22. Hukuk Dairesi 2017/23224 E. , 2019/13793 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, 13.03.2012 tarihine kadar davalı iş yerinde çalıştığını işten ayrıldığı sırada kıdem tazminatının eksik ödendiğini beyanla fark kıdem tazminatı ve fazla mesai ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma hayatında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda mahkemece davacının aylık ücreti 1.120,00 TL net olarak alınmıştır. Dava dilekçesinde davacı ücret konusunda iki yıllık izin dahil 4.900,00 TL aldığını beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ticaret odasından gelen cevabın da dikkate alındığı belirtilmiş ise de söz konusu belgeye dosya arasında rastlanılmamıştır.
Bu halde mahkemece davacının ücreti öncelikle davacıdan sorularak, yukarıda anılı ilke kararı da değerlendirilerek, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda mahkemece davacı tanık beyanları doğrultusunda davacının günde 11 saat 1 saat ara dinlenme yapmak sureti ile çalıştığı kabul edilip, fazla mesai hesabı yıllık 270 saatle sınırlandırılmıştır.
Dosyada bulunan davacı tanıkları ve davalı tanık beyanları birbiri ile örtüşmemektedir. Davalı tanıkları iş yerinde 3 vardiya yapıldığından bahsederken, davacı tanıkları ise davacının 06:00-17:00 arası ya da 07:00-18:00 arası çalışma yaptığından bahsetmişlerdir. O halde mahkemece tanıklar yeniden dinlenerek beyanlarında var olan çelişki giderilerek, tanıkların özellikle davacının fiilen yaptığı iş ve çalışma düzeni ile ilgili ayrıntılı beyanları alındıktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan tanık beyanlarına kendi çalışma dönemleri ile sınırlı olarak itibar edilmelidir. Somut olayda davacı tanıklarının davacıdan önce işten ayrıldıkları anlaşılmakla mahkemece tanıkların Sosyal Güvenlik Kayıtları getirilerek beyanlarına çalıştıkları dönemle sınırlı olarak itibar edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.06.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.