Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/38130 Esas 2018/5741 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/38130
Karar No: 2018/5741
Karar Tarihi: 14.05.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/38130 Esas 2018/5741 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/38130 E.  ,  2018/5741 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ 25. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR

    Davacı, ... Eczanesinin sahibi olduğunu, davalı kurum tarafından tebliğ olunan 13.06.2014 tarihli yazı ile ... adına düzenlenen 26.01.2012 tarihli reçetenin adı geçen tarafından yazdırılmadığı, o gün hastaneye giriş yaptırıldığı ancak reçete yazdırılmadığı; ... adlı kişinin reçetesinden dolayı ilaç katılım payı, muayene ücreti ve fiyat farkının ödenmediği; ... isimli hastaya ait reçete arkasındaki imzanın kendisine ait olduğu, fakat ilaçlar için elden ödemesi gereken tutar farkının eksik alındığı; Kezban Yalçın isimli hastanın adına düzenlenen reçetenin iptal edilmesini istediği halde eczanenin iptal etmediği gerekçeleriyle 2 adet reçete ile ilgili olarak 1. kez uyarılmasına, ilaç katılım paylarını almamasından dolayı 1. kez uyarılmasına, bir fatura dönemi içerisinde birden fazla reçeteden dolayı cezai şart bedeli ile cezalandırılmasına ve 5 adet reçete bedelinin tahsiline karar verildiğinin bildirildiğini, yapılan işlemin kanaate dayalı olduğunu, sözleşme hükümlerine aykırı hareket etmediğini ileri sürerek, uygulanan kurum işleminin tümü ile iptalini, kurum tarafından tahsil edilen cezai şart ve reçete bedelinin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte iadesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 102. maddesi "Adli tatil, her yıl yirmi temmuzda başlar, otuz bir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar." hükmünü taşımakta; 104. maddede ise "Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır." hükmü bulunmaktadır.
    Bu hükümlere göre; adli tatilde bakılamayacak olan davalarla ilgili olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu tarafından belirlenen sürelerin son günü adli tatile rastladığı takdirde, bu süreler, adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır. Somut olayda; davalı vekiline gerekçeli kararın 20.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, 14.09.2015 tarihinde yani temyiz süresi geçtikten sonra davalının temyiz dilekçesini verdiği anlaşılmaktadır. Yasal süre içerisinde verilmemiş davalının temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
    2-HMK’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Somut olayda, davacının her bir talebi hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz dilekçesinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.