Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/624
Karar No: 2019/6137
Karar Tarihi: 03.10.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/624 Esas 2019/6137 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/624 E.  ,  2019/6137 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
    (DENİZCİLİK VE İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 05/12/2017 tarih ve 2016/524-2017/423 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 01.10.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirkete nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı Balsu Gıda San. ve Tic. A.Ş.’ye ait iç fındık emtiasının Gemlik Limanı’ndan ABD New York Limanı’na davalı tarafından taşındığını, taşıma sırasında konteyner içine su girmesi sonucu emtianın ıslanarak hasarlandığını, müştereken yapılan ekspertiz sonucu emtiada 46.695,27 USD hasar tespit edildiğini ve belirlenen bu miktarın müvekkili tarafından 01/03/2011 tarihinde sigortalısına ödediğini, böylece müvekkilinin TTK’nın 1301 maddesi ve temlik hükümleri uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, yetki, hak düşürücü süre itirazında bulunmuş, nakliyat abonman mukavelesinin 01/01/2011 -01/01/2012 tarihleri arasında geçerli olduğunu ancak, poliçenin 02/12/2010 ve konişmentonun 05/12/2010 tarihinde düzenlendiğini, buna göre abonman mukavelesinin geçersiz olduğunu, abonman mukavelesinin geçerli olması ihtimalinde dahi poliçede kayıtlı sigortalı Balsu Gıda San. ve Tic. A.Ş.’nin satım ve taşıma ilişkisi bakımından sigortalanabilir menfaati bulunmadığından davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığını, olayda müvekkilinin herhangi bir kusuru da bulunmadığını, geminin denize, yola ve yüke elverişli olduğunu, 18/12/2010 – 21/12/2010 tarihli arasında geminin 9 -10 şiddetinde rüzgara ve yüksek dalgalara maruz kaldığını ayrıca, yükün konteyner içine istifi ve sabitlenmesi ile mühürlenmesi işleminden yükle ilgililerin sorumlu olduğunu, davacı tarafından usulüne uygun hasar ihbarı yapılmadığını, talep edilen tazminat miktarının afaki ve fahiş olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
    Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu, dosyada mevcut ekspertiz raporunda “konteyner ıslak zeminine uygulanan gümüş nitrat testi sonucunda güçlü pozitif reaksiyon alınmış olması sebebiyle ıslanmanın deniz suyuile temas sonucunda meydana geldiği" hususunun belirtildiği, buna göre ıslanmanın deniz yolu ile taşıma esnasında geldiğinin kabulü gerektiği, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 21.12.2012 tarihli yazısında 18 ve 19 Aralık 2010 tarihlerinde hava durumu hakkında bilgi verilmiş ise de, bu yazıda belirtilen hava ve deniz durumunun, dava konusu taşımanın gerçekleştirildiği zaman ve rotada umulmayan nitelikte olduğunun kanıtlanmadığı, aynca davalı taşıyanın, yüke özen borcu gereği, taşımanın gerçekleştirileceği rota ve zamanda hava ve deniz koşulları ile yükün özelliğini dikkate alarak yükü muhafazaya elverişli {su almayan) konteyner tahsis etmesi gerektiği, davalı taşıyanın yüke özen borcunun ihlali sebebiyle (eTTK. m. 1061) yük zararından sorumlu olduğu, 07.01.2011 ve 12.01.2011 tarihlerinde alıcının deposunda yapılan müşterek incelemeye dayanan ekspertiz raporunda “497 kolinin iyi durumda olduğu; 197 kolinin ıslak oldukları gerekçesiyle karton kolilerden çıkarılan vakumlu naylon torbalar genel olarak sağlam ise de torbalar üzerinde ıslaklıklar olduğu; 61 koli emtianın kolilerinden çıkarılmış ve vakumlu torbalarının yırtık, ıslaklıkla beraber vakum özelliğini kaybetmiş, torbaların gevşemiş ve içerisindeki emtianın nemli olduğu, 19 koli emtianın ise açık naylon torbalarda dökme vaziyette bulunduğu ve tuzlu suyla direkt temas etmiş olması sebebiyle bozulmaların başlamış olduğu” hususlarının tespit edildiği, bu durum karşısında, davalı Turkon’un 06,01,2011 tarihli yazısı ile davadışı yükletene “alıcının deposunda ortak survey yapılacağını” bildirdiği; ekspertiz raporunda davalının sorumluluk sigortacısı tarafından atanan uzmanın ıslanmanın sebebi ve ıslanma sonucu meydana gelen zararın miktarı konusunda incelemeye katıldığı, ancak davalının zararın ekspertiz raporunda tespit edilen miktarda olmadığını ispat etmediği, e TTK maddesi 1113 hükmü uyarınca taşıyanın tazmin borcu, malların hasarlı haldeki satış değeri ile piyasa değeri veya malların varma yerinde boşaltmanın başladığı tarihte hasarsız olarak haîz olacakları değer arasındaki fark ile sınırlı olduğu, ekspertiz raporunda hasarlı malın değeri faturada yazılı birim bedel üzerinden 42.450,25 USD ve % 10 ilave bedel ile 46,695,27 USD olarak hesaplandığı, malın varma limanında boşaltmanın başladığı tarihte hasarsız olarak haiz olacağı değerin fatura bedeline % 10 ilave ile hesaplanması gerekeceği hususunun mahkememizce atanan teknik bilirkişi tarafından da uygun görüldüğü, dosyada mevcut "‘tazminat makbuzu ve temlikname” başlıklı belgede, “davadışı Balsu’nun davacı ... Sigortamdan 46.695,27 USD aldığını beyan ve ikrar ettiği” yazılı ise de, 01.03.2011 tarihli banka dekontuna göre davadışı Balsu"ya 74.763 TL ödeme yapıldığı, buna göre zararın 46.695,27 USD karşılığı {USD kuru 1,6010 TL üzerinden) 74.763 TL olarak hesaplandığı ve bu şekilde ödeme yapıldığı, aynı kur üzerinden sovtaj bedeli 16.733,57 USD’ nin karşılığı 26.790,44 TL olduğuna göre (74.763 TL - 26.790,44 TL) davalının ödemekle yükümlü olduğu tazminat miktarının, 46.972,56 TL olarak hesaplandığı, davacının bu miktara 01.03.2011 tarihinden itibaren faiz işlettiği, ancak davacının, iadeli taahhütlü olarak davalıya gönderdiği ve 48.906,74 TL’nin ödenmesi talebini içeren yazının 23.03.2011 tarihli olduğu, yazının davalı tarafından tebellüğ edildiği tarihin tespitine elverişli bir belgenin dosyada mevcut olmadığı, ancak davalının gönderdiği cevabi yazının 11.04.2011 tarihli olduğu görüldüğünden, bu tarihe yedi gün ilave ile 18.04.2011 tarihinden itibaren faiz işletilebileceği gerekçesi ile davacının davasının kısmen kabulu ile Üsküdar 4. İcra Müdürlüğü"nün 2011/3498 esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 47.972,56 TL asıl alacak, 3.118,18 TL işlemiş faiz(18/04/2011 - 21/09/2011 tarihleri arasında) olmak üzere toplam 51.090,74 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava, nakliyat sigorta poliçesine dayalı rücu alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen ilk karar, Dairemizin 2015/11549 Esas 2016/8406 Karar sayılı ilamı ile, davacı tarafça bilirkişi raporunun sunulması akabinde ""Devir Senedi"" başlıklı, 10/02/2011 tarihli belge ibraz edildiği, anılan belge uyarınca taşınan malın hasarlanması nedeniyle zarara uğrayan dava dışı Balsu USA Inc."in işbu zarar kapsamındaki tüm hak ve taleplerini davacı şirketin sigortalısı olan Balsu Gıda San. ve Tic. A.Ş" ye devir ve temlik ettiğini bildirdiği, davacı tarafça dava açılırken alacağın temliki hükümlerine de dayanıldığına göre, HMK"nın 115. maddesi uyarınca sonradan sunulan temliknamenin tamamlanan dava şartı niteliğinde olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
    Uyulan bozma ilamı sonrasında mahkemece, söz konusu temlikin eBK m. 162 ve 163 hükümlerine uygun ve geçerli olduğu, davacı ...’nın akdi halef sıfatıyla aktif husumet ehliyetine sahip olduğu belirtilmiş, davalı vekilinin aşamalardaki beyanlarında, davacı tarafın ikinci temlikname ile de aktif husumete sahip olmadığı, temlik edenin somut davada bir alacak hakkı olup olmadığının hala belirsiz olduğu, satış bedelinin ödenip ödenmediği hususu ve satış bedelinin ödendiği gün husususun da ispatının gerektiği yönündeki itirazlarının ise, dava konusu mala ilişkin faturada satış şeklinin “CF Toronto / Kanada” ve ödeme şeklinin vesaik mukabili olduğunun kayıtlı olduğu, ödeme şekline göre belgelerin teslimi karşılığında mal bedeli ödenmiş olacağından ve ödenmediğine dair dosyada bir belge bulunmadığından isabetli olmadığına karar verilmiştir.
    Ancak, 10/02/2011 tarihli ""Devir Senedi"" başlıklı belge uyarınca taşınan malın hasarlanması nedeniyle zarara uğrayan dava dışı Balsu USA Inc. işbu zarar kapsamındaki tüm hak ve taleplerini davacı şirketin sigortalısı olan Balsu Gıda San. ve Tic. A.Ş" ye devir ve temlik etmiş ise de, temliknameye konu alacağın mevcut olması gerektiği, bu alacağın dava dışı Balsu USA Inc."nin zararının ortaya çıkması ile, zararının ise mal bedelinin dava dışı satıcı firmaya tamamen ödenmesi halinde ortaya çıkacağı nazara alındığında dava dışı Balsu USA Inc. tarafından mal bedelinin tamamen ödenip ödenmediği hususu araştırılmaksızın yazılı gerekçe ile 10/02/2011 tarihli temlikname esas alınmak sureti ile davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    3- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin kusur durumu ve zarar miktarına ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, (3) Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin kusur durumu ve zarar miktarına ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 03/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi