3. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/7096 Karar No: 2019/3762 Karar Tarihi: 24.04.2019
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/7096 Esas 2019/3762 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2017/7096 E. , 2019/3762 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshi-tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı tarafından fuzuli şagil olarak kullanılmakta olan 524 ada 24 parselde kayıtlı 24 nolu bağımsız bölümün 1/3 hissedarı olduğunu, davaya konu taşınmazın diğer hissedarı olan .... tarafından yetkisiz bir şekilde kiraya verildiğini sonradan öğrendiğini, davalıya kira sözleşmesine icazet vermediğini beyan ettiğini, kira sözleşmesinin pay ve paydaş çoğunluğu ile yapılabileceğini, kendisinin 01/10/2012 tarihli kira sözleşmesine muvafakati olmadığını, sonrasında da açık veya örtülü bir şekilde icazet vermediğini belirterek kira sözleşmesinin feshi ile birlikte davalının kullanmakta olduğu kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile .... ile Davalı arasında yapılan kira sözleşmesinin feshi ile davalının ... Merkez .... Mah. .... Sok. No:2 de bulunan işyeri vasfındaki kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hâkimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HMK. madde 33). Anılan yasal düzenlemeye göre davayı aydınlatma görevinin mahkeme hâkimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne ilişkin hukuki nitelendirme yapılmalıdır.
Davacı, dava dışı paydaş ile davalı arasında yapılan sözleşmenin pay ve paydaş çoğunluğu ile yapılmadığını, sözleşmeye muvafakat etmediğini ileri sürerek davalının tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı benimsenmiş ise de davacı ile davalı arasında düzenlenmiş yazılı veya sözlü bir kira sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı, dava konusu taşınmazın davalıya kiralanmasına muvafakati olmadığını, bu nedenle davalının yapmış olduğu kira sözleşmesinin hukuken geçersiz olduğunu ileri sürerek davalının taşınmaza müdahelesinin men"ine karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın kira sözleşmesinden değil haksız işgaldan kaynaklanan el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından Asliye Hukuk Mahkemesi"nin görevli olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklandığı üzere davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.