23. Hukuk Dairesi 2015/9842 E. , 2018/2682 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalının kooperatif genel kurulları, yönetim kurulları ve anasözleşme uyarınca belirlenen vadelere uymadan ödemeler yaptığını, bu nedenle kooperatife borçlu olduğunu, 31.803,00 TL asıl alacak ve 35.350,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 67.153,28 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 oranında icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili duruşmalarda, icra takibinde borcun sebebinin kooperatif üyeliğinden kaynaklanan borç olarak belirtildiğini, bunun ne borcu olduğu, mahiyetinin ne olduğunun anlaşılamadığını, davalının borcu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kooperatifin üyesi olan davalının takip tarihi itibariyle davacı kooperatife anasözleşme, genel kurul kararları ve yönetim kurulu kararları gereğince toplam 246.814,00 TL aidat ödemesi gerekirken belirlenmiş vadelere uymayarak toplam 216.736,00 TL ödeme yaptığı, bu sebeple davacı kooperatife 30.078,00 TL ana para ve 35.267,40 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 65.345,40 TL borçlu olduğu, davalının itirazının kısmen haksız olduğu, aidatların ve faiz oranının genel kurul kararlarıyla belirlenmiş olması nedeniyle alacağın likid olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın 30.078,00 TL aidat alacağı, 35.267,40 TL olmak üzere 65.345,40 TL üzerinden devamına ve 13.969,08 TL icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı kooperatifçe başlatılan icra takibinde, borcun sebebinin "kooperatif üyeliğinden kaynaklanan borç" olarak belirtildiği, bu ifadeden borcun kaynağının ve hangi döneme ait olduğu anlaşılamamakta ise de, takip talebi ekinde sunulan genel kurul kararları uyarınca davalının aidat borcu ve üyelikten kaynaklanan diğer borçlarının (tapu gideri, huzur hakkı ödemeleri) talep edildiği, mahkemece hükme esas alınan 12.01.2015 tarihli kök rapor ile 02.04.2015 tarihli ek raporda, davalının aidat borçlarının hesaplandığı bunlar içinde, davalının ödenmeyen ....borcu ile iki adet çek nedeniyle işlemiş faiz .../...
S.2
haricinde 30.078,00 TL borcu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Ancak davalı tarafından .... Bankası"ndan kullandığı kredileri yapılandırdığı ve kendisi tarafından ödediği, iki adet çek hakkında bilgisi olmadığı, kendisi tarafından verilmediği savunulmuştur. Mahkemece, davalının bu itirazları karşılanmadan, söz konusu bilirkişi raporlarına göre hüküm kurulmuştur.
Bu durumda mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında ödenmediği tespit edilen ..... Bankası taksitlerinin, davacı tarafından yapılandırılarak ödenip ödenmediği, ödemelerin kooperatif tarafından mı yoksa davalı tarafında mı yapıldığı, iki adet çekin kim tarafından verildiği araştırılarak, davalının bu iki kalem nedeniyle borçlu olup olmadığının araştırılarak, gerektiğinde ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalının bu itirazları karşılanmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Kabule göre de, İİK"nın 67/2. maddesi, "Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre ret veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilir." hükmünü içermektedir. Anılan madde hükmüne göre, icra inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanarak tahsiline karar verilmesi gerekirken, takip tutarı üzerinde hesaplanarak tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kanulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.