11. Hukuk Dairesi 2018/4226 E. , 2019/6133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/04/2017 tarih ve 2015/183 E- 2017/194 K. sayılı kararın ayrı ayrı taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 21/06/2018 tarih ve 2018/43 E- 2018/715 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi ayrı ayrı taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “SPECK” esas unsurlu malların dünya çapında satışını yaptığını, Türkiye"de 2010/77643, 2010/77735 sayılı "SPECK", "SPECK PUMPEN SPECK+şekil" ibareli markalarının bulunduğunu, davalı şirketin müvekkilinin markalarının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri ve aynı zamanda ticaret unvanını oluşturan “SPECK” ibaresini, 14.05.2013 tarih ve 2013/96334 başvuru numarası ile adına tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, bu başvuruya müvekkilinin itirazının, davalı TPMK’nin 04.03.2015 tarih ve 2015-M-73 sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin “SPECK” markasının yaratıcısı ve piyasada maruf hale getiren gerçek hak sahibi olduğunu, davaya konu başvuruyu yapan davalının kötü niyetle hareket ettiğini ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nın anılan kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin 94/008603 sayılı "SPECK" ibareli markası nedeniyle kazanılmış hak sahibi olduğunu, müvekkilinin başvurusunda yer alan mallar ile davacı markalarının tescilli olduğu sınıflardaki emtianın ilişkilendirilebilir olmadığını, dolayısıyla markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının başvuru yaptığı "SPECK" markasının kapsamında bulunan 07/11 sınıf emtialardan; "Pompa ve pompalama aletleri(pump and pumping apparatus)" emtiaları için kazanılmış hakkının bulunduğu, yine dava konusu 12. sınıftaki; "Motorlar, kavramalar, transmisyon kayışları, özellikle kara, hava ve deniz taşıtları için dişliler" emtiası açısından davalının kazanılmış hakkının bulunmadığı, 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesi şartlarının somut olayda bu emtialar için oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı TPMK YİDK"nın 2015-M-73 sayılı kararının 12. sınıfta yer alan "motorlar, kavramalar, transmisyon kayışları, özellikle kara hava ve deniz taşıtları için dişliler" mal ve hizmetleri yönünden kısmen iptaline, bu mal ve hizmetleri yönünden kısmen hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1- Dava, davalı marka başvurusuna itirazın reddine dair Kurum YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, davalı tarafın daha önceden tescilli olan 94/008603 başvuru, 155682 tescil numaralı “SPECK” ibareli markasının dava konusu marka yönünden müktesep hak tescil ettiği gerekçesiyle davanın kısmen reddine karar verilmiştir.
Davaya konu, 2015-M-73 sayılı TPMK YİDK karar tarihi ile işbu dava tarihinden önce, davacı tarafın, davalı şirket aleyhine, 94/008603 başvuru numaralı markanın, kullanmama nedeniyle iptali davası açılmış, talep, 556 sayılı KHK"nın 7/1-b, 8/1-b 8/3, 8/5, 35, 42/1-b maddeleri nedeniyle hükümsüzlük istemleri de dahil edilerek ıslah edilmiştir. Anılan davada verilecek kararın sonucunun bu dosyada verilecek kararı da etkileyeceği açık olup; ilk derece mahkemesince, anılan davada verilecek kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamış kararın anılan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalıların tüm, davacı vekilinin yukarıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 02/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.