Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3685
Karar No: 2020/7588
Karar Tarihi: 25.11.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3685 Esas 2020/7588 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/3685 E.  ,  2020/7588 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davalılar ... ve ... vekilleri tarafından talep edilmiş, davalı ... vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.11.2020 Salı günü davacı Temlik Alan Hayat Varlık Yönetim A.Ş. Vek. Av. ... ile davalı ... vek. Av. ... geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; dava dışı ... Tarım Hayvancılık Yem Veterinerlik Hizm. Gıda İnş. Turz. Araç Kiralama San. ve Tic. Ltd. Şti ile imzalanan kredi sözleşmesi gereği dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, bu sözleşmenin kefilinin de borçlu davalı ... olduğunu, kredinin ödenmemesi üzerine davalı borçlu hakkında İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2016/ 5758 sayılı dosyasında takip yaptıklarını, borçlunun adresine gidildiğini, haczi kabil bir mal bulunamadığını, yapılan araştırmada ...,... parsel, 2. kat, 4 nolu bağımsız
    bölümü davalı ...’ya, ...,... parselde kayıtlı taşınmazın 5 nolu bağımsız bölümü ise davalı ...’a devredildiğinin anlaşıldığını, bu durumun kendilerinden mal kaçırmaya yönelik muvazaalı bir işlem olduğunu belirterek İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, dava konusu tasarrufların yapıldığı tarihte davacı bankanın herhangi bir alacağının doğmadığını, asıl borçlunun kendisi olmadığını, kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını beyan ederek haksız ve dayanaksız olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ...; aciz vesikası alınmadığını, her iki tasarrufun farklı olduğunu, davalılar arasında irtibat bulunmadığını, davaların ayrılması gerektiğini, söz konusu gayrımenkul bedelini konut kredisi çekerek ödediğini, bedel farkı bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, dava konusu iki taşınmaz arasında bağlantı olmadığını, davaların ayrılması gerektiğini, davalı borçlu aleyhine aciz vesikası alınmadığını, dava konusu satışın gerçek olduğunu beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    İzmir Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03.07.2018 tarih, 2016/ 247 E-2018/266 K sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesine esasa ilişkin yeni hüküm tesisine, davacının davalı borçlu ... ile davalı 3. kişi ... arasındaki tasarrufa yönelik açtığı davanın reddine, davacının davalı borçlu ... ile davalı 3. kişi ... arasındaki tasarrufa yönelik açtığı davanın kabulü ile dava konusu “...,... parsel üzerinde bulunan 2. kat, 5 nolu msken vasfındaki taşınmazın 05.10.2015 tarih, 19693 yevmiye sayılı resmi senet ile davalı borçlu ... tarafından davalı 3. kişi ...’a satışı ile ilgili tasarrufun davacı yönünden iptali ile İİK 283/1 maddesi uyarınca dava konusu taşınmaz üzerinde İzmir 13. İcra Müdürlüğü’nün 2016/ 5758 sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı kalmak kaydı ile davacıya cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş, Bölge Adliye ../...
    Mahkemesi kararı, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı borçlu ... vekilinin aşağıdaki (2) ve (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava konusu tasarrufların birden fazla olduğu, borçlu davalı ...’n kendisine ait taşınmazları farklı kişilere sattığı anlaşılmakla her bir tasarruf için ayrı vekalet ücretine hükmedilip davacının sorumlu olduğu miktarın ayrı ayrı belirlenmesi ve kendisini vekille temsil ettiren ve temyiz eden davalı ... yararına ayrı vekalet ücreti takdiri gerekirken tek vekalet ücretinin tüm davalılara verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması, Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi ../...
    tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi, satılan taşınmaz üzerinde, ipotek ve haciz kayıtları varsa, alıcı taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığının kabulü, bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu kaydındaki ipotek ve haciz miktarının da göz önünde tutulması, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılması gerekmektedir. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda, ilk derece mahkemesince dava konusu gayrımenkullerin tapuda gösterilen değerleri ile tasarruf tarihlerindeki gerçek değerleri arasında misli fark bulunmaması ve davalı 3. kişilerin davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişiler olduğunun davacı tarafından ispat edilememesi gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, davalı borçlu ile davalı ... yönünden verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davalı borçlu ile davalı davalı ... arasındaki tasarrufun satış bedeli ile gerçek bedeli arasında mislini aşan fark bulunmasa da, davalılar arasında komşuluk ilişkisinin bulunması ve davalı borçlunun eşi ile davalı ...’ın İzmir barosuna kayıtlı avukat olmaları nedeni ile davalı 3. kişi ...’ın davalı borçlunun mali durumunu ve alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kasdı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeni ile davalı borçlu ... ile davalı ... arasındaki tasarrufun İİK 280/1 maddesine göre iptale tabi bulunduğu belirlenerek davalı ... ve davalı ... arasındaki tasarruf ile ilgili yeniden hüküm kurulmasına karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun görülmemiştir.
    Davalı ... tasarrufa konu ...,... parselde kayıtlı taşınmazın 5 nolu bağımsız bölümü, oturduğu evin 1 alt sokağında ../...
    bulunduğunu, yatırım maksatlı aldığını beyan etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince de davalılar arasında komşuluk ilişkisi bulunduğu gerekçesi ile bu davalılar yönünden de davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak söz konusu gayrımenkul davalı ... ve davalı borçlunun ikamet ettiği özel bir site olmadığı gibi, davalı ... da söz konusu apartmanda değil, bir üst sokakta oturmaktadır. Kaldı ki davalı borçluda dosya içerisindeki belgelere göre tasarrufa konu gayrımenkulde hiç oturmamış, ikametgah adresi söz konusu gayrımenkulün bulunduğu yerden farklı bir adres olduğu anlaşılmıştır. Davalı borçlunun eşi ile davalı ...’nun üye sayısı binlerce olan aynı baroya kayıtlı olmaları davalıların birbirini tanıdığını da göstermediği gibi davacı tarafından davalı ...’nun davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişi olduğunu ispatlayan yan delillerde dosyaya ibraz edilmemiştir. Davalı ...’nun davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişi olduğu kanıtlanamadığından davalı ... ve ... yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davalı ... ve davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesine göre dosyanın kararı veren İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 2.540,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."a verilmesine,
    peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 25/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi