11. Hukuk Dairesi 2018/3635 E. , 2019/6186 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/03/2018 tarih ve 2017/66-2018/110 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili Namet Gıda San. Tic. A.Ş"nin 1929"da kurulduğunu, 2011 yılında Namet unvanını aldığını, davalı şirketin "Navet" kelimesini kullanarak, müvekkilinin ticaret unvanı ve markasına tecavüz oluşturduğunu, haksız rekabete yol açtığını, müvekkilinin tescilli markasının başka bir şirket tarafından ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullanılmasının marka tecavüzü oluşturduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, ticaret unvanı ve markaya tecavüzün önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacı şirketin ticaret unvanı ve markasına bir tecavüzde bulunmadığını, davacının ticaret unvanı ile benzerlik itirazının TPMK YİDK tarafından haklı bulunmadığını, iki şirketin faaliyet alanlarının farklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının NAMET ibareli markası ile davalının ticaret unvanında yer alan NAVET ibareleri arasında ortada bulunan M ve V harfleri dışında ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğu anlaşılmışsa da; tarafların iştigal alanları ve hitap ettikleri tüketici kesimi dikkate alındığında karıştırma ihtimalinden söz edilemeyeceği, davacı her ne kadar tanınmış marka olsa da tanınmışlığının et ve et ürünleri üzerine olması nedeniyle farklı alanlardaki kullanımı engellemeyeceği, davacının tanınmış marka olmasından kaynaklanan ve davacı markasına zarar verdiği ve itibarından haksız bir yararlanmanın söz konusu olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı, kaldı ki davalının faaliyet gösterdiği yat işletmeciliği ve kiralaması hizmetleri ile taşımacılık faaliyetlerinin ticari iştigal sahası dikkate alındığında karıştırma ve aldanma ihtimalinden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.