21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18349 Karar No: 2018/3919 Karar Tarihi: 17.04.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/18349 Esas 2018/3919 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, davacının 24.10.2010-15.04.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının tespiti için dava açtığını ve mahkeme tarafından kabul edildiğini belirtmiştir. Ancak davalılar ve feri müdahil Kurum tarafından temyiz edilen hüküm, eksik inceleme ve araştırma sonucu verildiği için bozulmuştur. Davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği vurgulandı. Somut olayda, işyerlerinin dönem bordrolarının davalı kurumdan istenerek davacının hangi işveren nezdinde hangi tarihler arasında çalıştığı belirlenmediğinden hatalı karar verildiği belirtildi. İşverenlere ait hangi sicil numaralı işyerinde hangi sürelerde çalıştığı açıkça belirtilmeden karar verilemeyeceği ifade edildi. Kanun maddelerine gelince, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemişse de, çalışmanın gerçekliğinin ortaya konulması gerektiği vurgulanmıştır. 506 sayılı Yasa'nın 2, 6, 9 ve 79/10 maddeleri ise gerçek çalışma olgusunun somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya konulması gerektiğini belirtmektedir.
21. Hukuk Dairesi 2016/18349 E. , 2018/3919 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı,davalı işverenlere ait işyerinde 24/10/2010-15/04/2014 tarihleri arasında sürekli olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin * kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılar ile fer"i müdahil Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 24.10.2010- 15.04.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Somut olayda, davacının ihtilaflı dönemde çalışması bulunan işyerlerinin dönem bordroları davalı kurumdan istenerek davacının hangi işveren nezdinde hangi tarihler arasında çalıştığı belirlenip infaza elverişli şekilde hüküm kurulmaması hatalıdır. Yapılacak iş; dinlenen tanıklarının hizmet cetvellerini davalı kurumdan istemek, davacıya hangi işveren nezdinde ve aynı işverene ait farklı sicil numaralı işyerlerinden hangisinde hangi sürelerde çalıştığını açıklatmak, davacının ihtilaflı dönemde çalışması bulunan işyerlerinin kapsama alınma tarihlerini sormak, işyeri tescil bilgileri ile dönem bordroları getirtilerek bordro tanıklarının beyanlarına başvurmak, bordro tanıklarına ulaşılamadığı ya da beyanları ile yetinilmediği takdirde talep edilen dönemde çalışması bulunan komşu işyeri sahip veya çalışanları zabıta marifetiyle veya Kurum"dan sorulup belirlenerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasa" nın 2, 6, 9 ve 79/10 maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra çalışmanın davalı işverenlere ait hangi sicil numaralı işyerinde hangi sürelerde geçtiğini de açıkça belirterek infaza elverişli şekilde karar vermekten ibarettir. Kabule göre de, prime esas kazanç tutarının hükümde her ay için ayrı ayrı belirtilmesi gerekirken toplam miktar olarak belirlenmesi hatalıdır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalılara iadesine, 17.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.