Esas No: 2021/3867
Karar No: 2022/1395
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3867 Esas 2022/1395 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/3867 E. , 2022/1395 K."İçtihat Metni"
İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kliniğine diş tedavisi için başvurduğunu, tedavinin 2 yıl sürmesine rağmen tamamlanamadığını, bu süreçte sağlık sorunları yaşadığını, kullanılan malzemelerin kalitesiz olduğunu belirterek davalının özensiz çalışmasından kaynaklı olarak ödemek zorunda kaldığı bedeli maddi tazminat olarak yaşadığı sağlık sıkıntıları ve dişlerinin estetik görünümünden kaynaklı olarak da manevi tazminat talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya yapılması gereken tedavinin eksiksiz olarak yapıldığını, ancak davacının randevularına zamanında gelmediğini, tedavi sürecini aksattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karar, davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacının istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, eser sözleşmesi niteliğinde estetik amaçlı diş tedavi sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Eser sözleşmesini düzenleyen TBK'nın 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi, bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin bu vasfı gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Davacı, diş tedavisi ve protez amaçlı davalıya başvurmuş olduğuna göre, istenilen ve kararlaştırılan amaca uygun güzel bir görünüm sağlanmasının taraflar arasındaki eser sözleşmesinin konusu olduğu açıktır. Burada sözleşme yapılmasının nedeni belli bir sonucun ortaya çıkmasıdır. Eser yüklenicinin sanat ve becerisini gerektiren bir emek sarfı ile gerçekleşen sonuç olup, yüklenici eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek yükümlülüğü altındadır. Diğer yandan yüklenicinin borçları TBK'nın 471. maddesinde düzenlenmiş olup, “Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır” şeklindedir. Yüklenici olan hekimin bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere edimini sadakat ve özenle ifa etmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunda, benzer alanlardaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kuralların esas alınacağı açıklanmıştır. Yine eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmiş sayılmalıdır. Komplikasyonlarda ise aydınlatma yükümlülüğü ve komplikasyon yönetiminin doğru yapılması yine yüklenicinin (hekimin) sorumluluğundadır.
Diğer yandan uyuşmazlığın çözümü mesleki ve teknik bilgiyi gerektirmesi halinde hakimin bilirkişi görüşüne başvurabileceği HMK’nın 266. maddesi hükmüdür. Rapor ve ek raporla uyuşmazlık çözüme kavuşmazsa yeni bir bilirkişiden rapor alınabileceği, raporlar arasında çelişki olması hainde ise ne şekilde davranılacağı 281/3. maddesinde belirlenmiştir.
Somut olayda; mahkemece iki ayrı bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Birinci rapor İstanbul Üniversitesi diş hekimlerinden oluşan rapor olup, raporda belirlenen tespit de davalı tarafça uygulanan tedavi ve oluşan sonuçta davalının kusurunun bulunmadığı belirlenmiştir. Aynı heyetten alınan ek raporda da sonuç ve kanaatler değişmemiştir. Raporlara itiraz sonucunda Adli Tıp Kurumundan aldırılan raporda, davalının tedavisinde yetersizlikler olduğu belirlenmiştir. Bu durumda raporlar arası çelişki oluşmuştur. Ancak raporlar arasında çelişki bulunmasına rağmen bu çelişkiler giderilmeden birinci bilirkişi raporuna değer verilerek hüküm kurulmuş, bu şekilde HMK 281/3. maddesine aykırı davranılmıştır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı HMK’nın 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için konusunda uzman yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan, davalı tarafından davacıya yapılan tedavi ve oluşan sonuçta davalının kusurunun bulunup bulunmadığına ilişkin önceki alınan raporlardaki çelişki giderilecek şekilde gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, oluşacak sonuca göre karar vermekten ibaret olmalıdır.
Eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu verilen karar doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 15.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.