Esas No: 2019/4799
Karar No: 2021/4840
Karar Tarihi: 26.10.2021
Danıştay 8. Daire 2019/4799 Esas 2021/4840 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4799
Karar No : 2021/4840
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Birliği
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından işletilen ... Eczanesinin muvazaalı olduğundan bahisle 6643 sayılı Kanun'un 30/c maddesi uyarınca hakkında 180 gün süre ile sanat icrasından men cezası verilmesine ilişkin ... Odası Haysiyet Divanı’nın ... tarih ve ... sayılı kararının aynen kabul ve tasdik edilmesine ilişkin ... Birliği Yüksek Haysiyet Divanı'nın ... tarih ve ... sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; davacı hakkında beş farklı zamanda muvazaalı eczane işletildiğine ilişkin şikayetlerin bulunması, davacının 05.02.2013 tarihinde Belge Tetkik Kurulu ile yaptığı görüşmede dükkanına taşınırken peşinat ve kaparo ödemediğini belirtmesi, 12.02.2013 tarihinde Belge Tetkik Kurulu ile yapılan ikinci görüşmede mal sahibine 10.000-TL teklif edilmesine rağmen yine de dükkanı başkasına kiralamadığı, daha sonra aynı tarihli tutanakta dükkanının tüm tadilatını, yerlerini, ara bölmelerini, mutfak dolaplarını mal sahibinin yaptırdığını beyan etmesi, mal sahibinin davacının kentsel dönüşüm nedeniyle taşınacağı yeni dükkanı için ise davacının haberi dahi olmaksızın hava parası ödemesi, hatta aynı mal sahibinin kentsel dönüşüme uğrayan bina bittikten sonra yapılacak tüm masraflar mal sahibine ait olmak üzere tekrar yeni dükkanını davacıya vereceğini bildirmesi, davacının eczanenin işleyişiyle ilgili çok fazla bilgi sahibi olmaması, davacının eczanesinde çalışan ...'ın diğer çalışanlara nazaran daha yüksek maaş alması, daha önce davacının eczanesinde ... Eczanesi'nde kalfa olan ...'ın çalışmış olduğunun personel defterleri incelendiğinde ortada olmasına rağmen, davacının Belge Tetkik Kurulu'na vermiş olduğu ifadede bu kişiyi hiç tanımadığını beyan etmesi, davacının sahibi olduğu ... Eczanesi ile, ... isimli eczacının sahibi olduğu ... Eczanesi'nin aralarında ilaç takası yapmaları ve farklı zamanlarda aynı personelleri çalıştırmış olmaları gibi sebeplerle, eczanenin muvazaalı işletildiğine ilişkin somut olmayan kanaatlere dayalı olarak tesis edildiği, bu durumda, inceleme konusu olayda, muvazaa olduğu hususunun objektif bilgi ve belgelere dayandırılmadığı, başka bir ifade ile muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, eczacı hakkında ileri sürülen iddiaların ise eczanenin muvazaalı olarak işletildiğinin kanıtı sayılamayacağının açık olduğu, kaldı ki, ... Odası yetkilileri arasında mutabakat sağlanmadığından dosyanın Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'na gönderildiği, anılan kurumun ise 27.07.2016 tarihinde, davacının sahibi olduğu ... Eczanesi hakkında mevcut bilgi ve belgelerle bu aşamada muvazaa bulunmadığı yönünde karar verdiği hususu da göz önünde bulundurulduğunda, kesin bilgi, belgeler ve somut iddialar ortaya konulmadan, davacının eczanesinin muvazaalı olarak işletildiğinin her türlü şüpheden uzak kesin ve hukuken kabul edilebilir nitelikte belgelerle ispatlanamaması karşısında, davacının 180 gün süreyle sanat icrasından men cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı ... odasının kararı ile bu kararın onanmasına yönelik ... tarih ... sayılı Yüksek Haysiyet Divanı kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, muvazaanın somut delillerle ve kesin biçimde ikrar ya da noterde imzalanmış bir sözleşme ya da savcılıkta verilmiş ifade tutanağı, vb. dışında kanıtlanmasının hukuken imkansız olması karşısında, muvazaanın emare ve karineye göre saptanması ve meslek odasınca buna göre yaptırım uygulanmasının fiili bir zorunluluk olarak ortaya çıktığı, gizliliğin esas olduğu bu eylemin saptanmasında şüpheden tamamen uzak tespitlerde bulunulmasını aramak fiilen imkansız olacağı gibi eylemde bulunan pek çok failin yaptırımdan uzak kalması sonucunu doğuracağı, somut olayda ... Odasınca tespit edilen hususlar ve davacı ile ... arasındaki hayatın olağan akışına aykırı maddi ve manevi ilişki dikkate alındığında, gerçekte eczacılık faaliyetini sürdürmediği, davacının meslektaşı tarafından şikayet edildiği, daha önce de muvazaalı eczane işlettiği gerekçesi ile beş kez şikayet edildiği, davacının ... Odasından temin ettiği bilgi ve belgelere avukatı ile birlikte çalıştığı ve daha önce cevaplayamadığı soruları bu şekilde cevapladığı, davacının eczanenin bulunduğu dükkanın kiralanmasına ilişkin yaptığı açıklamaların hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davacının şahsi harcamaları ile eczanenin harcamalarının yapıldığı iki adet kredi kartı bulunduğu beyan edilmesine karşın, eczanenin harcamalarının yapıldığı kartın davacının üzerinde bulunmadığı, ... ile ilgili açıklamalarının tutarsız olduğu, ... ve ...'ın diğer eczane çalışanlarına göre daha yüksek maaş aldığı, ...'e ilişkin dosyanın da birlikte değerlendirilmesi durumunda davacı ile dükkan sahibi ..., ... ve ...'ın içinde bulunduğu bir grup tarafından muvazaa fiilinin işlediğinin çok açık olduğu, İdare Mahkemesince delillerin yeterince değerlendirilmediği belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesince verilen ret kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 26/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.