Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5613
Karar No: 2020/7642
Karar Tarihi: 25.11.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/5613 Esas 2020/7642 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı vekili, davalı ...'ün borçlarını ödememek için muvazaalı bir işlem yaparak malvarlığıyla ilgili tasarruflarda bulunduğunu söyleyerek dava açmıştır. Davalılar ise usuli açıdan borçlular hakkında aciz belgesi alınmadığını ve taşarrufun iptal davalarının 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu savunmuştur. Mahkeme, davalı ... hakkındaki davanın reddine, davalı ... hakkındaki davanın kabulü ile davacının tazminat talebinin kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak karar, infaz edilebilir tazminat miktarını belirtmediği için karar düzeltme talebi kabul edilerek bozulmuştur. Davacının amacı muvazaalı işlemle zararlandığını iddia etmek olduğu için muvazaa nedeniyle hakları ihlal olan ve zarar gören 3. kişilerin tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürmeleri mümkündür. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı da muvazaaya dayanarak dava açmaya engel değildir. Davacının iddiasını ispatlaması halinde İİK'nun 283/1,2 maddesi uyarınca tasarruf konusu üzerinde haciz ve satış isteyebilmesi mümkündür. Kanun maddeleri: İİK'nun 19., 277., ve 283./1,2. maddeleri, ve HMK'nun 125. maddesi.
17. Hukuk Dairesi         2019/5613 E.  ,  2020/7642 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacı ... ile davalılar ..., ... aralarındaki dava hakkında Adana 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.12.2015 gün ve 2014/343–2015/635 sayılı hükmün Dairenin 11.03.2019 gün ve 2016/3185-2019/2738 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R -

    Davacı vekili; davalı ..."ün 22.144,00 TL tutarında borcu bulunduğunu, davalı aleyhine Adana 9.İcra Müdürlüğünün 2009/1346 sayılı icra takip dosyası kapsamında başlatılmış olan icra takibi yapıldığını, davalının borçlarını ödememek için tekrar borçlanmadan önceki bir zamanda malvarlığıyla ilgili çeşitli tasarruflarda bulunduğunu, Adana 6.Noterliğinin 06.02.2008 tarih 02868 yevmiye numaralı kooperatif üyelik ve durak hattı devir sözleşmesi ile Adana Büyükşehir Belediyesi Otobüs İşletme Müdürlüğünde kayıtlı bulunan S.S 178 nolu Adana ili Seyhan Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifindeki üyelik ve durak hakkını kardeşi ..."e devir ettiğini, söz konusu devirin muvazaalı bir devir olduğunu belirterek davanın kabulü ile bu işlemin iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş yargılama sırasında davaya konu üyelik ve durak hakkı dava dışı ... adlı 3.şahsa devredildiğinden davacı vekili 25.11.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davasını tazminata dönüştürdüğünü bildirmiştir.
    Davalı ... vekili; usuli açıdan borçlular hakkında aciz belgesi alınmadığını, tasarrufun iptali davalarının 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece; davalı ... hakkındaki davanın reddine, davalı ... hakkındaki davanın kabulü ile davacının Adana 9. İcra Müdürlüğünün 2009/1346 sayılı dosyasındaki asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olmak koşulu ile davalı ..."ün tazminata mahkum edilmesine, karar verilmiş; hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; karar Dairenin ../...

    11.03.2019 gün ve 2016/3185-2019/2738 sayılı kararı ile
    bozulmuş, davacı vekili kararın düzeltilmesini istemiştir.
    Yeniden yapılan inceleme sonunda:
    Dava BK"nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir.
    Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK"nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler.
    3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın tasarrufun aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK"nun 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın tasarruf konusu üzerinde haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.
    Somut olayda, dava konusu S.S.178 nolu Adana İli, Seyhan Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifindeki B-42 nolu üyelik hakkı ve durak hakkı Adana Büyükşehir Belediyesi Otobüs Şube Müdürlüğü’nün 06/02/2008 tarih ve 394 sayılı kararından da anlaşıldığı üzere davalı borçlu ...’ün özel halk otobüsü çalıştırma işine ait hak ve yükümlülüklerini Zafer ../...
    Şenyüz’e devretmesine muvafakatı ile davalı 3. kişi ...’e devredilmiş, davanın açılmasından sonra ise davalı 3. kişi ... kooperatifteki üyelik hakkı ve durak hakkını dava dışı ...’a devretmiştir. Bu kooperatif üyeliği ve durak hakkı ile ilgili devrin iptaline karar verilmesi için kooperatif üyeliği ve durak hakkının devir silsilesi içindeki tüm satışların muvazaalı olduğunun ispatlanması gerekir. Ancak dava konusunun yargılama sırasında davalı tarafından devri halinde HMK’nun 125. maddesine göre davacının devir alan şahısları davaya dahil etmek veya davasını tazminata dönüştürmek gibi ihtiyari bir hakkı vardır.
    Davacı 25/11/2015 tarihli dilekçe ile davayı bedele dönüştürdüklerini belirtmiştir. Mahkemenin, davalıların kardeş olup birbirlerinin borç ve alacaklarından haberdar oldukları yapılan tasarrufun iptali gerektiği tespiti yerinde olup, bu durumda dava konusu kooperatif üyelik hakkı ve durak hakkının davalı 3.kişi ...’ün elden çıkardığı tarihteki değerinin tespit edilerek, bu değer üzerinden davalı ...’ün davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi gerekirken infaz kabiliyeti olmayacak şekilde tazminat miktarı belirtilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 11.03.2019 gün ve 2016/3185-2019/2738 sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılmasına, davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının yazılan gerekçe ile BOZULMASINA, tashihi karar peşin harcın karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine 25/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi