4. Ceza Dairesi Esas No: 2013/40698 Karar No: 2016/3801 Karar Tarihi: 01.03.2016
Tehdit - yaralama ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/40698 Esas 2016/3801 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, tehdit, yaralama ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından mahkum olmuştur. Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmamıştır. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecinin yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriği incelenmiştir. Sanığın işlediği eylemler Kanunlarda öngörülen suç tiplerine uygun olarak nitelendirilmiş ve cezalar kanuni bağlamda uygulanmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımda değişiklik yapılması gerektiği tespit edilmiştir. Bu nedenle kararda geçen kanun maddesi detaylı olarak incelenerek, seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan ibareleri çıkartılarak düzenlenmesi gerekli görülmüştür. Kanunun diğer yönleri ise uygun bulunmuştur. Karar, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi uyarınca davanın esasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: 6136 sayılı Kanun, TCK'nın 53. maddesi.
4. Ceza Dairesi 2013/40698 E. , 2016/3801 K. "İçtihat Metni"
########## MAHKEMESİ :##########Asliye Ceza Mahkemesi ########## ########## ########## SUÇLAR : Tehdit, yaralama ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet ########## HÜKÜMLER : Mahkumiyet ########## ##########
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: Sanığa yükletilen tehdit, yaralama ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunlarda öngörülen suç tiplerine uyduğu, Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."in temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye kısmen uygun olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibareleri çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümleri, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 01/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.