4. Hukuk Dairesi 2018/3409 E. , 2018/5604 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... İnşaat Yapı Malzemeleri Tes. Tic. Ltd. Şti. ve diğerleri aleyhine 10/11/2008 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/04/2017 günlü karara karşı davalılar ... AŞ, ... AŞ ve fer"i müdahil ... Sigorta AŞ"nin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede davalılar ... AŞ, ... AŞ ve fer"i müdahil ... Sigorta AŞ vekilerinin istinaf başvurularının HMK"nin 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince verilen 05/04/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar ... AŞ, ... AŞ ve fer"i müdahil ... Sigorta AŞ vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içeresindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalılar ... AŞ, ... AŞ ve fer’i müdahil ... Sigorta AŞ"nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2) Davalılar ... AŞ, ... AŞ ve fer’i müdahil ... Sigorta AŞ"nin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalılar ... AŞ, ... AŞ ve fer’i müdahil ... Sigorta AŞ"nin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiş, hüküm; davalılar ... AŞ, ... AŞ ve fer’i müdahil ... Sigorta AŞ tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; olay tarihinde ... Mal Müdürü olarak görev yapan müvekkilinin ... Vergi Dairesi Müdürlüğü hizmet binası yemekhanesine öğle yemeğini yemek için gittiğinde müvekkili ile birlikte 15 kişinin meydana gelen LPG patlamasında yaralandığını, müvekkilinin el, yüz ve baş bölgesinde yanıklar oluştuğunu, 3 kez ameliyat geçirdiğini, tam iyileşmemesine rağmen görevine başladığında görevini layıkıyla devam ettirmesinin imkânsız olduğunu gördüğünü, zira gerek yaşadığı olayın acısı ve gerekse olay nedeniyle vücudunun eskisi gibi olmaması sonucu emekli olmak zorunda kaldığını, emeklilik istem dilekçesinde de bu hususu açıkça dile getirdiğini, davalıların kusurları neticesinde meydana gelen patlama sonucu maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, müvekkilinin erken emekli olması nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararlarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekilleri; müvekkillerinin meydana gelen patlamada kusurlarının olmadığını savunarak, müvekkilleri yönünden ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; hükme esas alınan 18/10/2012 havale tarihli bilirkişi raporu uyarınca olayın meydana gelmesinde davalılardan ... İnşaat Şirketinin % 40, davalı ...nin % 20, davalı ...Ş nin % 20, dava dışı ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün % 20 oranında kusurlu oldukları, davacının LPG patlaması sonucu ellerinde ve diğer organlarında meydana gelen yara ve yanık izleri nedeniyle yasal çalışmaya devam edebileceği yaştan önce emekliliğini talep etmek zorunda kaldığı, emekli olmasaydı alması gereken aylık net ücretler ile emekli maaşları arasındaki fark kadar maddi tazminata hak kazandığı gerekçesiyle, hükme esas alınan 07/12/2016 tarihli hesap bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat isteminin kabulüne ve manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükme karşı davalılardan ... AŞ, ... AŞ ve fer’i müdahil ... Sigorta AŞ tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Dairesince; her ne kadar davalılardan ... AŞ tarafından dosyaya sunulan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/17 esas, 2011/712 karar sayılı ilamında patlamada kusursuz bulunan davalılardan ... AŞ aleyhine açılan davanın reddine, patlamada % 70 oranında kusurlu bulunan ... İnşaat Şirketi ve % 30 oranında kusurlu bulunan ... AŞ yönünden davanın kabulüne karar verilmişse de, bu dosyada davacının, taraf olarak yer almadığı, bu mahkeme hükmünün eldeki dava açısından kesin hüküm olarak değerlendirilmesinin usulen olanaklı olmadığı ve tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı nitelikte bulunmadığı, gerçekten de davalı ... AŞ"nin meydana gelen patlamada ilk derece mahkemesince hükme esas alınan 18/10/2012 tarihli bilirkişi raporunda belirlendiği gibi kusurlu olduğu, bu açıdan emsal nitelikteki ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/17 esas sayılı kesinleşen dosyasında alınan bilirkişi raporundaki kusur değerlendirmesine katılınmadığı, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/4233 soruşturma sayılı dosyasında alınan 03/03/2008 tarihli raporda da ... AŞ"nin sorumlu yetkilisinin olayın meydana gelmesinde 2. derecede kusurunun olduğu görüşüne yer verildiği, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince hükme esas alınan 18/10/2012 tarihli rapordaki belirlemelerin hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, gerek Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 09/03/2016 tarihli raporundaki belirlemeler, gerekse tanık anlatımlarından davacının baş ve el kısımlarında meydana gelen yanık izlerini kapatmak amacıyla şapka ve eldiven kullandığı, idari makamda olan davacının makam temsili ve sosyal hayatında kısıtlılık yaşadığı, maddi ve manevi zarara uğrayarak emekli olduğunun sabit olduğu, zararla olay arasında illiyet bağı bulunduğu gerekçeleriyle, davalılardan ... AŞ,
... AŞ ve fer’i müdahil ... Sigorta AŞ"nin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; hüküm, ... AŞ, ... AŞ ve fer’i müdahil ... Sigorta AŞ vekillerince temyiz edilmiştir.
a) ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/17 esas, 2011/712 karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı Maliye Bakanlığı tarafından 12/11/2007 tarihinde yaşanan LPG patlaması sonucu ... Vergi Dairesi binasında meydana gelen hasarın tazmini için davalılar ... AŞ, ... AŞ ve ... İnşaat Şirketi aleyhine dava açıldığı, bu davada, temyiz incelemesine konu eldeki davada ... AŞ"nin kusurlu olduğu yönünde görüş bildiren ve hükme esas alınan bilirkişi raporundaki sorumluluk sebeplerininin davacı tarafından aynen ileri sürüldüğü, bu davada alınan 25/03/2011 tarihli bilirkişi heyet raporunda ... İnşaat Şirketinin % 70 oranında, ... AŞ"nin % 30 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, ... AŞ"ye daha önce LPG kullanıldığına dair bir verildiğine dair bir ifade ve bilgiye rastlanmadığı, LPG tankının onay verilen tesisatın bulunduğu alanda bulunmadığı, ... İnşaat tarafından verilen projede de iptal edilen lpg hattının gösterilmediği, doğalgaz hattında herhangi bir kaçak bulunmadığı gerekçeleriyle ... AŞ"nin meydana gelen patlamada kusursuz olduğunun bildirildiği, işbu rapor hükme esas alınarak mahkemece ... AŞ aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verildiği, kararın Dairemizin 25/02/2013 gün ve 2012/3732 esas, 2013/3212 karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verildiği, karar düzeltme istemi de reddedilerek hükmün 03/07/2013 günü kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Ceza dosyasının incelenmesinde; ... Şirketinin yaptığı doğalgaz tesisatı ve projeye doğalgaz uygunluk onayı veren ... AŞ de gaz açım ve kontrol görevlisi olarak görev yapan Vahit Kaya ve proje mühendisi Şenol Seymen hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/4181 sayılı soruşturma dosyasında kamu davasını açmayı gerektirir yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi nedeniyle ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair 03/11/2008 günlü kararın verildiği, ... Şirketinin sorumlu müdürü, şirket çalışanları ve ... AŞ çalışanı hakkında taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan kamu davasının açıldığı ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/458 esas, 2010/42 karar sayılı ve 24/02/2010 tarihli kararıyla, sanıkların ayrı ayrı hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve verilen cezaların ertelenmesine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği görülmektedir.
Maddi anlamda kesin hükmün koşulları 6100 sayılı HMK’nin 303. maddesinde (1086 sayılı HUMK 237) açıklanmıştır. Bunlar; dava konularının (müddeabihlerinin), dava nedenlerinin ve taraflarının aynı olmasıdır. Buna karşılık, taraflar arasında aynı ya da benzer konuda kesinleşmiş olan bir hüküm ve burada saptanan maddi olgular, daha sonra ortaya çıkan uyuşmazlıklarda yukarıda açıklanan koşulların üçünün aynı anda bulunmaması nedeni ile kesin hüküm oluşturmasa bile güçlü delil oluşturabilir. Hal böyle olunca, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/17 esas, 2011/712 karar sayılı dosyasında davaya konu aynı patlama nedeniyle yapılan yargılamada, davalılardan ... AŞ"nin kusursuz olduğu sonucuna varılarak bu davalı hakkında davanın reddine dair verilen hükmün Dairemizce onanarak kesinleştiği anlaşılmakla; mahkemece bu tespite ve güçlü delil niteliği kazanan karara aykırı şekilde ve gerekçeyle davalı ... AŞ"nin kusurlu kabul edilerek aleyhinde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak, kararın bozulması gerekmiştir.
b) 6098 sayılı TBK"nin 49. maddesine (818 sayılı BK’nin 41. maddesi) göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Bir başka anlatımla, haksız bir eylemin tazminat borcu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet (nedensellik) bağı bulunması gereklidir. Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlusundan isteyebilir. Fiil olmasaydı meydana gelen zararın doğması mümkün olmayacak idiyse, fiil ile zarar arasında bir illiyet bağı var demektir.
Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulundan alınan 09/03/2016 tarihli raporda, davacının arızasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olması nedeniyle sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 12/11/2007 tarihinden itibaren 2 aya kadar uzayabileceği, yüzde sabit iz niteliğinde lezyon tarif ve tespit edilmediğinin bildirildiği görülmüştür.
Dosyanın incelenmesinde; davacının, zorunlu olarak emekliye ayrılmadığı, isteğe bağlı emekliye ayrılma isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının erken emekli olması nedenine dayalı iddia ettiği maddi zararı ile davalıların fiili arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde, mahkemece bu husus gözetilmeden bu bölüme ilişkin talebin nedensellik bağı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2-a,b) nolu bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının HMK"nin 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve ilk derece mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı ... AŞ, davalı ... AŞ ve fer’i müdahil ... Sigorta AŞ"nin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 24/09/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.