Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11527
Karar No: 2014/15385
Karar Tarihi: 23.06.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/11527 Esas 2014/15385 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/11527 E.  ,  2014/15385 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Fatsa 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Tarihi : 25.09.2012
    No : 2007/206-2012/766

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1–05.04.2006 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan ölüm gelirleri ve cenaze gideri nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemi ile açılan bu davada; mahkemece, Y.. Ş.. yönünden reddine, talep miktarı aşılamayacağından 20.472,11 TL nin gelirlerin tahsis ve onay, masrafların ise sarf ve ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı T..Elektrik İnşaat Tic. Ltd. Şti nden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; verilen kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye tabi olduğu anlaşılmaktadır.
    5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan Yasada, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Yasaların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı sonucu davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. ve 87. maddeleridir.
    2-Eldeki davada, Yeşilırmak Elektrik Dağıtım AŞ. (YEDAŞ) (ihale makamı)’nin T Elektrik İnşaat Taah. Tic. Ltd. Şti ile yaptığı sözleşme ile elektrik dağıtım şebekelerinin (yüksek ve orta gerilim) yapım ve kurulması işini verdiği, aynı zamanda E Mühendislik Tic. Ltd. Şti.’ne de yapılan elektrik tesislerinin bakım, arıza giderim ve onarım işlerini verdiği fakat davalı T Elektrik Ltd.Şti. çalışanı
    olduğu belirtilen sigortalının, sözleşme kapsamında kafes demir direklerin değiştirilerecek kısımlarının sökümü esnasında akıma kapılarak yaralanması sonucunda vefatı şeklinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26 ve 87. maddeleri olup, davada öncelikle halledilmesi gereken sorun sigortalıyı çalıştırdığı anlaşılan T.Elektrik İnşaat Taah. Tic. Ltd. Şti ile Yedaş arasındaki ve diğer şirket olan E. Mühendislik Tic. Ltd. Şti. aralarındaki asıl işveren-taşeron ilişkisi olup olmadığının saptanmasıdır.
    506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
    Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
    İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
    Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise; asıl işverenden istenilen işin, asıl iş ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
    Mahkemece, davalı Yedaş AŞ’nin ilçe işletme şefliğinde davaya konu iş kazasının meydana geldiği elektrik tesisatı kurulması ve bakımı işinde sigortalı çalıştırıp-çalıştırmadığı; işin tamamından el çekerek, anahtar teslimi şeklinde davalı T.. Elektrik Ltd.Şti.’ne yaptırıp-yaptırmadığı araştırılarak, taraflar arasındaki asıl işveren-taşeron ilişkisi irdelenerek, asıl işveren-taşeron ilişkisinin bulunmadığı sonucuna varıldığı takdirde Yedaş AŞ’nin 506 sayılı Yasanın 26. maddesinin 2. fıkrası çerçevesinde kusurunun varlığı araştırılarak sonuca göre, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak hüküm kurulmalıdır.
    3-Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi (6098 Sayılı yasanın 74) hükmü gereğince, hukuk hâkimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle ceza mahkemesinde saptanacak maddi olayın yargısal bir kararla saptanmış olması gerçeğinin hukuk hâkimini de bağlaması gerekir. Bu hal; Kamunun yargıya olan güveninin korunmasının bir gereği olduğu gibi, söz konusu Borçlar Kanununun 74. maddesinde öngörülen kuralın da doğal bir sonucudur. Nitekim bu husus, Yargıtay"ın yerleşmiş ve kökleşmiş görüşleri ile de kabul edilmiş bulunmaktadır.
    Eldeki davada da, iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının ölümüne yol açtığı iddiası ile İ..T.. (ekip Başı ve şef), R..T. (T. Elektrik Ltd. Şti’nin diğer ortağı), A.. K.. (T.. elektrikte Elk. Mühendisi), T.. Ş..(E..

    Ştinde bakım ve onarım amiri) M.. Ş.. (Yedaş başmühendisi) hakkında ceza mahkemesinde dava açıldığı belirgin ise de; bu davanın sonucunda hangi sanıkların ceza aldıkları hangilerinin beraat ettiği belirgin olmadığından, mahkemece, yapılan ceza yargılaması sonucunda verilen kararın da dosya arasına celbi ile beraat edenler var ise, bunlar hakkında kusur verilmeyeceği dikkate alınarak yeniden kusur raporu aldırılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir.
    4-Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, Yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı, ya da, hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, Kurum tarafından gönderilen peşin değer cetvelindeki gelire girme tarihi itibariyle bağlanan gelirin ilk peşin değerinin kusur karşılığı ile sorumlu olduğu gözetilmesi gerekirken, ilk peşin değerin artışları da içine alacak şekilde hatalı belirlenmesi isabetsizdir.
    Mahkemece, yukarıdaki maddi ve hukuki olgular çerçevesinde öncelikle, taraflar arasında yapılan sözleşmeler de gözetilerek anahtar teslimi iş olup olmadığı ve davalı Yedaş’ın asıl işveren olup olmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmalı, sonrasında ceza mahkemesi kararı dikkate alınmalı ve sonucuna göre yeniden aldırılacak kusur raporu sonrasında davanın müştereken ve müteselsilen talepli açıldığı dikkate alınarak, ilk peşin değerli miktarın tespiti ve bu tutara davalıların toplam kusur karşılığı oranlanarak bulunacak miktara hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 23.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi