20. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/4233 Karar No: 2019/5975 Karar Tarihi: 17.10.2019
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/4233 Esas 2019/5975 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2019/4233 E. , 2019/5975 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... yönetimi vekili dava dilekçesinde özetle; ......çalışma alanı sınırları içinde bulunan ve Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve 2/B uygulama çalışmaları yapılıp kesinleşen yerlerde fennî hataların Orman Yönetiminin bilgisi ve denetimi altında düzeltildiğini ve 01/11/2013 tarihinde askı suretiyle ilan edildiğini, 01/12/2013 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşen orman kadastrosu uygulamasına göre......mahallesi 532 sayılı parselin tamamının "orman" vasfında olduğunun tespit edildiğini, orman sayılan yerlerin tapu veya zilyetlik yolu ile kazanılmasının mümkün olmadığını iddia ederek, davaya konu 532 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile "orman" vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne,..........parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 10.06.2016 tarihli krokili raporunda gösterilen davalı adına olan tapu kaydının iptali ile, orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1977 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmaları ile 2007 yılında yapılıp kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B çalışmaları vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/10/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.