Esas No: 2022/918
Karar No: 2022/839
Karar Tarihi: 30.06.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/918 Esas 2022/839 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/918 Esas
KARAR NO: 2022/839
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 28/01/2022
NUMARASI: 2022/49 Esas
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili 21/02/2022 tarihli dava dilekçesinde; Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolunun işletmesinin müvekkili şirket tarafından yürütüldüğünü, davalıya ait "..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..." plakalı araçlarla 01/12/2019-31/12/2020 tarihleri arasında ücret ödenmeksizin ihlalli geçişler yapıldığını, geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerine 6001 sayılı Karayollları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun 30.maddesinin 7.fıkrası gereğince ihlalli geçiş tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde geçiş bedellerini cezasız olarak ödeyebilme imkanı verilmekte ise de davaya konu ihlalli geçiş ücretlerinin süre içerisinde ödenmediğinin tespit edildiğini, davalı hakkında İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile ödenmeyen geçiş ücretleri ve geçiş ücretlerine 6001 sayılı kanunun 30/5.maddesi uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretinin 4 katı tutarındaki gecikme cezası alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe karşı itiraz ettiğini, itirazlarının haksız olduğunu, davalıya ait araçların otoyolu kullandığı sırada HGS hesaplarının müsait olmadığını, hesabı müsait tutmak ve ödemeye yetecek bakiye bulundurmanın davalının sorumluluğunda olduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı adına kayıtlı araçlar başta olmak üzere borçlunun bütün malvarlığı üzerine icra dosya hesabının güncel bakiyesi kadar ihtiyaten haczine %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili adresinin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi yetki alanı içerisinde bulunduğunu, taraflar arasında hizmet sözleşmesinin kurulup kurulmadığı, davacı alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı belirlenmeden ödeme kaydedici cihazlar ve bilgisayar kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan bu aşamada ibraz edilen belgelerin İİK 258.maddesinde düzenlenen kanaat getirecek deliller kapsamında değerlendirilemeyeceğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 45. Hukuk Dairesinin 2020/2276 Esas ve 2021/403 Karar sayılı emsal ilamında bu hususların belirtildiğini, ayrıca tüketici mahkemesinin görevli olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; 28/01/2022 tarihli ara kararla, davacı vekili tarafından geçiş ihlallerinin olduğuna dair bir kısım kayıtlar sunulmuş ise de kaçak geçişlerin olup olmadığı, geçiş sırasında davalıya ait araçta HGS/OGS bakiyesi olup olmadığı, bakiye varsa tahsilat yapılıp yapılmadığı, tahsilat yapılmamış ise bu durumun bankadan mı yoksa davacının kullandığı sistemden mi kaynaklandığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde alacak miktarı belirleneceği, bu aşamada alacağın varlığı ve muacceliyetinin yaklaşık ispata yeterli olmadığı İİK 257.maddede öngörülen ihtiyati haciz şartları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Ara karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; dava dilekçesindeki iddiaları tekrar ettikten sonra, müvekkili şirketin takip tarihi itibariyle 736.116,104 TL alacağının bulunduğunu, davalının hiçbir haklı gerekçe olmaksızın borcunu ödemeyerek dava açılmasına sebep olduğunu, dava neticesinde alınacak ilamın etkisiz hale getirmek için malvarlığı değerlerine elden çıkarma yoluna gidebileceği endişesi yaratıldığını, emsal kararların iddiaları teyit ettiğini, ayrıca müvekkili tarafından benzer uyuşmazlıklarda Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından verilen kararların mevcut olduğunu belirterek mahkeme arar kararının kaldırılıp borca yetecek kadar malvarlığının teminatsız olarak ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, ihlalli geçiş ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Talep, İİK 258. maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılması istemidir. 2004 sayılı İİK'nın 258/son fıkrasında ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının istinaf yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir. Davacı iş bu yasal düzenleme kapsamında, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 2004 Sayılı İİK'nın 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartları 257. Maddede, 258. maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258.maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. Somut uyuşmazlık bu anlamda değerlendirildiğinde, dava dilekçesine ekli, davacı şirketin işletmekte olduğu yollardan yapıldığı iddia edilen ihlalli geçişleri gösterir geçiş görüntüleri ile araç kayıt bilgileri ve araç geçiş listesinin mevcut olduğu görülmüştür. Davacı, dava değerini 736.116,04 TL göstererek iş bu davayı açmıştır. Dava dilekçesinde; davalı hakkında İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında takip başlatılmış olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafça takibe yapılan itiraz üzerine davacı vekilinin ise itirazın iptali davasını açmış olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 258. maddesinin 2. cümlesinde “ Alacaklı alacağı ve icabında İhtiyati haciz sebepleri ( m.257) hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur. ” Denilmektedir. Kanun senetlerden değil, delillerden bahsetmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir kimsenin aleyhine delil olmak üzere vücuda getirdiği bir belgenin varlığı şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilirken dikkat edilmesi gereken hususun alacağın yazılı delille ispatı değil, alacağın varlığı konusunda hakime kanaat verecek delillerin sunulmasıdır. Hakim, taraflar arasındaki ilişkiye, alacağı doğuran sebebin şekline ve niteliğine göre ibraz edilen delilleri değerlendirerek alacağın varlığı hakkında bir kanaata vardığı takdirde İİK ‘daki diğer şartlar mevcutsa İhtiyati haciz talebini kabul edecektir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yaklaşık ispattır. Bununla birlikte hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “ alacağın yargılamayı gerektirmesi “ şeklinde bir koşul kanunda öngörülmemiştir. Bu nedenle mahkeme gerekçesinde belirtilen ifadeler isabetli kabul edilmemişitir. İhtiyati hacizde teminat ise İİK 259. maddede düzenlenmiştir. Maddede, ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun veya üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve HMK 96’ cı maddesinde yazılı teminatı vermeye mecbur olduğu, ancak, alacağın bir ilama müstenid ise teminatın aranmayacağı, ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkemenin teminata lüzum olup olmadığını takdir edeceğine yer verilmiştir. Somut talepte, yukarıda ifade edildiği üzere, geçiş listesi, araç plakaları, görüntüleri içeren DVD kaydı değerlendirildiğinde, İİK 258. maddede yer verilen, kanaat getiren dellilerin gösterilmiş olduğunun kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin yasada yer almayan gerekçelerle ve somut olaya uygun olmayacak şekilde reddedilmiş olması isabetli görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı tarafın, yasada ifade edilen kanaat getiren delilleri ibraz ettiği kabul edilerek, İİK 257 vd maddeleri gereğince teminat mukabili İhtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, talebin reddi ve red gerekçesi yerinde görülmemiştir. Ancak, söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyeceğinden karar düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir. Davacı vekilinin teminatsız İhtiyati haciz talebi somut olaya uygun düşmediğinden ve şartları oluşmadığından, istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1- Davacının, istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kısmen KABULÜNE, 2- İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/49 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 28/01/2022 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, 3-a) Davacının İhtiyati haciz talebinin, İcra ve Kanunun 257/1. fıkrasına uygun görüldüğünden KABULÜNE, c) İcra ve İflas Kanunun 259. maddesi uyarınca, ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayabilecekleri muhtemel zarar ve ziyanlarını karşılamak üzere alacağın %15 oranında nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz olunduğunda borçlunun, menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının borç tutarı ( 736.116,04 TL ) ile sınırlı olmak kaydıyla İcra ve İflas Kanunun 257. maddesi gereğince ihtiyaten haczine, d) İhtiyati haciz kararının teminatın ibrazından sonra İcra ve İflas Kanunun 261. maddesi gereğince yetkili İcra dairesince infazına, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 5 İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin mahkemece verilecek esasa dair kararda değerlendirilmesine, 7- Dosyanın gerekli işlemlerin yerine getirilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362/1-f bendi ve İİK'nun 258/son fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.30/06/2022