15. Hukuk Dairesi 2018/4937 E. , 2018/4838 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 14.06.2012 tarih ve 15586 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalılar da iş sahibidir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkili yüklenici ile davalı arsa sahipleri arasında 14.06.2012 tarihli 15586 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmenin imzalanmasından sonra müvekkilinin proje çalışmasına başladığını, kadastro başvurusu yaptığını, gerekli projeleri çizdirip ilgili belediyeye başvurduğunu, mimari projenin onaylandığını, statik, elektrik ve asansör projesinin hazırlanıp belediyeye sunulduğunu ve ruhsatın imzalanmasını beklerken, davalı arsa sahiplerinin kötüniyetli olarak müvekkiline ihtarname keşide edip, sözleşmeyi fesh edeceklerini bildirdiklerini, bir kısım arsa sahiplerinin başka yüklenici ile görüşmeler yaptığını ve kötüniyetli olarak müvekkilini vekâletten azlettiğini, daha sonrada kötüniyetli olarak sözleşmenin fesh edildiğini, müvekkilinin karşı ihtarname ile cevap verdiğini, tek taraflı feshin mümkün olmadığını müvekkilinden kaynaklanan gecikmenin söz konusu olmadığını ileri sürerek, taraflar arasındaki sözleşmenin devam edip etmediği hususunun tespitine; mahkemece sözleşmenin ihtarla fesh edildiğinin kabulü halinde haksız feshin tespitine müvekkilinin yaptığı masraflar ile uğradığı menfi ve müspet zararların bilirkişi aracılığı ile tespit ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesinde, davacı yüklenicinin sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirmediğini, süresi içinde ruhsat alıp işe başlamadığını, yapılan görüşmelerden de sonuç alınamaması üzerine sözleşmeden kaynaklanan yetki ile fesih yoluna gidildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar vekili ise davacı yüklenicinin sözleşme uyarınca altı ay içinde ruhsat alıp bunu takiben 18 ay içinde de inşaatın iskan belgesi alınmış olarak teslim edilmesi gerektiğini aksi durumda sözleşmenin 8/a maddesi arsa sahiplerine fesih hakkı verdiğini, davacı yüklenicinin sözleşme uyarınca 11.12.2012 tarihine kadar alması gereken inşaat ruhsatını
almadığını, bunun üzerine davacıya 03.01.2013 tarihinde ihtarname keşide edildiği ancak bundan da sonuç alınamadığını ve 22.01.2013 tarihli ihtarname ile sözleşmenin fesh edildiğini, sözleşme tarihi ile fesih tarihi arasında 7,5 aylık bir süre geçtiğini, sözleşmenin haklı nedenlerle fesh edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince temyizi üzerine 23. Hukuk Dairesi" nin 26.10.2015 tarih 2014/5331 Esas 2015/6862 Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, akabinde davalı ... ve diğer davalılar vekilinin karar düzeltme talebi de 23. Hukuk Dairesi" nin 12.12.2016 tarih 2016/2023 Esas 2016/5314 Karar sayılı kararı ile reddedilmiş, mahkemece yeniden yapılan yargılama sırasında bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bu sefer de davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava dilekçesinde değer 10.000,00 TL gösterilip bu miktar üzerinden peşin harç ödenip dava açıldığı ve yargılama esnasında tespit edilen değere göre harç ikmali yaptırılmadığından kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar yararına 10.000,00 TL üzerinden ve maktu vekâlet ücretinden az olmamak üzere vekâlet ücreti takdiri gerekirken harcı yatırılmayan değer üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nın 438/VII. maddesi gereği düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının 4 nolu hüküm fıkrasının karardan çıkarılarak, yerine 4 nolu hüküm fıkrası olarak “Davalılardan ..., ... ve ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılardan ..., ... ve ..."ya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 04.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.