7. Hukuk Dairesi 2015/2835 E. , 2015/3937 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İzmir 6. İş Mahkemesi
Tarihi : 01/07/2013
Numarası : 2012/392-2013/334
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı vekili, davacının 28/11/2003-10/08/2012 tarihleri arasında çalıştığını, emeklilik suretiyle iş sözleşmesini feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında feshin haklılığı konusunda uyuşmazlık söz konusudur.
Mahkemece davacının iş sözleşmesinin 1475 sayılı Yasanın 14"üncü maddesinin birinci fıkrası (4) bendi gereği feshedildiği kabul edilmiştir. Davacının dosya kapsamına göre hizmet süresi 8 yıl 10 ay 25 gün olarak tespit edilmiştir. Davacı emekli olarak ayrıldığını iddia etmiş ise de, mahkemece davacının emekli olup olmadığı, fesih tarihi itibariyle 1475 sayılı Yasanın 14/1-4 veya 14/1-5 maddesine göre emeklilik şartlarına haiz bulunup bulunmadığı Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan sorulup buna ilişkin kayıtlar getirilmeden eksik inceleme ile kıdem tazminatının kabulü hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.
3-Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59"uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
İşçinin işe iade davası açması durumunda, izin ücretinin talep edilip edilemeyeceği davanın sonucuna göre belirlenmelidir. Gerçekten işçinin dava sonucu işe başlatılması durumunda, önceki fesih ortadan kalkmış olmakla ve iş ilişkisi devam ettiğinde 4857 sayılı Yasanın 59 uncu maddesi uyarınca izin ücreti istenemez. İşçinin işe başvurusuna rağmen yasal bir aylık işe başlatma süresi içinde işe alınmaması halinde ise, işe başlatmama anı fesih tarihi olarak kabul edildiğinden, izin alacağı bu tarihte muaccel olur.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde yıllık izine kazandığı yıldan itibaren 1475 sayılı Yasa döneminde 12 gün, 4857 sayılı Yasa döneminde 15 gün yıllık izin kullandığını, davalı işveren yanındaki çalışmasının 5 yılı doldurduğu 2008 yılından itibaren 20 günlük izin kullanması gerekirken 15 gün kullandırıldığını, sadece son alt işveren döneminde 20 günlük izin hakkını kullanabildiğini bildirerek 2008-2011 yılları arasında eksik kullandırılan yıllık izin günlerine ilişkin ücreti talep etmiştir. Mahkemece davacı 1951 doğumlu olduğundan yıllık 20 gün izin hakkı bulunduğu, 8 yıl hizmeti karşılığı 160 gün izine hak kazandığı, yıllık izinlerinin kullandırıldığı ispatlanamadığından 160 gün yıllık izin alacağına hükmedilmiştir. Davacının dava dilekçesinde yıllık izinlerini kullandığı ancak eksik kullandırıldığı beyan edildiğinden sadece aradaki farkın hüküm altına alınması gerekirken HMK 26.maddesine aykırı şekilde talep de aşılarak yıllık izin belgesi sunulmadığından hiç izin kullanmadığı kabul edilerek 160 günlük izin alacağına hükmedilmesi hatalı olup bozma sebebidir
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 09/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.