14. Hukuk Dairesi 2021/1223 E. , 2021/3016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27/03/2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen 10/11/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacı vekili, birleşen davalarda davacılar vekilleri ile asli müdahiller vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili, müvekillerinin 5956 ada 1 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduklarını, davalı şirketin 30/12/2013 tarihinde 10.900TL bedel ile taşınmaz 1/4 hissesini satın aldığını, satış işleminin kendilerine bildirilmediğini ve önalım hakkına sahip olduklarını beyanla, davalı şirkete ait tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tescilini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davanın süresinde açılmadığını, taşınmazın bağışla edinildiğini, satış tarihi ile dava tarihi arasında taşınmazda değer artışı meydana geldiğini beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davalar yönünden davanın kabulü ile davacılar adına eşit pay ile tesciline dair verilen ilk kararın davalı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08/01/2020 tarihli 2016/11630 Esas ve 2020/224 Karar sayılı ilamı ile " UYAP sisteminde bulunan Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) kayıtları üzerinden yapılan güncel sorgulama sonucunda dava konusu payın 26/09/2016 tarihinde OHAL kapsamında Maliye Hazinesine devredildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16/1. fıkrasında; "20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/08/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/08/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır." hükmü yer aldığı anlaşıldığından, mahkemece davalı şirketin 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince elkonulan şirketlerden olduğundan kayyım atanıp atanmadığı araştırılarak neticesine göre dava şartları da dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği " gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, "açılan davanın 15/08/2016 tarih 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddine" karar verilmiştir.
Hükmü, asıl davada davacı vekili, birleştirilen davalarda davacılar vekilleri ile asli müdahiller vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilleri ile asli müdahiller vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş; reddi gerekmiştir.
2- Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilleri ile asli müdahiller vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
6100 sayılı HMK’nın 326. maddesinde, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği belirtilmiştir. Bu yargılama giderleri, hem davayı kazanan tarafça daha önce peşin olarak ödenen hem de dava sonunda ödenmesi gereken harç ve masraflar ile yargılama gideri olan vekalet ücretidir.
Somut olayda; davaya konu taşınmaz davanın açıldığı tarihte davalı adına kayıtlı olduğundan, davacının davayı açmakta haklı olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan Dairemizin bozma ilamında da belirtildiği üzere, 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verilecek olup, tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılacağından, mahkemece davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nın 370/2. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilleri ile asli müdahiller vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilleri ile asli müdahiller vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 3 numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.