Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/9390 Esas 2019/12368 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/9390
Karar No: 2019/12368

Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/9390 Esas 2019/12368 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, öz kızına karşı velayet hakkını kötüye kullanarak çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkum edilmiştir. Ancak hakkında TCK’nın 53/5. maddesi gereğince cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar velayet hakkını kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Karşı oy veren üye ise, mağdurun iddialarının soyut olduğunu ve her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği için sanığın beraat etmesi gerektiği görüşündedir.
Kanun maddeleri ise şöyledir: TCK'nın 53. maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı.
14. Ceza Dairesi         2018/9390 E.  ,  2019/12368 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
    HÜKÜM : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyet

    İlk derece mahkemesince verilen re"sen de tameyize tabi hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
    Sanığın eylemini öz kızına karşı velayet hakkını kötüye kullanarak gerçekleştirmesine rağmen, hakkında TCK"nın 53/5. maddesi gereğince cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar velayet hakkını kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış ve hükümden sonra 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
    Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; sanığa isnat edilen suçun sanık tarafından işlendiğinin belirlendiği, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, hükmedilen cezanın nevi ve miktarı itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşılmakla, sanık müdafisinin yerinde görülmeyen temyiz talebinin reddiyle re"sen de temyize tabi hükmün ONANMASINA, 12.11.2019 tarihinde üyeler ... ve ..."un karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalardaki çelişkili ve hayatın olağan akışına ters düşen anlatımı, sanık ile aralarında husumet olduğu anlaşılan katılan ... ’in beyanları, görgüye dayalı bilgisi olmayan tanık ...’in soruşturma aşamasındaki beyanı dışında sanığın atılı suçu işlediği konusunda yeterli delil buunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiği düşüncesindeyiz,
    Şöyleki;
    Mağdure soruşturma aşamasında suça konu olayların 5 yaşında başladığını belirtmesine karşın kovuşturma aşamasında 6 yaşında başladığını belirterek sanık olan babasının nitelikli olarak vajinal yoldan istismarda bulunduğunu ileri sürmüştür. Mağdurenin o tarihteki yaşı ve fiziki durumu itibarıyla bu iddialar hayatın olağan akışına tamamen ters hatta imkansızdır. Katılan ... ile sanık arasında boşanma ve nafaka davaları nedeniyle husumet bulunduğu ortadadır. Bu nedenle katılanın basit istismara yönelik anlatımına itibar edilmemesi gerekir. Tanık ..., sanığın oğlu olup soruşturma aşamasında katılan ... ’den duyumlarını anlatmış, kovuşturma aşamasında ise tanıklıktan çekinmiş olduğundan beyanının hükme hiçbir şekilde esas alınması mümkün değildir. Eylemlerin 2004-2008 yılları arasında gerçekleştiği iddia edilmesine karşın ortaya çıkışı yaklaşık 5 yıl sonra olmuştur.
    Yukarıda yapılan izahlardan da anlaşılacağı üzere mağdurenin soyut iddiaları dışında sanığın üzerine atılı suçu işlediği konusunda her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun hükmün onanmasına dair kararına iştirak etmiyoruz.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.