Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/6668
Karar No: 2021/5195
Karar Tarihi: 27.10.2021

Danıştay 10. Daire 2019/6668 Esas 2021/5195 Karar Sayılı İlamı


T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6668
Karar No : 2021/5195

TEMYİZ EDENLER (DAVACILAR): 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : Davacıların müşterek çocuğu …'in 12/08/2002 tarihinde rahatsızlanması üzerine götürüldüğü Siverek Devlet Hastanesinde muayene edildikten sonra ölümünde davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla her biri için ayrı ayrı 5.000,00 TL maddi tazminat ve 25.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın davacılar tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, dava konusu olayla ilgili olarak alınan bilirkişi raporlarında hizmet kusurunun bulunduğunun sabit olduğu ileri sürülerek Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği düşünülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
A) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Davanın Reddine İlişkin Kısmı ile Reddedilen Manevi Tazminat Miktarı Üzerinden Davalı İdare Lehine Maktu Vekâlet Ücretine Hükmedilmesine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın reddine ilişkin kısmı ile reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden davalı idare lehine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen maktu vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
B) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Reddedilen Maddi Tazminat Nedeniyle Davalı İdare Lehine Nispi Vekâlet Ücretine Hükmedilmesine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesi, 1. fıkrası, (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay'ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
31/12/2014 tarih ve 29222 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibarıyla uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13. maddesinde; "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Tarifenin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinde ise "(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." düzenlemesi yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılmakta olan dava, 10.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, davanın reddine ve reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak hesaplanan 1.200,00 TL, reddedilen manevi tazminat yönünden ise maktu olarak belirlenen 750,00 TL vekalet ücretinin davacılar tarafından davalı idareye ödenmesine karar verilmiştir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, kabul edilen tazminat miktarının önemli bir kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesi, 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, manevi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurularak davalı idare lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilirken; maddi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurulmasına rağmen davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Esasen davalı tarafın bu dava kapsamında, iki tazminat konusu yönünden farklı bir hukuki değerlendirme yapması da söz konusu değildir.
Bu durumda; reddedilen maddi tazminat talebi yönünden davalı idare lehine Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 750,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan "reddedilen maddi tazminat miktarı için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.200,00 TL" ibaresinin "reddedilen maddi tazminat miktarı için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 750,00 TL" şeklinde, "toplam 1.950,00 TL vekalet ücretinin" ibaresinin "toplam 1.500,00 TL vekalet ücretinin" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların, reddedilen maddi tazminat yönünden aleyhine hükmedilen nispi vekalet ücretine yönelik temyiz istemlerinin kabulüne, diğer temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, hüküm fıkrasında yer alan "reddedilen maddi tazminat miktarı için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.200,00 TL" ibaresinin "reddedilen maddi tazminat miktarı için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 750,00 TL" şeklinde, "toplam 1.950,00 TL vekalet ücretinin" ibaresinin "toplam 1.500,00 TL vekalet ücretinin" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/10/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.


(X) KARŞI OY:
Dosyanın incelenmesinden, davacıların müşterek çocuğu 12/01/2002 doğumlu …'in 12/08/2002 tarihinde rahatsızlanması üzerine Siverek Devlet Hastanesine götürüldüğü, burada çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. … tarafından muayene edilerek "enterit" tanısı ile ilaç reçete edildiği ve eve gönderildiği, reçete edilen serumun çocuğa dışarıda takılmasından birkaç saat sonra çocuğun öldüğü, dava konusu olayla ilgili olarak Yüksek Sağlık Şurası tarafından düzenlenen raporda; dehitrasyonu olan bebeğin hastaneye yatırılması gerekirken serum yazarak evine gönderen Dr. …'nin 2/8 (Sekizde İki) oranında kusurlu olduğu..., Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan raporda; muayene sonrasında küçükte mevcut akciğer ve kalp hastalıklarına yönelik ön teşhisde bulunmadan gerekli tetkik, yatarak tedavisi veya ileri merkeze sevkini yapmadan eve göndermesinin yetersiz teşhis ve tedavi olduğu... Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyelerince hazırlanan raporda; ...bir yaşından küçük hastada saptadığı fizik muayene bulguları ile hastayı yakın olarak izlemeyen ve gözlem altına almayan, imkanlar dahilinde yapabileceği ileri incelemeleri yapmayan, damar içi sıvı verilmesi endikasyonu koyduğu ve hastanın genel durumunu orta hale getiren dehidratasyon tablosu için hastayı yatırarak tedavi etmeyen, hastada var olan klinik bulguların hızla değişebileceğini düşünmeyen, hastayı sevk etmeyen ve uygun gördüğü ilacın formunu ve uygulama şeklini reçetesine yazmayan Dr. …'nin hastasına tıbbi ihmalde bulunarak kusurlu olduğu.., Mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Genel Kurulu raporunda; ...bebeğin ölümünün myokardit, akciğer enfeksiyonu ve gastroenterite bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği, çocuk hastalıkları uzmanı Dr. …'nin gerekli tetkikleri yaptırmadığı ve klinik durumu itibariyle hastaneye yatırılması gerektiği halde hastayı hastaneye yatırmadığı, kalp ve akciğer enfeksiyonu tanısı koyamaması nedeniyle kusurlu olduğu, ancak bebeğin klinik durumu itibariyle zamanında tanı konularak uygun takip ve tedavisinin yapılması durumunda da kurtulmasının kesin olmadığı cihetiyle doktorun kusurlu eylemi ile bebeğin ölümü arasında kesin bir illiyet bağı kurulamayacağı tespitlerine yer verildiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta; Adli Tıp Genel Kurulunca hazırlanan ve Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, nihai olarak, doktorun kusurlu eylemi ile bebeğin ölümü arasında kesin bir illiyet bağı kurulamayacağı yönünde görüş bildirilmiş ise de; davacıların çocuklarının ölümü olayıyla ilgili olarak alınan bilirkişi raporlarında sağlık hizmetinin kusurlu işletildiği hususunda tespitlere yer verildiğinden, sağlık hizmetinin eksik ve kusurlu işletildiği yönünde oluşan üzüntü ve ızdırabın kısmen de olsa giderilmesi amacıyla davacıların uğradığı manevi zararın tazmin edilmesi gerektiği sonucuna varılmakta olup, davacıların temyiz istemlerinin kısmen kabulü, kısmen reddi ile temyize konu İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının onanmasına, manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyuyla, aksi yöndeki Daire kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi