13. Hukuk Dairesi 2015/38869 E. , 2018/5757 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı ... ile birlikte ... Köyü Avutlu mevki 332 ada 4 parsel sayılı taşınmazı davalı ... "dan satın aldıklarını, ancak gayrimenkulün vasfı nedeni ile paylı olarak tescilinin yapılamadığı, bu nedenle taşınmazın kendisi adına tescil edildiğini, kendisinin payına düşen satım bedelini ödediğini ..."nin ise kendisine düşen parayı ödemediğini buna rağmen davalının bakiye satış bedelinin ödenmediği iddiası ile ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2012/3006 esas sayılı dosyası ile hakkında icra takibi başlattığını takip dayanağı belgede oynama yapıldığını, belgede yer alan "23.500,00 TL borcum kalmıştır" açıklamasının altında yer alan imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, davalının % 20 oranında kötü niyet tazminatının hükmedilmesine, karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen davacının ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2012/3006 esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan gayrimenkul satış sözleşmesine ilişkin 10/04/2012 tarihli 23.500,00 TL bedelli sözleşmede belirtilen bedel üzerinden borcu bulunmadığının tespiti ile gayrimenkul satışında bakiye 1.000,00 TL borcun kaldığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK"nın 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır.
Aynı kanunun 141/2.maddesinde ise "İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." şeklinde düzenlenmiş olup, 176.maddesinin 1.fıkrasında ise, ıslah "Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir." şeklinde ıslahın kapsamı belirlenmiştir.
HGK.nun 26.09.2011 tarih, 2011/1-364 E.-2011/453 K.sayılı ilamında "Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır." ilkesi benimsenmiştir.
Dosyanın incelenmesinde;davacı dava dilekçesinin sonuç bölümünde, icra takibinin iptaline, davalının % 20 oranında kötü niyet tazminatının hükmedilmesine, karar verilmesini istemiştir. karar verilmesini istemiştir. Davacı yanca dava değeri 23.500 TL gösterilerek nisbi harçta bu miktar üzerinden yatırmıştır. Hal böyleyken, mahkemece, emredici nitelikteki anılan bu yasa maddesi hükmüne aykırı olarak, davacının 23.500,00 TL bedelli sözleşmede belirtilen bedel üzerinden borcu bulunmadığının tespiti ile gayrimenkul satışında bakiye 1.000,00 TL borcun kaldığının tespitine, karar verilmesi suretiyle talep aşımı yapılmış olması hatalıdır. Sözü edilen yasa maddesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesi mümkün bulunmamaktadır. O halde mahkemece, davacının talebi yönünde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün
BOZULMASINA, ikinci bent gereğince tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.