Yaralama - tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2015/28850 Esas 2016/3237 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/28850
Karar No: 2016/3237
Karar Tarihi: 24.02.2016

Yaralama - tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2015/28850 Esas 2016/3237 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkemenin verdiği karara göre, sanıklardan biri yaralama suçundan mahkumiyet almış ancak hüküm açıklanması geri bırakılmıştır. Sanık, tehdit suçundan ayrıca suçlanmamıştır. Mağdurun, dava sürecinde katılma hakkının sorulmamış olması ise bir usulsüzlük olarak değerlendirilmiştir. Mahkeme, sanığın temyiz davasını reddederken aynı zamanda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itirazı kabul etmiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi tarafından TCK’nın 53. maddesinin bazı kısımlarının iptal edilmesi sebebiyle, sanığın siyasi haklarının yoksun bırakılması uygulaması dayanaksız olduğundan, hükümde düzeltme yapılmıştır. Son olarak, sanığın tehdit suçundan beraat kararı verilmesi ise kanuna aykırı olduğu için hüküm bozulmuş ve yargılama sürecinin baştan başlatılmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: TCK’nın 53. maddesi – (1) numaralı fıkrası (b) bendi. 1412 sayılı CMUK’nın 309. ve 317. maddeleri. 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi.
4. Ceza Dairesi         2015/28850 E.  ,  2016/3237 K.
"İçtihat Metni"

##########
MAHKEMESİ :##########Sulh Ceza Mahkemesi
##########
##########
##########
SUÇLAR : Yaralama, tehdit
##########
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
##########
##########

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanık ... hakkında müşteki ..."a yönelik tehdit suçundan bir karar verilmemişse de, zamanaşımı sonuna kadar bir karar verilebileceği anlaşılarak dosya görüşüldü:
1-Sanıklar ... ve ... hakkında yaralama suçundan verilen hükümlerin açıklanmasının geri bırakılması kararına karara karşı yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,
Anlaşıldığından, katılan ..."ın temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2-Suçtan zarar görmüş bulunan mağdur sanık ..."ın kamu davasına katılmak isteyip istemediği sorulmamış ve katılma hususunda bir karar verilmeyerek 5271 sayılı CMK’nın 238.maddesine aykırı davranılmış ise de; sanık ... hakkında tehdit suçundan bir karar verilmemiş olması ve suçtan zarar görenin de yokluğunda verilen ve usulüne uygun olarak tebliğ edilen kararı temyiz etmemesi karşısında; hükmün niteliği itibariyle O Yer Cumhuriyet Savcısının usule yönelik temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"nın 309.maddesi gereğince sanık yararına hukuki kurallara aykırılık, sanığın aleyhine hükmün bozulması için Cumhuriyet Savcısına hak vermeyeceği gibi şahsı hakka ilişkin temyize yetkisi bulunmadığı,
Anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddeleri uyarınca tebliğnameye uygun olarak, O Yer Cumhuriyet Savcısının TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
3-Sanık ... hakkında katılan ..."a karşı yaralama suçundan verilen beraat kararının incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Sanığın yaralama eylemine ve yükletilen suça yönelik katılan ..."ın temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
4-Sanık ... hakkında katılan ..."ı yaralama eyleminden kurulan hükmün temyizinde;
Sanığa yükletilen yaralama eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye kısmen uygun olarak, hükümde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresinin çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün, bu bağlamda ONANMASINA,
5-Katılan ..."a yönelik tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanık ... hakkında katılan ..."a yönelik tehdit suçundan açılmış bir dava bulunmadığı halde bu suçtan beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki bozma düşüncesine uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

##########
##########
##########
##########
##########





##########

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.