15. Ceza Dairesi 2017/14004 E. , 2020/2564 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Her bir sanık hakkında ayrı ayrı;
1- TCK.nın 158/1-f-son, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK.nın 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılana ait dalgıç pompasının satılık olduğunu öğrenen sanık ..."ın, katılana telefonda kendisini ... olarak tanıttığı, söz konusu dalgıç pompasının 4.500,00 TL’ye çek karşılığı satışı konusunda anlaştıkları, sanık ... ile diğer sanık ...’nin katılanın işyerinde dalgıç pompasını teslim aldıkları, karşılığında ise tamamen sahte olarak oluşturulmuş 4,750,00 TL bedelli çeki verdikleri, katılanın çekin arkasının ciro edilmesini istediğinde sanık ..."ın sürücü belgesini vererek iki isminin olduğunu belirtip, çeki ciroladığı, çekin tevadülü sonucu sahte olduğunun anlaşıldığı, bunun üzerine katılanın çekte ciranta olarak yer alan “...” yazısının altında bulunan hattı aradığında sanık ..."nin kendisini ... olarak tanıtarak görüştüğü, bu şekilde sanıkların dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddia edilen olayda;
1- Sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Her ne kadar sanıklar üzerlerine atılı suçu işlemediklerini savunmuşlarsa da; katılanın aşamalardaki istikrarlı anlatımları, alınan ekspertiz raporları, ...yazısı ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanıkların eylemi sonucu resmi belgede sahtecilik suçunun oluştuğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1, 2 ve 4. numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlayarak yürürlüğe girdiğinden koşulların oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıkların resmi belgede sahtecilik suçunu işlemedikleri, eksik inceleme ve araştırma ile hükümlerin verildiği gerekçesine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanık ... savunmalarında suça konu çeki ... isimli açık kimlik ve adres bilgilerini bilmediği şahıstan hayvan satışı karşılığında aldığını, sanık ...’nin de sanık ..."ı tanıdığını,...nolu hattı bir dönem kullandığını belirterek, suçlamaları kabul etmediğini belirtmiş olsalar da; sanık ...’nın savunmalarında ismi geçen ...’ın açık kimlik ve adres bilgilerini ibraz edememesi, çeki hangi hukuki ilişkiye istinaden aldığını açıklayamaması, bu hukuki ilişkiye dair herhangi bir delil sunmaması, katılanın beyanlarında her iki sanığın da birlikte gelerek, dalgıç pompasını satın aldıklarını ifade etmesi, 24.11.2011 tarihli ekspertiz raporunda; incelemeye konu çekin külliyen sahte olarak oluşturulduğu, aldatma kabiliyetine haiz olduğu, çekin ön yüzündeki yazılar ve keşideci imzası ile katılan ..., ..., ..., ..., ..., ...ve sanık ..."ın elinden çıkmadığı, 05.09.2012 tarihli ekspretiz raporunda ise suça konu çekin arka yüzündeki ... Yem kaşe izi üzerinde atılı bulunan ciranta imzanın ... elinden çıktığı, "..., ...,..." yazıları ve ... adına atılı bulunan ciranta imzanın sanık ... elinden çıktığı, ... yazısı ve ... adına atılı bulunan ciranta imzanın ... elinden çıktığı, çekteki keşideci imzası ve çekin arka yüzündeki ... ve ... adına atılı bulunan ciranta imzaların sanık ..."nin elinden çıktığına dair kaligrafik yakınlık tespit edilmediği görüş ve kanaatlerinin bildirilmesi, dosyada mevcut ...yazısına göre ciranta olarak çek arkasında ismi geçen ..."a ait görünen ... nolu hattın sanık ...’ye ait olduğunun anlaşılması karşısında; sanıkların eylemleri sonucu nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıkların sair temyiz itirazlarının reddine, ancak,
1- 5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (i), (k), (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği dikkate alınarak, TCK"nın 158/1-f maddesi gereğince menfaat miktarının 4.500,00 TL olduğu gözetilmeksizin 4.750,00 TL çek bedeli üzerinden hesaplanarak fazla para cezalarının tayini,
2- 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1, 2 ve 4. numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlayarak yürürlüğe girdiğinden, iptal kararına göre değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; adli para cezasının uygulanmasına ilişkin “ 475 gün”, “395 gün” ve 7.900,00 TL” ibareleri ile TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin ilgili bölümlerin hükümler fıkrasından tamamen çıkartılarak, yerine, “Haksız menfaat miktarına göre sanığın 450 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı kanunun 62. maddesi gereğince cezadan 1/6 oranında indirim yapılarak 375 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve aynı Kanun"un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL"den hesap edilmek suretiyle netice olarak 7.500 TL adli para cezasıyla cezalandırılmalarına” ve “Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.