Esas No: 2018/5077
Karar No: 2020/2502
Karar Tarihi: 20.02.2020
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/5077 Esas 2020/2502 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, güveni kötüye kullanmaktan sanığın mahkumiyetine karar verdi. Temyiz edilen kararda, kanun yoluna başvuru süresinin yanıltıcı bir şekilde 15 gün olarak belirtildiği ve aslında 7 gün olduğu nedeniyle sanık, katılan ve müştekinin temyiz isteminin süresinde olduğuna karar verildi. Müştekinin katılımcı sıfatına sahip olduğu belirlendi. Sanığın uzlaşma kapsamında olduğu ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlendi. Sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarının kabul edilmediği ve mahkemenin sonuçlarını uygun olarak oluşturduğu belirtildi. Ancak sanığın kısa süreli hapis cezası ertelenen bir kişi olduğu ve anılan yasanın hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceği unutuldu. Bu nedenle hükümün TCK 53. maddesinin uygulanması ile ilgili kısmı çıkarılarak düzeltilmesine karar verildi. Kanun maddeleri ise TCK 155/1, 62, 52/2-4, 53 ve 51 olarak belirtildi.
15. Ceza Dairesi 2018/5077 E. , 2020/2502 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma (değişen suç vasfına göre güveni kötüye kullanma)
HÜKÜM : TCK"nın 155/1, 62, 52/2-4, 53 ve 51. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık,katılan ve müşteki tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükümden önce 05/08/2017 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 291. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen ve bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin onbeş gün olarak değiştirildiği; ancak bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay"dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK"nın 305 ilâ 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK"nın 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden, hüküm fıkrasında kanun yoluna başvuru süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması karşısında; sanık, katılan ve müştekinin 7 günlük yasal süresi geçtikten sonra yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulüne,
Katılan sıfatını alabilecek şekilde suçtan zarar gören ve bozma öncesi Çay Asliye Ceza Mahkemesi’nce alınan 28/11/2011 tarihli ifadesinde katılma talebinde bulunan; ancak katılma talebi konusunda bir karar verilmeyen müşteki ..."ın, CMK"nın 260. maddesi uyarınca kurulan hükmü temyiz ve kamu davasına katılma hakkı bulunduğunun anlaşılması karşısında, CMK"nın 237/2, 238. maddeleri uyarınca katılan olarak davaya kabulüne,
Sanığa atılı güveni kötüye kullanma suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın tamir amacıyla kendisine bırakılan katılana ait aracı bir kısım parçalarını sökerek boş bir araziye bıraktığı, bu surette sanığın güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda, sanığın suçtan kurtulmaya yönelik soyut savunmaları, katılan ve müşteki beyanları, tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın üzerine atılı suçtan mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ile katılanların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
-Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi uyarınca anılan yasanın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ile katılanların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından TCK 53. maddenin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.