21. Hukuk Dairesi 2016/18680 E. , 2018/3911 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 03/08/1986-25/03/1987 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı şirkete ait asfalt işyerinde 03.08.1986-25.03.1987 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulü ile davacının davalı ... İnş. San. Ve Tic. A.Ş. İşyerinde 03.08.1986-25.03.1987 tarihleri arasında 233 gün asgari ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına 03.08.1986 işe giriş, 05.08.1986 varide tarihli işe giriş bildirgesinin 5261 sicil numaralı ... ünvanlı konusu 1. Kıs. Asf. Şant. Olan işyerinden işe giriş bildirgesinin verildiği, davacının ihtilaflı dönemde sigortalı çalışmasının bulunmadığı, 5261 sicil numaralı işyerine ait 1986/2. dönem ve 1987/1. dönem bordrolarının gönderildiği, davacı ve bordro tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Taraf ehliyeti konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114. maddenin. fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarındandır ve davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
Öte yandan; taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin Medeni Usul Hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre; medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 506 sayılı Kanun"un 4. maddesinde ise, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin alt işverenler tarafından düzenlenmiş olması durumunda, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.
Somut olayda; davacının 03.08.1986 tarihli işe giriş bildirgesinin ... ünvanlı şahıs işyerinden verildiği ve bu işyeri bordro tanıkları dinlendiği halde gerçek işverenin şahıs işyeri mi yoksa şirket mi olduğu araştırılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Mahkemece yapılacak iş; ... İnş. San. Ve Tic. A.Ş. nin hangi tarihte kurulduğunu ilgili Ticaret Sicil müdürlüğü" nden sormak, davacı adına verilen 03.08.1986 tarihli işe giriş bildirgesi ... ünvanlı şahıs işyerinden verildiğinden davacının hizmet tespiti talep ettiği dönemde çalıştığı işyerinin işvereninin kim olduğu araştırılıp açıkça ortaya konulduktan sonra işverenin ... olduğunun tespiti halinde bu kişiyi usulüne uygun şekilde davaya dahil etmesi için davacıya süre vermek, gerçek işveren tespit edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra göstereceği tüm deliller toplanıp davacının askerlik yaptığı tarihleri de ilgili askerlik şubesinden sorulduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.