13. Hukuk Dairesi 2016/23137 E. , 2018/5724 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, özel hizmet alımı işini ihale ile alan davalı yüklenici firmada çalışan dava dışı işçi ... tarafından, 19/12/2011 tarihinde, hizmet akdinin haksız feshedildiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücretlerine ilişkin olarak üst işveren sıfatı iddiasıyla kendilerine karşı açtığı ... 4. İş Mahkemesi"nin 28/01/2013 tarih ve 2013/25 karar sayılı davası neticesinde ... 13. İcra Müdürlüğü"nün 2015/2465 esas sayılı dosyasına 3.058,40 TL ödeme yaptıklarını, bu nedenlerle ödenen 3.058,40 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 3.058,40.-TL rücuen tazminatın 10/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, hizmet alım ihalesinin davalı tarafından üstlenildiğini, ihale şartnamesine göre, davalı yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin iş hukukundan doğan her türlü işçilik hakları ile ilgili ücret ve tazminatlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki asıl ve birleşen davayı açmış olup, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsili için açtığı dava sonunda hesaplanan miktarın eldeki davanın tarafı olan davacı dan tahsiline karar verildiği ve icra takibi sonunda da, davacı tarafından ödendiği ihtilafsızdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı işçiye ödenen yıllık izin ücreti alacağından hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; mahkemece, dava dışı işçiye ödenen yıllık izin ücretinin, son alt işveren olması nedeniyle davalıdan tahsiline karar verilmiş olması hatalıdır. Çünkü dava dışı işçinin ücrete dönüşen tüm yıllık izin hakları davalı yanındaki çalışması sırasında doğmamıştır. Bu nedenle davacının yıllık izin ücreti alacağına konu ödediği işçilik haklarından doğan bedelden, davalı şirketin dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı sorumlu olacağı, bu nedenle dava dışı işçinin davalı işçisi olarak çalıştığı süre bir yıldan az olsa bile işçiyi çalıştırdığı süre ile orantılı olarak yıllık izin ücretinin bu alt işverenden tahsiline karar verilmesi gerektiği ve ayrıca işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti yönünden de davalıya rücu edilecek işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama yapılarak davacının, davalıdan bu alacağını da talep edebileceği gözetilerek yapılacak inceleme sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının ikinci bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.