/523 sayılı, 18/02/2020 tarih ve E:2017/165, K:2020/521 sayılı kararlarına konu 6593-20 sayılı Kurul kararı ile dava konusu aynı olan işbu davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiği ileri sürülmüştür.
Davalıların usule yönelik itirazları ile davacının bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin talebi yerinde görülmeyerek esasın incelenmesine geçildi.

ESAS YÖNÜNDEN:
ANAYASA'YA AYKIRILIK İDDİASININ İNCELENMESİ:
Davacı tarafından, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 8. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de, Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Uyuşmazlık tarihi itibarıyla yürürlükteki hâli olan 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 8. maddesinin beşinci fıkrasında, üretim ve tüketim tesislerinin sisteme bağlantısı için yeni iletim tesisi ve bu tesisin sisteme bağlanabilmesi için yeni iletim hatlarının yapılmasının gerekli olduğu hâllerde; bu tesislerin yapımı için TEİAŞ’ın yeterli finansmanının olmaması veya zamanında yatırım planlaması yapılamaması durumlarında, söz konusu yatırımların, bu tesise bağlantı talebinde bulunan tüzel kişi veya kişilerce müştereken yapılabileceği veya finanse edilebileceği, yapılan yatırım tutarının ilgili tüzel kişi veya kişiler ile TEİAŞ arasında yapılacak bir tesis sözleşmesi ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları çerçevesinde geri ödeneceği, geri ödeme süresinin üretim ve tüketim tesisleri için en fazla 10 yıl olduğu, bu konuya ilişkin usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
YÖNETMELİĞİN 20. MADDESİNİN 3., 4., 7. ve 8. FIKRALARININ İNCELENMESİ:
Sözlük anlamı ile "düzenli hâle koymak, düzen vermek, tanzim ve tertip etmek" olarak tanımlanan "düzenleme", kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlıdır. Kural ise; sürekli, soyut, nesnel, genel (kişilik dışı) durumları belirleyen ve gösteren norm olarak tanımlanmaktadır. (ÖZAY İl Han, Günışığında Yönetim, 2017, İstanbul, s. 426)
İdare, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetki ile kural koyma (düzenleme yapma) yetkisine sahiptir. "Kural işlemler" (ya da diğer adıyla genel düzenleyici işlemler), üst hukuk kurallarına uygun olarak hukuk düzenine yeni kural getiren ya da mevcut bir kuralı değiştiren veya kaldıran tek yanlı idarî işlemlerdir. Düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge gibi genel düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir anlatımla, belirtilen nitelikte kurallar getirmiş olması gerekmekte olup, bu genel düzenlemelerin üst hukuk kurallarına aykırı hükümler içermemesi zorunludur.
6446 sayılı Kanun'da yeni iletim tesisi ve yeni iletim hatlarının yapılmasının gerekli olduğu hâllerde TEİAŞ’ın yeterli finansmanının olmaması veya zamanında yatırım planlaması yapılamaması durumlarında, bu yatırımların ilgili kullanıcılar tarafından finanse edilebileceği gibi müştereken de yapılabileceğinin öngörüldüğü, yatırım tutarının tesis sözleşmesi ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları çerçevesinde geri ödeneceği, konuya ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği vurgulanmıştır.
Düzenleyici kurumlar, ilgili bulundukları piyasada düzenleme ve denetleme görevi üstlenmekte olup, bu kurumların temel işlevi toplumsal ve ekonomik hayatın temel hak ve özgürlükler ile yakından ilişkili alanlarındaki kamusal ve özel kesim etkinliklerini, birtakım kurallar koyarak düzenlemek, konulan kurallara uyulup uyulmadığını izlemek ve denetlemektir. Elektrik piyasası ile ilgili olarak düzenlemeler yapma yetkisine sahip olan davalı EPDK tarafından 6446 sayılı Kanun'un verdiği yetkiye dayanılarak uyuşmazlığa yönelik kurallar düzenlenmiştir.
Buna göre, Yönetmeliğin 20. maddesinin dava konusu fıkralarında, geri ödemeye esas yatırım tutarının TEİAŞ tarafından hazırlanıp Kurul tarafından onaylanan Metodoloji'ye göre hesaplanacağı, söz konusu Metodoloji çerçevesinde hesaplanan geri ödemeye esas yatırım tutarının Türk Lirası cinsinden sabitlenerek peşin alınmış sistem kullanım bedeli olarak değerlendirileceği, geri ödeme tutarından mahsup edilecek sistem kullanım bedelinin hesaplanmasında aylık iletim faturasının düzenlenme tarihinde yürürlükte olan sistem kullanım tarifesinin kullanılacağı, hesaplanan geri ödemeye esas yatırım tutarlarının, en fazla 10 yıl içerisinde aylık eşit taksitler hâlinde yapılan geri ödemelere de iletim tarifesi sistem kullanım bedelinden mahsup yönteminin uygulanacağı, müştereken finanse edilen ve TEİAŞ tarafından tesis edilen iletim varlıkları için TEİAŞ tarafından yapılan iletim varlıklarının gerçekleşen yatırımına ilişkin toplam harcama tutarının, sistem kullanım bedeli tahakkuk edene kadar en fazla 10 yıl içerisinde aylık eşit taksitler hâlinde geri ödeneceği, sistem kullanım bedelinin tahakkuk etmeye başlamasından itibaren bakiye tutar için iletim tarifesi sistem kullanım bedelinden mahsup yönteminin uygulanacağı belirtilmiştir.
Yönetmelik, müştereken veya münferiden yapılacak iletim varlıklarının geri ödemeye esas yatırım tutarının tespitine yönelik usul ve esasların belirlenmesine ilişkin olup, TEİAŞ'ın yapacağı hesaplamaya dair kuralları kapsamaktadır. Kanun koyucu geri ödemeye esas yatırım tutarının düzenleyici işlem ile objektif bir şekilde belirlenmesi hususunda davalı EPDK'yı yetkili kılmıştır. Bu doğrultuda, 6446 sayılı Kanun'un çizdiği çerçeve içinde takdir yetkisinin kullanıldığı ve bu yetkinin kullanılırken kamu hizmetinin gerekleri ve kamu yararının göz önünde bulundurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, 6446 sayılı Kanun'un iletim varlıklarının geri ödemeye esas yatırım tutarının belirlenmesi hususunda öngördüğü yetkinin üst hukuk kuralına uygun olarak düzenlendiği anlaşıldığından, dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
YÖNETMELİĞİN 20. MADDESİNİN 6. FIKRASININ İNCELENMESİ:
Uyuşmazlık tarihi itibarıyla yürürlükteki hâli olan 6446 sayılı Kanun'un 8. maddesinin beşinci fıkrasında, geri ödeme süresinin üretim ve tüketim tesisleri için en fazla 10 yıl olduğu, söz konusu kural gereğince geri ödemenin başladığı tarihten itibaren 10 yıl içerisinde gerçekleşen yatırıma ilişkin toplam harcama tutarlarının geri ödemesi tamamlanamadığı takdirde, bakiye tutarın 10. yılın sonunda defaten ödeneceği Yönetmelikte düzenlenmiştir.
Ancak, 02/12/2020 tarih ve 31322 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7257 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 33. maddesiyle, 6446 sayılı Kanun'un 8. maddesinin beşinci fıkrasındaki geri ödeme süresinin en fazla beş yıl olacağı kurala bağlanmıştır. Bu değişiklik çerçevesinde, 09/05/2021 tarih ve 31479 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 14. maddesiyle, Yönetmeliğin 20. maddesinin altıncı fıkrasındaki süre 5 yıla düşürülmüştür. Bu hâliyle, söz konusu fıkra yönünden davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından, esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmamaktadır.
KURUL KARARI VE DİĞER İŞLEMLERİN İNCELENMESİ:
İptal davasının amacı, hukuka aykırı idarî işlemin uygulamadan kaldırılması, geçersiz kılınması ve işlemin hukuksal geçerliliğine son verilmesidir. Bununla elde edilmek istenen, hukuk düzeninde hukuka aykırı işlemlerin bulunmamasını sağlayarak, hukuk devletinin korunmasıdır. İdare Hukuku ilkelerine göre, iptal kararları, iptali istenilen işlemi, tesis edildiği tarih itibarıyla ortadan kaldıran kararlardır.
Anayasa'nın 138. maddesinin son fıkrasında, "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez." kuralı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin birinci fıkrasında ise, "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. (...) ancak disiplin hükümleri saklıdır." kuralı yer almaktadır.
Anılan kurallar uyarınca; idarenin, bir işlemin iptali yolundaki yargı kararlarının gereklerini geciktirmeden yerine getirmeye zorunlu olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır. Her türlü işlem ve eylemi yargı denetimine tâbi olan idarenin yargı kararlarına uyması ve bu kararların gereklerine göre işlem tesis etmek ya da eylemde bulunmak zorunda olması aynı zamanda Anayasa'nın 2. maddesinde kabul edilmiş olan "hukuk devleti" ilkesinin de bir gereğidir.
Bu bağlamda, düzenleyici işlemlerle ilgili olarak verilen iptal kararlarının da, idare tarafından uygulanması gerektiği, idarenin iptal edilen düzenleyici işlemi, ortadan kaldırmakla yükümlü olduğu, yargı kararlarının uygulanması konusunda idareye takdir yetkisinin tanınmadığı, bu kararların doğruluğunu tartışma ve buna göre uygulama yetkisinin bulunmadığı, idarelerin bu alandaki yetkilerinin "bağlı yetki" niteliğinde olduğu açıktır.
Diğer yandan yargı kararlarının uygulanması zorunluluğunu, kararların tam olarak yerine getirilmesini sağlamaya yönelik olarak değerlendirmek gerekmektedir. İdarî yargı kararlarının uygulanması sırasında, kararın hüküm fıkrasıyla birlikte gerekçelerinin de gözetilerek işlem tesis edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. İdarenin yargı kararlarını amacına uygun bir şekilde uygulaması zorunluluğu, hukuk düzenince kişilere sağlanan hukuk güvenliği ve devlet işlemlerindeki istikrarın sonucudur.
Dosyanın incelenmesinden, Dairemizin 31/03/2015 tarih ve E:2010/2546, K:2015/1256 sayılı iptal kararında, tesislerin inşa edileceği araziden veya coğrafi konumdan kaynaklanan maliyet farklılıklarının (nakliye, hammaddeye ulaşım, işgücü ve benzeri) gerçekleşen yatırım tutarına yansıtılacağı, benzer sözleşmelerdeki en düşük bedel yaklaşımının, rekabet unsurunun oluşmadığı ihalelerin veyahut benzer tesislerin yüksek bedelle ihale edilmesi ihtimallerinde, mevcut tesisin bu bedellerden daha düşük bedellerle de inşa edilebileceğinden kamu zararına neden olacağı gerekçelerine yer verilmiştir.
Dava konusu Metodoloji'de ise, enerji iletim hattı tesislerinde aynı karakteristiğe sahip en düşük bedel yaklaşımı esas alınmaya devam edilerek, tesislerin inşa edileceği araziden veya coğrafi konumdan doğrudan etkilenen maliyet kaleminin 1 km hat uzunluğundaki galvanizli demir direk ağırlığı olduğundan bahisle, bu unsura nakliye, montaj ve işgücü giderlerinin de eklendiği belirtilen yeni bir hesaplama yöntemi oluşturulmuştur.
Bununla birlikte, ilgili mevzuatta "karakteristik" kavramından ne anlaşılması gerektiği hususunda bir açıklamaya yer verilmediği gibi, TEİAŞ'ın 4734 sayılı Kanun kapsamında farklı coğrafi bölgelerde gerçekleştirdiği ihalelerde aynı karakteristik özelliğe sahip iletim tesislerine yönelik oluşan fiyatların içerisindeki maliyet kalemlerinin aynı olduğundan söz etme imkânı bulunmamaktadır. Bu bağlamda, iletim tesislerinin inşa edileceği araziden veya coğrafi konumdan kaynaklanan maliyet farklılıklarının gerçekleşen yatırım tutarına yansıtılması gerektiğine ilişkin yargı kararının tam olarak uygulanmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, enerji iletim hattı tesislerinde, Dairemizin söz konusu iptal kararında objektif kriterlere dayalı olmadığı değerlendirilen en düşük bedel yaklaşımının benimsenmeye devam edildiği, bahse konu iptal kararında belirtilen, rekabet unsurunun oluşmadığı ihalelerin veya benzer tesislerin yüksek bedelle ihale edilmesi ihtimallerinde, mevcut tesisin bu bedellerden daha düşük bedellerle de inşa edilebileceğinden kamu zararına neden olacağı hususunun dava konusu Metodoloji'de karşılanmadığı görülmektedir.
Bu itibarla, Metodoloji'de yargı kararı gereğinin, hüküm fıkrasıyla birlikte gerekçeleri de gözetilmek suretiyle eksiksiz olarak yerine getirilmediği anlaşıldığından, dava konusu Kurul kararında ve söz konusu Kurul kararıyla belirlenen Metodoloji çerçevesinde tesis edilen işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
TAZMİNAT İSTEMİNİN İNCELENMESİ:
Dava konusu Metodoloji'nin iptali yönünde verilen karar dikkate alınarak geri ödemeye esas yatırım tutarının tespitine yönelik kabul edilecek yeni Metodoloji çerçevesinde yeniden bir hesaplama yapılacağından dolayı bu aşamada söz konusu istem hakkında karar verilmesine gerek bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği'nin 20. maddesinin 3., 4., 7. ve 8. fıkraları yönünden DAVANIN REDDİNE oybirliğiyle,
2. Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisine ilişkin 26/11/2016 tarih ve 29900 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16/11/2016 tarih ve 6593-20 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının, geri ödemeye ilişkin yatırım tutarı toplamının 7.459.658,74-TL olarak tespit edilmesi ve bu tutarın 10 yılda geri ödenmesine yönelik koşulların belirlenmesine ilişkin TEİAŞ Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin, söz konusu işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin TEİAŞ Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin ve geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarı toplamını ve geri ödemeye yönelik belirlenen usul ve esasları uygun bulan … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Elektrik Piyasası Dairesi Başkanlığı işleminin İPTALİNE oyçokluğuyla,
3. Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği'nin 20. maddesinin 6. fıkrasının iptali istemi ile tazminat istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA oybirliğiyle,
4. Dava kısmen ret, kısmen iptal, kısmen karar verilmesine yer olmadığı kararı ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL'nin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, kalan ….-TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına,
5. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, …-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
6. Fazla yatırılan …-TL harcın istemi hâlinde davacıya iadesine,
7. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
8. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 26/10/2021 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dairemizin 31/03/2015 tarih ve E:2010/2546, K:2015/1256 sayılı iptal kararında, iletim tesisini inşa veya finanse eden kişilere yapılan yatırımın gerçek maliyet tutarının geri ödenmesi gerektiği, tesislerin inşa edileceği araziden veya coğrafi konumdan kaynaklanan maliyet farklılıklarının (nakliye, hammaddeye ulaşım, işgücü ve benzeri) gerçekleşen yatırım tutarına yansıtılacağı, benzer sözleşmelerdeki en düşük bedel yaklaşımının, rekabet unsurunun oluşmadığı ihalelerin veyahut benzer tesislerin yüksek bedelle ihale edilmesi ihtimallerinde, mevcut tesisin bu bedellerden daha düşük bedellerle de inşa edilebileceğinden kamu zararına neden olacağı gerekçelerine yer verilmiştir.
Davalı EPDK tarafından, Dairemizin iptal kararı bağlamında uygulamaların nasıl devam edebileceğine ilişkin görüş, öneri ve varsa mevzuat taslaklarının gönderilmesinin istenilmesi üzerine TEİAŞ'ın … tarih ve … sayılı yazısıyla, kullanıcılar tarafından tesis edilen enerji iletim hatlarında farklı arazi ve coğrafi bölge koşullarından doğrudan etkilenen iş kaleminin kullanılan direk tipine göre 1 km hat uzunluğundaki galvanizli demir direk ağırlığı olması nedeniyle, 1 km hat uzunluğundaki galvanizli demir direk ağırlığının geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarına yansıtılarak yeni bir hesaplama yönteminin hazırlandığı; iptal kararında kullanıcılar tarafından tesis edilen trafo merkezi ve YG güç kablosu işlerinin geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarlarının hesaplanma yöntemine dair herhangi bir husus yer almadığı için mevcut hesaplama yönteminde herhangi bir değişiklik yapılmadığı, bu hususlar çerçevesinde hazırlanan metodoloji taslağının sunulduğu belirtilmiştir.
Dava konusu Kurul kararının gerekçesinde de, TEİAŞ'ın hazırladığı metodoloji taslağının daha önce 2010 yılında onaylanan ilk metodoloji ile 2015 yılında onaylanan ikinci metodolojiyi birleştirdiği, böylece 2010 yılından bu yana kullanıcılar tarafından tesis edilen tüm iletim yatırımlarının geri ödemesinin tek bir metodoloji çatısında düzenlendiği ifade edilmiştir.
Metodoloji kuralları incelendiğinde, geri ödemeye esas tutarın hesaplanmasında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun temel ilkeleri uyarınca TEİAŞ'ın benzer işlerdeki ihalelerinin esas alındığı, araziden veya coğrafi konumdan kaynaklanan maliyet farklılıklarından doğrudan etkilenen galvanizli demir direk ağırlığı olduğundan dolayı bu maliyet farklılığının yansıtılmasına yönelik bir formül geliştirildiği, trafo merkezi ve YG güç kabloları yönünden ortalama bedel yönteminin benimsendiği, enerji nakil hatları yönünden ise TEİAŞ ihalelerindeki en düşük bedelin emsal olarak esas alındığı görülmektedir.
TEİAŞ'ın 4734 sayılı Kanun kapsamında ihale ettiği işler, kullanıcıların inşa veya finanse ettiği iletim varlıklarıyla ilgili işlemlere benzer mahiyette olup, bu ihaleler sonucunda TEİAŞ'ın en uygun bedelle sözleşme imzalayacağı dikkate alındığında geri ödemeye esas yatırımın gerçek maliyet tutarının tespitinde TEİAŞ ihaleleri esas alınmıştır.
Öte yandan, tesislerin inşa edileceği araziden veya coğrafi konumdan doğrudan etkilenen maliyet kaleminin galvanizli demir direk ağırlığı olduğu, farklı coğrafi ve iklim bölgelerinde kullanılacak galvanizli demir direk ağırlığı için düzeltme katsayısı hesaplandığı, bu unsurun nakliye, montaj ve işgücü maliyet kalemlerini de içerdiği, dolayısıyla coğrafi ve iklim farklılıklarından kaynaklanan maliyet kalemlerinin gerçekleşen yatırım tutarına yansıtıldığı anlaşılmaktadır.
İletim varlıklarına ilişkin trafo merkezi ve YG güç kabloları yönünden, en düşük birim bedel uygulaması terk edilerek ortalama bedel yöntemi benimsenmiş, enerji nakil hatları yönünden hat bedelleri ayrı bir maliyet kalemi olduğundan ve diğer ihalelerdeki gibi iş kalemi bazında fiyatı belirlenmediğinden dolayı en düşük kilometrik birim fiyatın esas alınmasına devam edilmiştir.
Kaldı ki, Metodoloji'de yeni bir hesaplama yöntemine yer verilmek suretiyle objektif kriterler geliştirilerek gerçek yatırım tutarının kullanıcılara geri ödenmesi amaçlanmıştır. Böyle bir düzenleme yapılmaması hâlinde ise, TEİAŞ adına iletim tesisini inşa veya finanse eden kullanıcıların sadece beyanları üzerine yapılan yatırım tutarının geri ödeneceği sonucuna ulaşılır ki, bu durumun çeşitli suiistimallere ve kamu zararına neden olacağı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Kurul kararında ve söz konusu Kurul kararıyla belirlenen Metodoloji çerçevesinde tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği oyu ile kararın bu kısmına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi