7. Hukuk Dairesi 2014/17881 E. , 2015/4064 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2)Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde çalışırken iş akdinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece istek kısmen hüküm altına alınmış, davalının temyizi üzerine Dairemizin 03.03.2014 tarihli ilamı ile özetle, “...Somut olayda, davacının, işyerinde para tahsil yetkisine de sahip bir personel olduğu tarafların kabulündedir. 9.7.2012 günü davalının, davacının bazı davranışlarından şüphelenmesi nedeniyle yaptığı soruşturma sonunda davacı işçinin işyerine ait bir parayı tahsil etmesine rağmen, kasaya koymayarak kendi cebine attığı, hatta olayın açığa çıkmaması için para tahsil ettiği müşteri Z.. K..’u arayarak patron sorarsa yalan beyanda bulunmasını istediği, bunu öğrenen işverenin, davacının bu güven sarsıcı ve doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışı nedeniyle davacıyla tartışarak onun işyerinden kovduğu sabittir. İşverenin eylemi, haklı nedenle fesihtir bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozma nedenidir.
3-....Somut olayda, tüm bu açıklamalar dikkate alındığında dava konusu fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil alacağı istemi için de HMK m.109/2 anlamında talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olduğundan söz edilmesi mümkün değildir. Davanın 6100 sayılı HMK yasasının yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olması nedeniyle, davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesi ve ıslah edilen miktarlar yönünden de zamanaşımının dava açılması ile kesildiği gözetilerek ıslaha karşı yapılan zamanaşımı itirazının dikkate alınmaması gerekirken hatalı değerlendirme ile zamanaşımı süresinin ıslah tarihine göre belirlenerek hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.” gerekçeleri ile bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş, davanın kabulüne karar vermiştir.
Öncelikle belirtilmelidir ki; 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, mahkeme yönünden; bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, kararda açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve yerine getirilmesi istenilen hususlar kapsamında, yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine, tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “BOZULMASINA” sebebiyet vermeyecek şekilde, özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir.
Uzun yıllardan beri Yargıtay"ın kökleşmiş, sapma göstermeyen uygulamaları ve öğretide benimsenen usulü kazanılmış hak müessesesi, usul hukukunun dayandığı vazgeçilmez ana temellerinden biridir.
Somut olayda, mahkemenin hükmüne uyduğu bozma ilamında kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerektiği belirtildiği halde, mahkemenin kıdem ve ihbar tazminatı talebinin hüküm altına alması hatalı olmuştur.
O halde davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.