21. Ceza Dairesi Esas No: 2015/10379 Karar No: 2017/1297 Karar Tarihi: 15.03.2017
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/10379 Esas 2017/1297 Karar Sayılı İlamı
21. Ceza Dairesi 2015/10379 E. , 2017/1297 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında, ................ plakalı aracı ele geçirerek, 16.06.2008 tarihinde katılan ... adına sahte sürücü belgesiyle ........5.Noterliğine başvurup .............. plakalı 2005 model Ford Focus marka aracın satımı konusunda kendisini yetkili kılan vekaletname tanzimini sağladığı iddiasıyla açılan kamu davasında; dosyanın incelenmesinde, ............. plakaları aracın ............ Noterliğinin 16.06.2008 tarihli sahte vekaletnamesine istinaden tanzim edilen .............Noterliği"nin 17.06.2008 tarihli sahte vekaletnamesi kullanılmak suretiyle .................Noterliği"nin 19.06.2008 tarihli araç satış sözleşmesiyle neticeten ..."e satıldığı bu sebeple, Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2011/280 Esas sayılı dosyasında sanığın yine ..."na ait .............. plakalı aracın sahte belgelerle satılması nedeniyle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından yargılandığı görülmekle, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 Esas, 2014/202 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK.nun “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olması, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği de gözetilerek; suç tarihlerinin yakın olması bu sebeple eylemlerin sübutu halinde bütün halinde zincirleme olarak işlenmiş tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı da dikkate alındığında, Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2011/280 Esas sayılı dosyası ile bu dosya arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğunun anlaşılması nedeniyle belirtilen dosyanın celbedilerek incelenmesi, mümkünse birleştirilmesi, mümkün değilse dosyaların onaylı bir örneğinin dosya arasına alınmasından ve belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu sahte belge aslının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılması ve denetime imkan verecek şekilde dosya içine konulması sonra toplanan delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması; Kabule göre de; Suça konu belgenin akıbeti hakkında karar verilmemesi, yasaya aykırı; T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk, Bozmayı gerektirmiş olup; sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı, 6723 sayılı yasayla değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.