18. Hukuk Dairesi 2016/3052 E. , 2016/3758 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli .... Mahallesi 259 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da hüküm kurmaya elverişli değildir.
Şöyle ki;
1-Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11. maddesinin 1.fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca değerlendirme gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırma bedelinin saptanması gerekmektedir.
Emsalin taşınmazla aynı konumda olması, taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve değerlendirme gününden önce satılan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına ....üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar belirtilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri belirlenmelidir.
Emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten sonra bunun imar parseli olup olmadığı da sorulup saptanmalıdır. İncelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Yasası"nın 18.maddesinin 2. fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalıdır.
2942 sayılı Yasa"nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir. Buna göre dava konusu taşınmaz
ve emsallerin emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından 2011 yılı itibarıyla getirtilerek karşılaştırılması ve değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmiş olması gerekir.
Bozma ilamı öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle değerinin 100,33 TL olarak belirlendiği, ancak bu raporda kullanılan emsalin uygun olmaması sebebiyle kararın bozulduğu, bozma kararı üzerine .... Mahallesi 259 ada 1 parsel sayılı taşınmazın somut emsal alınarak yapılan değerlendirme üzerine bu kez dava konusu taşınmazın birim m² bedelinin 41,59 TL belirlendiği, raporlar arasında bu denli yüksek oranda bir çelişkinin olması ve davacı idarece dava konusu taşınmaza 2010 yılı Eylül ayı itibariyle 80 TL kıymet taktir edildiği dikkate alındığında alınan emsalin dava konusu taşınmaz için uygun bir emsal olmadığı izlenimini uyandırmıştır.
Bu durumda, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden, yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü yeni emsal satışları bildirmeleri için imkan tanınması, gerektiğinde emsal celbi yoluna gidilmesi ve yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde bu emsallere göre değer biçilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile karar verilmesi,
2-Bozma kararı öncesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda kamulaştırmadan arta kalan kısım için %15 oranında değer azalışı belirlendiği, kararın davacı idare tarafından temyiz edildiği ve bozma kararında bu hususla ilgili bir bozma yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, bozma gerekleri yerine getirilmeli ve bu bağlamda bozma kapsamı dışına çıkılmamalıdır.
Buna göre, bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirlenen % 15 oranındaki değer azalışının davacı idare açısından usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeksizin bu oranı % 20"ye yükselten bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınarak fazlaya hükmedilmesi,
3-Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan 5.975,36 TL) iadesine karar verilmişse de davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faiziyle birlikte davacı idareye ödenmesine dair hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.