Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/463
Karar No: 2015/4090
Karar Tarihi: 11.03.2015

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/463 Esas 2015/4090 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2015/463 E.  ,  2015/4090 K.

    "İçtihat Metni"

    İş Mahkemesi
    Dava Türü : Alacak

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki betlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı, davalı işyerinde 19.10.2001 - 14.07.2008 tarihleri arasında dokuma bölümü işçisi olarak çalıştığını, iş akdinin kendisi tarafından bazı işçilik alacaklarının ödenmediği gerekçesi ile işi bırakmak suretiyle feshedildiğini bildirerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, yıllık izin ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, davacının devamsızlık yaptığını, bunun üzerine tutanak tutularak iş akdinin feshedildiğini ve başka bir alacağının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasında davacının iş akdinin haklı nedenle feshedilip edilmediği ve buna bağlı olarak da davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Davacı iş akdinin kendisi tarafından işçilik alacakları ödenmediği gerekçesi ile feshedildiğini iddia etmiş; davalı davacının devamsızlık yaptığını ve iş akdinin bu nedenle kendileri tarafından feshedildiğini savunmuş; mahkemece davacının 12.07.2008-24.07.2008 tarihleri arasındaki devamsızlığının izinsiz ve mazeretsiz olduğu gerekçesi ile işveren feshinin haklı olduğunun kabulü ile kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Dosyada bulunan davalı tarafından davacı adına keşide edilen 25.07.2008 tarihli ihtarname incelendiğinde davacının 11.07.2008- 14.07.2008 tarihleri arasında devamsızlık yaptığı ve geçerli bir mazeret bildirmemesi durumunda iş akdinin feshedileceğinin

    bildirildiği görülmektedir. Yine dosyada bulunan 10.07.2008 tarihli vizite kağıdı ve 12.07.2008 tarihli “İş Göremezlik Raporu” na göre davacının 12.07.2008-14.07.2008 tarihleri arasında raporlu olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacının devamsızlık yaptığı ileri sürülen tarihlerde raporlu olduğu ve devamsızlığının yasal mazerete dayandığı, bu nedenle işveren feshinin haklı nitelik taşımayacağı, işveren feshinden sonra işçi tarafından yapılan feshin sonuca etkili olmayacağı açıktır. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmiş olması hatalıdır.
    3-Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
    Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
    Somut olayda bilirkişi tarafından davacının 6 yıllık kıdemi üzerinden hak kazandığı yıllık izin süresi bulunarak herhangi bir mahsup yapılmaksızın hesaplanan miktar mahkemece hüküm altına alınmıştır. Oysa davalı, davacının imzasını taşıyan yıllık izin defteri örneğini dosyaya ibraz etmiş olup, bu belgede yazılı izin sürelerinin davacının hak ettiği yıllık izin süresinden mahsubu ile çıkacak sonuca göre karar vermek gerekmektedir. Mahkemece yıllık izin defteri değerlendirilmeden davacı sanki hiç yıllık izin kullanmamış gibi yıllık izin ücretine hükmedilmiş olması doğru olmayıp ayrı bir bozma nedenidir.
    4-Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    4857 sayılı İş Kanununun 47 nci maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
    Buna göre; genel tatil günleri, 1 Ocak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günleri ile Arife günü saat 13.00’da başlanan üçbuçuk günlük Ramazan Bayramı ve Arife günü saat 13.00’de başlayan dörtbuçuk günlük Kurban Bayramı günlerinden oluşur. Ulusal bayram

    günü 28 Ekim saat 13.00 ten itibaren başlayan 29 Ekim günü de devam eden birbuçuk gündür. 2429 sayılı Yasanın, 5892 sayılı Yasayla değişik 2 nci maddesi uyarınca da, 1 Mayıs genel tatil günüdür. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesiyle kararlaştırabilir
    Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
    Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Somut olayda bilirkişi tarafından davacının genel tatil ücreti, tüm ulusal bayram ve genel tatillerde çalışmış olduğunun kabulüne göre hesaplanmıştır. Tanık beyanları incelendiğinde; davacı tanığı Hanifi Dingil"in “ yıl başı Ramazan ve Kurban Bayramı tatilleri dışında diğer resmi tatillerde ve bayramlarda çalışma yaptırılıyordu” şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir. Buna göre davacının yılbaşı tatili ve dini bayramlar hariç diğer genel tatil günlerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Buna rağmen mahkemece, davacının tüm ulusal bayram ve genel tatillerde çalışmış olduğunun kabulüne göre yapılmış olan hesaplamanın hükme esas alınmış olması isabetli olmayıp, bozma nedenidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 11.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi