10. Hukuk Dairesi 2014/10183 E. , 2014/15252 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Adana 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 27.12.2013
Dava, 31.12.2007 – 31.07.2011 tarihleri arasındaki Esnaf Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin geçerli olduğunun ve 28.06.2012 tarihli taleple yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının, 05.05.1999 tarihli işlem ile 27.11.1998 – 31.12.2007 tarihleri arasında Akçakale /Şanlıurfa Mal Müdürlüğündeki vergi kaydı esas alınarak Bağ-Kur sigortalısı olarak Şanlıurfa İl Müdürlüğünce tescil edildiği, Kurum şahsi dosyasının 06.12.2011 tarihinde Kurumun Adana ünitesine nakledildiği; Adana’da meslek kuruluşlarına kaydı bulunmamakta ise de, oda adı belirtilmeksizin 05.05.1999 tarihinde başlayan kaydının, yine Şanlıurfa Esnaf Sanatkarları Siciline 21.06.1999 tarihinde başlayan kaydının bulunduğu, her iki kayıt sonunun araştırılmadığı; Kurum tarafından 27.11.1998 – 31.07.2011 tarihleri arasında zorunlu, 01.11.2011 tarihinden itibaren de isteğe bağlı sigortalı sayılıp, prim borçlarının 6111 sayılı Yasadan yararlandırılarak yapılandırıldığı, 506 sayılı Yasa kapsamında 6 gün, askerlik süresinden borçlanılan 1 yıl 8 aylık süre ile 28.06.2012 tarihinde yaşlılık aylığı istenilmesi üzerine, vergi kaydı olan dönem zorunlu, 01.11.2011 tarihinden itibaren de isteğe bağlı sigortalı sayılıp, 15 yıl sigortalılık süresinin bulunmadığı gerekçesi ile talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 öncesi uyuşmazlık süresi ile ilgili olarak davanın yasal dayanaklarından olan ve 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24’üncü ve 25’inci maddelerinde kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler, meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren zorunlu sigortalı sayılmış iken, anılan maddelerde 2229 sayılı Kanun ile yapılan ve 04.05.1979 günü yürürlüğe giren değişiklik ile meslek
kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, kendi adına ve hesabına çalışma olgusu sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir. Daha sonra, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunla değişik 1479 sayılı Kanunun 24’üncü maddesinin (1) numaralı bendinin (a) ve (h) fıkralarında, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların zorunlu sigortalı kabul edilebilmesi için, esnaf ve sanatkârlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar yönünden vergi kaydı, gelir vergisinden bağışık olanlar yönünden kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunma koşulu getirilmiş; anılan madde 22.03.1985 günü yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla bir kez daha değiştirilip kapsam genişletilerek, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar (vergi kaydı bulunanlar) veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı olanlar zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş, anılan düzenleme 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur. 4956 sayılı Kanunun 14’üncü maddesiyle değiştirilen hükümle zorunlu sigortalılık kapsamına yalnızca, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar alınmış, gelir vergisinden bağışık tutulanlar yönünden ise Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte aynı zamanda kanunla kurulu meslek kuruluşuna yöntemince kayıtlı bulunma koşulları getirilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi gereğince, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar ile gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar zorunlu sigortalı sayılırlar.
Mahkemece, davacının uyuşmazlık konusu dönemdeki meslek kuruluş kayıtları ve şahsi dosyasının Şanlıurfa’da bulunduğu gözetilerek, öncelikle başlangıç ve bitiş tarihlerinin belirtilmesi istenilerek kuruluş kayıtları getirtilmeli, vergiden muafiyete ilişkin kaydının bulunup-bulunmadığı üzerinde durulmalı; yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gözetilerek davacının kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasıyla ilgili bilgisi olanlar belirlenip beyanlarına başvurulmalı, Adana’da ikamet etmeye başladığı tarih nüfus kayıtları, abonelikler vs. ile araştırılarak belirlenmeli, faaliyetinin Adana’da da devam edip-etmediği araştırılmalı; bu konuda tüm deliller toplanıp, uyuşmazlık konusu husus şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenip, sonucuna göre; davacının uyuşmazlık konusu dönemlerde kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının bulunmadığının anlaşılması durumunda ise şimdiki gibi karar verilmelidir.
Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.