
Esas No: 2009/43779
Karar No: 2012/6457
Karar Tarihi: 29.02.2012
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2009/43779 Esas 2012/6457 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1- Davacının 23.11.2007 tarihli makbuz ile yatırdığı 123,90 TL. peşin harcın masraf olarak davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi gerekirken bu miktarın masrafa dahil edilmemesi davacı temyizi olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Mahkemenin sonuç kararının tam kabul olup, olmadığı ve buna bağlı olarak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilip, hükmedilmeyeceği ve yargılama giderlerinden sorumluluk oranı taraflar arasında çekişmelidir.
Yargılama giderleri karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.da düzenlendiği gibi inceleme tarihindeki 6100 sayılı HMK.da da düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323 üncü maddesi uyarınca, yargılama giderleri şunlardır:
a) Celse, karar ve ilam harçları.
b) Dava nedeniyle yapılan tebliğ ve posta giderleri.
c) Dosya ve sair evrak giderleri.
ç) Geçici hukuki koruma tedbirleri ve protesto, ihbar, ihtarname ve vekâletname düzenlenmesine ilişkin giderler.
d) Keşif giderleri.
e) Tanık ile bilirkişiye ödenen ücret ve giderler.
f) Resmî dairelerden alınan belgeler için ödenen harç, vergi, ücret ve sair giderler.
g) Vekil ile takip edilmeyen davalarda tarafların hazır bulundukları günlere ait gündelik, seyahat ve konaklama giderlerine karşılık hâkimin takdir edeceği miktar; vekili bulunduğu hâlde mahkemece bizzat dinlenmek, isticvap olunmak veya yemin etmek üzere çağrılan taraf için takdir edilecek gündelik, yol ve konaklama giderleri.
ğ) Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti.
h) Yargılama sırasında yapılan diğer giderler.
Yasanın müteakip maddeleri uyarınca;
Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak ödemek zorundadırlar. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır (6100 sayılı Yasa Md. 324)
Davanın taraflarınca üzerinde serbestçe tasarruf edilemeyen dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin, bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verilir. Belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedilir (6100 sayılı Yasa Md. 325).
Yasada açıkça yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinden, aleyhine hüküm verilen taraf sorumludur. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarını da kararlaştırabilir (6100 sayılı Yasa Md. 326).
Yasanın 327 nci maddesi gereğince, gereksiz yere davanın uzamasına veya yargılama giderine sebebiyet vermiş olan taraf, davada lehine karar verilmiş olsa dahi, karar ve ilam harcı dışında kalan yargılama giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. Bir kişi davada sıfatı olmadığı hâlde, davacıyı, davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltıp, kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verdiği durumlarda, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddi hâlinde, davalı yararına yargılama giderlerine hükmedilemez.
Fer’î müdahil olarak davada yer alan kimse, yanında katıldığı taraf haksız çıkarsa, yalnızca fer’î müdahale giderinden sorumlu tutulur, aksi hâlde bu giderler diğer tarafa yükletilir. Ancak, hüküm üçüncü kişinin katıldığı taraf lehine verilmiş olsa bile, lehine hükmolunan tarafın hâl ve davranışı, üçüncü kişinin davaya katılmasını gerektirmişse, müdahale giderinin tamamı veya bir kısmı, lehine hüküm verilen tarafa yükletilebilir (6100 sayılı Yasa Md. 328).
Değinilen Yasanın 329 uncu maddesi uyarınca, kötüniyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekâlet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. Vekâlet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya mahkemece miktarının fahiş bulunması hâlinde, bu miktar doğrudan mahkemece takdir olunur. Kötüniyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, bundan başka beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkûm edilebilir. Bu hâllere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır.
Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan durumlarda, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hâllerde yargılama giderleri davacıya yükletilir. (6100 sayılı Yasa Md. 331).
Yasanın 332 ve 333 üncü maddelerin açık hükmü gereğince, yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir.
Yapılan giderin tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir.
Hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceği, mahkemece ilamın altına yazılır.
Hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme kendiliğinden, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine karar verir. Bu kararın tebliğ gideri iade edilecek avanstan karşılanır.
Adli yardım konusu da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Şöyle ki:
Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, haklı oldukları yolunda kanaat uyandırmak kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ise ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır.
Adli yardım kararı, ilgiliye, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak sorumlu tutulmama, yargılama ve takip giderleri için teminat göstermekten muafiyet, dava ve icra takibi sırasında yapılması gereken tüm giderlerin Devlet tarafından avans olarak ödenmesi, davanın avukat ile takibi gerekiyorsa, ücreti sonradan ödenmek üzere bir avukat temini imkânlarını sağlar.
Mahkeme, talepte bulunanın, yukarıda sayılan hususlardan bir kısmından yararlanmasına da karar verebilir.
Adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.
Adli yardım, asıl talep veya işin karara bağlanacağı mahkemeden istenir.
Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır. Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a yapılır. Adli yardım talebine ilişkin evrak, her türlü harç ve vergiden muaftır.
Mahkeme, adli yardım talebi hakkında duruşma yapmaksızın karar verebilir.
Adli yardım talebinin kabul veya reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
Ancak, adli yardım talebi reddedilirse, sonradan gerçekleşen bir sebebe dayanılarak tekrar talepte bulunulabilir.
Adli yardım, daha önce yapılan yargılama giderlerini kapsamaz.
Adli yardımdan yararlanan kişinin mali durumu hakkında kasten veya ağır kusuru sonucu yanlış bilgi verdiği ortaya çıkar veya sonradan mali durumunun yeteri derecede iyileştiği anlaşılırsa adli yardım kararı kaldırılır.
Adli yardım kararından dolayı ertelenen tüm yargılama giderleri ile Devletçe ödenen avanslar dava veya takip sonunda haksız çıkan kişiden tahsil olunur.
Adli yardımdan yararlanan kişinin haksız çıkması hâlinde, uygun görülürse yargılama giderlerinin en çok bir yıl içinde aylık eşit taksitler hâlinde ödenmesine karar verilebilir.
Adli yardımdan yararlanan kişi için mahkemenin talebi üzerine baro tarafından görevlendirilen avukatın ücreti, yargılama gideri olarak Hazineden ödenir. (6100 sayılı Yasa Md. 334 ilâ 340).
Yasanın 84 üncü maddesi uyarınca,
a) Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması,
b) Davacının daha önceden iflasına karar verilmiş, hakkında konkordato veya uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma işlemlerinin başlatılmış bulunması, borç ödemeden aciz belgesinin varlığı gibi sebeplerle, ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun belgelenmesi, hâllerinde, davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat gösterilmesi zorunludur.
Davanın görülmesi sırasında teminatı gerektiren durum ve koşulların ortaya çıkması hâlinde de mahkeme teminat gösterilmesine karar verir.
Mecburi dava ve takip arkadaşlığında teminat gösterme yükümlülüğü, bu yükümlülüğün tüm davacılar bakımından mevcut olması hâlinde doğar.
Bununla birlikte, davacının adli yardımdan yararlanması, yurt içinde istenen teminatı karşılamaya yeterli taşınmaz malının veya ayni teminatla güvence altına alınmış bir alacağının bulunması, davanın, sırf küçüğün menfaatlerini korumaya yönelik olarak açılması, ilama bağlı alacak için icra takibi yapılması hâllerinde teminat istenemez (6100 sayılı Yasa Md. 85).
Hâkim tarafından belirlenen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava usulden reddedilir.
Müdahale talebinde bulunan kişi, kesin süre içinde istenen teminatı vermezse, müdahale talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilir. Teminat gösterilmesini gerektiren sebep ortadan kalktığı takdirde, ilgilinin talebi üzerine mahkeme, teminatın iadesine karar verir (6100 sayılı Yasa Md. 88-89).
Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.
Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez (6100 sayılı Yasa Md. 312).
Somut olayda davacının toplam talebi 10.156,67 TL. olup, Mahkemece toplam 7.720,84 TL.sine hükmedilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde “Davanın kabulüne “ şeklinde hüküm kurulması, buna bağlı olarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin red ve kabule göre oranlanmaması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK.nun 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ:
Temyize konu kararın hüküm fıkrasının 1 ve 3 numaralı bentlerinin tamamen çıkartılarak, yerlerine;
“1 – Davanın kısmen kabulü ile,
3.903,24 TL. brüt kıdem tazminatının fesih tarihi olan 13.10.2005 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte,
1.335,78 TL. brüt yıllık ücretli izin alacağı,
2.200,00 TL. brüt fazla çalışma ücreti ve
281,82 TL. brüt genel tatil ücretinin dava tarihi olan 22.11.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Davacının yaptığı 13,10 TL. başvuru harcı, 13,10 TL. peşin harç, 09,00 TL. davetiye gideri toplamı 34,20 TL. ilk masrafın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının yaptığı ilk masraflar hariç toplam 196,50 TL. yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 149,37 TL. sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bentlerinin yazılmasına ve
4. Bent olarak “ Davalı Vekille temsil edildiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihindeki AAÜT. sinin 12. maddesi dikkate alınarak hesaplanan 575,00 TL. maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine “ bendinin eklenmesi suretiyle hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.