Esas No: 2021/3024
Karar No: 2021/3771
Karar Tarihi: 26.10.2021
Danıştay 2. Daire 2021/3024 Esas 2021/3771 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/3024
Karar No : 2021/3771
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince, Danıştay Beşinci Dairesinin 19/02/2019 günlü, E:2016/20304, K:2019/1299 sayılı kısmen gerekçeli onama - kısmen bozma kararının, bozmaya ilişkin kısmına uyularak verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : … İl Emniyet Müdürlüğünde emniyet amiri rütbesinde görev yapan davacı tarafından, kadrosuzluk nedeniyle 2012, 2013 ve 2014 yılları itibarıyla 4. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin … günlü, … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
Uyuşmazlık Hakkında Verilen Yargı Kararları:
… İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; davacının emniyet amiri rütbesine kıdem tarihinin 30/12/2008 ve 4. sınıf emniyet müdürü rütbesini hak ediş tarihinin de 30/12/2012 olarak yeniden düzenlendiği, davacı hakkında performans değerlendirmesi, mesleki bilgi ve becerisi, liderlik ve yöneticilik özellikleri, geçmiş hizmetleri, ödül ve ceza durumu, adli veya idari soruşturmaları, mesleki ve bilimsel çalışmaları ile psikolojik ve fiziksel durumu gibi nitelikleri yönünden, üst rütbeye terfi etmesine engel bir hususun davalı idarece ortaya konulmadığı, ancak … günlü, … sayılı Yüksek Değerlendirme Kurul Kararının 8. maddesi uyarınca davacının ve aynı durumda bulunan diğer emniyet amirlerinin liyakat yönünden de haklarında "terfi etmez" kararının alındığı, diğer bir ifade ile davacı hakkında 2013 yılında üst rütbeye terfiye ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı, 2014 yılında ise hem kadro hem de liyakat yönüyle üst rütbeye terfisinin uygun görülmediğinin anlaşıldığı; bu durumda, davacının bir üst rütbeye terfiye esas tarihin 2014 yılından önceki bir tarih (30/12/2012 tarihi) olması nedeniyle, 2014 yılına ait üst rütbeye terfiye ilişkin kadro yokluğu gerekçesinin davacı açısından ileri sürülemeyeceği, ayrıca davacının üst rütbeye terfi etmesine liyakat yönünden engel bir hususun da davalı idarece ortaya konulamaması karşısında, davacının bir üst rütbeye terfisinin yapılması gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının mahrum kaldığı parasal haklarının terfi etmesi gereken tarihten itibaren hesaplanarak dava açma tarihi olan 23/07/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Danıştay Beşinci Dairesinin 19/02/2019 günlü, E:2016/20304, K:2019/1299 sayılı kararıyla; emniyet amiri rütbesinde zorunlu bekleme süresini 30/12/2012 tarihinde tamamlayan davacının durumunda olduğu gibi, Yüksek Değerlendirme Kurulunun karar yılı (2014) öncesindeki yıllarda bekleme sürelerini dolduran ilgililerin rütbe terfi değerlendirmeleri karara bağlanırken; bekleme sürelerini doldurdukları ilgili yıla ilişkin terfi edecekler listesi oluşturulup, bu liste ile sınırlı olarak liyakat değerlendirmesi yapılarak terfi edeceklerin belirlenmesi, o yılda bir üst rütbeye terfisine karar verilenler varsa bunlar dışarıda bırakılarak bir sonraki yıla ilişkin terfi edecekler listesi oluşturulup yine bu liste ile sınırlı olarak liyakat değerlendirmesi yapılarak terfi edeceklerin belirlenmesi ve bu şekilde her yıl için ayrı ayrı değerlendirme yapıldıktan sonra Değerlendirme Kurulunun karar aldığı yıla ilişkin terfi edecekler listesinin oluşturulup bu son liste üzerinden liyakat ölçütlerine göre o yıla özgü değerlendirme yapılması gerektiği, buradan hareketle, bekleme süresini 30/12/2012 tarihi itibarıyla tamamlayan davacı hakkında da oluşturulan bu listelere göre sırasıyla 2012, 2013 ve 2014 yıllarının her biri için ayrı ayrı değerlendirme yapılmak suretiyle 4. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilip ettirilmeyeceği hususunda bir karar verilmesi gerektiği, öte yandan; dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunun saptanmış olmasının, davacının doğrudan 4. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmesi sonucunu doğurmayacağı, davalı idarece yürürlükteki mevzuat hükümleri uyarınca davacının 2012, 2013 ve 2014 yılları için ayrı ayrı olmak üzere rütbe terfi durumunun liyakat yönünden "yeniden" değerlendirilerek bu konuda ayrıca bir işlem tesis edileceğinin açık olduğu; Mahkeme kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı ile ilgili olarak verilen onama gerekçesinin davacının doğrudan terfi ettirilmesi sonucunu doğurmaması nedeniyle bu aşamada davacının özlük ve parasal hak kaybının varlığından söz edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin karar kısmının gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına, parasal hakların tazminine ilişkin karar kısmının ise bozulmasına karar verilmiştir.
Danıştay Beşinci Dairesinin anılan kararı ile Mahkeme kararının iptale ilişkin kısmı kesinleşmiştir.
… İdare Mahkemesince verilen temyize konu kararla; Mahkemenin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının iptale ilişkin kısmının Danıştay Beşinci Dairesinin 19/02/2019 günlü, E:2016/20304, K:2019/1299 sayılı kararı ile gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanarak kesinleştiğinin, davacının yoksun kaldığı parasal hakların tazmini isteminin kabulüne dair kısmının ise bozulduğunun anlaşıldığı belirtilerek, bozma kararına uyulmak suretiyle bozulan kısma hasren yapılan inceleme üzerine; dava konusu işlemin hukuka aykırılığının saptanmış olmasının, davacının doğrudan 4. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmesi sonucunu doğurmadığı ve davalı idarece yürürlükteki mevzuat hükümleri uyarınca davacının 2012, 2013 ve 2014 yılları için ayrı ayrı olmak üzere rütbe terfi durumunun liyakat yönünden "yeniden" değerlendirilerek bu konuda ayrıca bir işlem tesis edileceğinin açık olduğu, bu aşamada davacının özlük ve parasal hak kaybının varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle, davacının dava konusu işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi bakımından davanın reddine hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu Kararı ile 3. sınıf emniyet müdürü, 4. sınıf emniyet müdürü ve emniyet amiri rütbesinde bulunan personelin tamamı için “terfi etmez kararı verildiği”, dava konusu işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dava konusu olayda, Danıştay Beşinci Dairesinin 19/02/2019 günlü, E:2016/20304, K:2019/1299 sayılı kararıyla, … İdare Mahkemesince verilen dava konusu işlemin iptali, davacının anılan işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların tazminine ilişkin kararın, dava konusu işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrası gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmış, parasal hakların tazminine ilişkin hüküm fıkrası ise bozulmuş olup; taraflarca Danıştay Beşinci Dairesinin anılan kararına karşı karar düzeltme kanun yoluna gidilmediğinden; davanın, işlemin iptaline ilişkin kısmı kesinleşmiştir. … İdare Mahkemesince, bozmaya ilişkin karar kısmı yönünden yeniden yapılan inceleme sonucunda verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla, yukarıda anılan Danıştay kararının bozmaya ilişkin kısmına uyularak, davacının parasal haklarının tazminine ilişkin istemi yönünden davanın reddine hükmedilmiştir.
Temyiz dilekçesinde her ne kadar davalı idare tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek, İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmekteyse de; yukarıda da belirtildiği üzere, davanın bu kısmının onanarak kesinleştiği görüldüğünden, anılan kısma yönelik temyiz isteminin incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Öte yandan, İdare Mahkemesince, bozulan kısım yönünden davanın reddine karar verildiği; dolayısıyla davalı idarenin aleyhine sonuç doğuran bir durumun bulunmadığı; bu nedenle, davalı idarenin, bu kararı temyiz etmekte herhangi bir menfaatinin olmadığı görülmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE;
2- Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına;
3- Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine;
4- 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.