3. Hukuk Dairesi 2020/5157 E. , 2021/4411 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasına dair mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar ve davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, murisi..."in 2009 tarihinde davalı ..."e vekaletname verdiğini, davalının, vekili olarak Niğde ...mahallesi 157 ada 71 parselde kayıtlı 2. kat 5 nolu bağımsız bölümü satın almak kaydıyla kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını ve 3. kişilere çok düşük bedelle sattığını, yine 2008 tarihinde aldığı vekaletnameyle de Niğde ... ...mah. 319 ada 7 parselde kayıtlı taşınmazı da aynı şekilde çok düşük bir bedelle sattığını ancak satış bedellerini murise ödemediğini, murisin yaklaşık 2 ay önce vefat ettiğini, kendilerinin murisin ölümünden sonra tüm bunları öğrendiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile Niğde ... Mahallesi 157 ada 71 parselde kayıtlı 2. kat 5 nolu bağımsız bölümün satışından davalının elde ettiği bedel olan 4.166,67 TL"den müvekkillerinin hissesine düşen toplam 2.083,335 TL"nin satış tarihi olan 08/12/2011 tarihinden, Niğde ...Mah. 319 ada 7 parselde kayıtlı taşınmazın satışından elde ettiği bedel olan 1.000,00 TL"den hisselerine düşen toplam 500 TL"nin satış tarihi olan 27/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişler ve 22.10.2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle 157 ada 71 parselde kayıtlı taşınmaz için 2.083,335-TL olan talebini 35.174,67-TL olarak ve yine 319 ada 7 parselde kayıtlı taşınmaz için 500,00-TL olan talebini 2.430,00-tl olmak üzere ıslah etmişlerdir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacıların sadece kendi hisseleri oranında alacak talebinde bulunduklarını, tek başına dava açma sıfatlarının bulunmadığı, aktif dava açma hukuki ehliyetlerinin olmadığı ve bu suretle açılan davanın tereke adına açılmadığından (tüm mirasçıları kapsar nitelikte bulunmadığından) sonradan tereke temsilcisinin davaya iştirak etmesinin de sonuca etkili olmayacağından, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karar (Kapatılan) Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 07.09.2015 tarih ve 2015/20838 Esas ve 2015/26478 Karar sayılı ilamıyla “...davacıların kendi hissesine düşen para alacağı için kendisi gibi mirasçı olan davalıya karşı dava açma sıfatı olduğu...” gerekçesiyle bozulmuş; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece; açılan davanın kısmen kabulü ile; 2.430,00-TL"nin dava tarihi olan 25/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara eşit olarak verilmesine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacılar ve davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Davalının temyizi yönünden yapılan incelemede;
5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK"nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01/01/2018 tarihinden itibaren 2.590,00-TL"ye çıkarılmıştır.
Karar, verildiği tarih itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 tarihli ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Davalı yönünden 2.430,00 TL"ye hüküm kurulduğuna göre davalının temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle davalının miktar itibarıyla temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-Davacıların faiz başlangıcı yönünden bakımından temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, vekaletnameye dayalı olarak davalının yaptığı satış işlemi nedeniyle murise ödenmeyen satış bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 2.430,00-TL"nin dava tarihi olan 25/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara eşit olarak verilmesine karar verilmiştir. Davacılar dava dilekçesinde satış tarihi itibariyle yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, satış tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken kısmen kabul kararı verilen 2.430,00-TL"ye dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
4-Davacıların harç bakımından temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davanın kabul edilen 2.430,00-TL üzerinden harç hesabının yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, “Alınması gerekli 166,00-TL karar ve ilam harcının peşin alınan harç ile ıslah harcından mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına, bakiye kalan 589,51-TL harcın karar kesinleştikten sonra ve istek halinde davacılara iadesine” ve yine “Davacı tarafça yatırılan başvurma harcı 25,20-TL ve 166,00-TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplamı 191,20-TL harcın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,” karar verilmesi gerekirken “Alınması gerekli 5.422,17 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 44,15 TL +633,66 TL ıslah harcının mahsubu ile 4.744,37 TL"nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,” ve “Davacı tarafça yatırılan başvurma harcı 25,20-TL ve 44,15 TL peşin harç+633,66 TL ıslah harcı olmak üzere toplamı 703,01 TL harcın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,” şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yukarıda üçüncü ve dördüncü bentte belirtilen yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz talebinin reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, 3. bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “dava tarihi olan 25/04/2014” ifadelerinin hükümden çıkartılarak yerine “satış tarihi olan 27.12.2010” ifadelerinin yazılmasına, 4. bentte açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının 2. ve 3. bendinin hükümden çıkartılarak yerine “Alınması gerekli 166,00-TL karar ve ilam harcının peşin alınan harç ile ıslah harcından mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına, bakiye kalan 589,51-TL harcın karar kesinleştikten sonra ve istek halinde davacılara iadesine, Davacı tarafça yatırılan başvurma harcı 25,20-TL ve 166,00-TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplamı 191,20-TL harcın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,” ifadelerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.