19. Ceza Dairesi Esas No: 2020/2010 Karar No: 2020/6379 Karar Tarihi: 11.06.2020
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/2010 Esas 2020/6379 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi, 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan sanığı mahkum etti. Temyiz sonucu dosya incelendi ve bozuldu. Bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmadığı belirtildi. Mağdur olarak toplumu oluşturan bireylerin kabul edildiği ve tüzel kişilerin suçtan zarar görmelerine rağmen mağdur sayılmayacağı belirtildi. Benzer bir eylem nedeniyle sanığın hakkında başka bir dava dosyasının da mevcut olduğu belirlendi. Bu dosyanın da incelenerek birleştirilmesi gerektiği ve sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin tartışılması gerektiği belirtildi. Hüküm bozuldu ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verildi. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5846 Sayılı Kanun, 5237 Sayılı Kanun (Türk Ceza Kanunu), TCK'nın 43/1. maddesi, 1412 Sayılı CMUK'un 321. maddesi, 5320 Sayılı Kanun'un 8/1. maddesi.
19. Ceza Dairesi 2020/2010 E. , 2020/6379 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplumu oluşturan bireyler olduğu. 5237 sayılı TCKmın hazırlanmasında esas alman suç teorisine göre bu durumda yani suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireyler olması halinde tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylem nedeniyle sanık hakkında; İstanbul(Kapatılan) 3. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 10.03.2015 tarih ve 2014/547 Esas, 2015/125 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2017/2271 Esasında kayıtlı olan dava dosyasının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında; Anılan dosyanın getirtilip incelenerek mümkün olması halinde birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu. Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.