19. Ceza Dairesi 2019/35317 E. , 2020/6316 K.
"İçtihat Metni"
1632 sayılı Kanuna aykırı davranmak suçundan hükümlü ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, 9"uncu Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 12/10/2016 tarihli ve 2015/1778 (E) ve 2016/1128 (K) sayılı hükmün hükümlü tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 21/10/2019 gün ve 2019/29792 Esas, 2019/13124 Karar sayılı kararıyla;
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, denetim süresi içinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında mahkemece daha önce açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükmün aynen açıklanmasına karar verilmesi gerekirken, ilk hükümden farklı olarak hapis cezasının adli para cezasına çevrildiği anlaşılmakta ise de; aleyhe temyiz başvurusu bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, karar verilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/12/2019 gün ve Sayı:16-2018/23019 sayılı yazısı ile;
1-İtiraza konu davanın konusu "üste fiilen taarruz"dur. Sanık 25/11/2001 tarihli eyleminden dolayı yargılanmış ve 31/12/2002 tarihinde ASCK 91/1, 92 yıllamasıyla 765 s.TCK 51/son (ağır tahrik altında) ve 59/2 maddeleri uygulanarak 1 ay 20 gün hapis cezası ile hükümlendirilmiştir. Bu hüküm 06/02/2003 tarihinde tebliğ edilerek, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Kesinleşmekle "dava zamanaşımı" tükenmiş, artık ilamın kesinleştiği tarihten itibaren Askeri Ceza Kanununun 49. maddesi uyarınca tatbiki mümkün 765 s.TCK 112/4 maddesinde belirtilen 10 yıl süreli "ceza zamanaşımı" başlamıştır.
14/02/2003 tarihinde başlayan 10 yıllık "ceza zamanaşımı" süresi işlemekte iken ve 5 yıl 4 ay 21 gün sonra, 29/05/2008 tarihinde mahkemesince ASCK 91/1, 765 s.TCK 51/son, 59/2, 5237 s.CMK 231. maddeleri uygulanarak yapılan uyarlama sonrasında 1 ay 20 gün hapis ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bu karar da 14/07/2008 tarihinde tebliğ edilerek itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Sanık deneme süresi içinde, 12/02/2010 tarihinde Sarıyer 2. Asliye Ceza Mahkemesince hükümlendirildiği 6136 sayılı kanunun 13/1 maddesine muhalefet suçunu işlemiştir. Yani hükmün açıklanmasının geri bırakılması deneme süresinde ceza zamanaşımı 1 yıl 6 ay 21 gün durmuş ve böylece kesintiye uğramıştır.
Sonuç olarak 14/02/2003 günü başlayan 10 yıllık ceza zamanaşımı süresi 1 yıl 6 ay 21 gün daha uzayarak 14/02/2013 yerine 05/09/2014 tarihinde dolmuştur.
Temyize konu (Kapanan) 9. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin karar tarihi itibariyle ceza zamanaşımı dolmuş olması nedeniyle düşme kararı vermesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesisi usul ve yasalara aykırı, usul ve yasalara aykırı yerel mahkeme hükmünün temyiz incelemesini yapan yüksek Yargıtay 19. Ceza Dairesinin de açıklanan nedenle hükmün bozulmasına ve ceza zamanaşımı nedeniyle düşme kararı vermesi gerekirken onanmasına dair kararı usul ve yasalara aykırıdır.
2-Yerel mahkeme hükmünde 765 s.TCK ve 5237 s.TCK uygulanarak karışık şekilde hüküm kurulmuştur. Suç tarihi itibariyle yürürlükte olan 647 s.Kanun ile adli para cezası hesaplaması gerekirken yazılı şekilde fazla adli para cezasına hükmedilmesi de usul ve yasalara aykırıdır. Hükmün bu yönden de bozulması gerekirken onanması usul ve yasalara aykırıdır.
SONUÇ VE İSTEM: Yüksek Dairenizin itiraza konu 21.10.2019 tarih ve 2019/29792 esas 2019/13124 karar sayılı ilamının CMK"nin 308/2-3. maddesi kapsamında itirazımıza binaen incelenmesi ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına, cezanın düşmesine karar verilmesi,
İtirazımızın yerinde görülmeyip reddi halinde yukarıda arz ettiğimiz itiraz nedenlerimizin bir kez de CMK 308/1-3 maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunca tartışılması ve ilamın talebimiz doğrultusunda BOZULMASI için dosyanın YÜKSEK YARGITAY CEZA GENEL KURULUNA tevdii itirazen arz ve talep olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR:
5237 Sayılı TCK"nin 66/5. maddesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında ceza zamanaşımının işlemesi hususundaki düzenlemeler nazara alındığında;
Dairemizin 21/10/2019 gün ve 2019/29792 Esas, 2019/13124 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanun"un 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.