12. Ceza Dairesi 2019/10989 E. , 2021/8582 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Taksirle yaralama, inşaat ve yıkım ile ilgili emniyet kurallarına uymamak
Hüküm : 1-Sanıklar hakkında taksirle yaralama suçundan TCK’nın 89/1, 89/2-b-e, 62, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
2-Sanıklar hakkında inşaat ve yıkım ile ilgili emniyet kurallarına uymamak suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat
Taksirle yaralama suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler ile inşaat ve yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymamak suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
1- Sanıkların taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Sanıklara isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ""taksirle yaralama"" suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, katılanın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
2-Sanıkların inşaat ve yıkım ile ilgili emniyet kurallarına uymamak suçundan beraatlerine ilişkin hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılanın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya içeriğine ve oluşa göre; sanık ..."nın inşaatın sahibi olduğu, sanık ..."in ise inşaatı yapan şahıs olduğu, olay tarihinde saat 21:15 sularında oyun oynamak için inşaata giren 8 yaşındaki mağdurun inşaatın giriş katındaki asansör boşluğundan iki kat kot altındaki zemine düşerek hayati tehlike geçirecek ve ağır 6 kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı sanıkların asli kusurlu olarak katılanın yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda; inşaat ve yıkım ile ilgili emniyet kurallarına uymamak ve taksirle yaralama suçlarının oluştuğu, ancak bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanıkların eyleminin, zarar suçu niteliğinde olduğu da değerlendirilerek, sanıkların taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine karar verildiği de dikkate alınarak, sanıklar hakkında inşaat ve yıkım ile ilgili emniyet kurallarına uymamak suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.