Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/695
Karar No: 2021/2108
Karar Tarihi: 27.10.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/695 Esas 2021/2108 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/695
Karar No : 2021/2108

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hazine Avukatı …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 04/10/2019 tarih ve E:2015/8176, K:2019/8258 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kırıkkale ili, Merkez ilçe, … Kasabası, … mevkiinde bulunan mülkiyeti hazineye ait taşınmaza ilişkin özel ağaçlandırma amaçlı kiralama talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin .. tarih ve …sayılı Milli Emlak Genel Müdürlüğü işlemi ile bu işlemin dayanağı olan 17/09/2013 tarih ve 28768 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 358 Sıra No'lu Milli Emlak Genel Tebliği'nin "Başvuruların değerlendirilmesi ve hak sahipliğinin tespiti" başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ''...genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile köy tüzel kişiliklerinin ağaçlandırma amaçlı tahsis talepleri değerlendirilir. Gerçek ve tüzel kişilerin bu taşınmazlara yönelik ağaçlandırma amaçlı ön izin ve kiralama talepleri değerlendirilmez.'' ibaresinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 04/10/2019 tarih ve E:2015/8176, K:2019/8258 sayılı kararıyla;
Anayasa'nın 124. maddesi, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun "Ağaçlandırma ve İmar İşleri" başlıklı 57. maddesi, Ağaçlandırma Yönetmeliği'nin "Hazine arazilerinde tespit ve izin" başlıklı 9. ve "Müracaat" başlıklı 11. maddesi, dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin "Milli Emlak Genel Müdürlüğü" başlıklı 13. maddesi ile Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin "Ağaçlandırma veya özel orman fidanlığı amaçlı kira işlemleri" başlıklı 72. maddesinden bahsedilerek,
17/09/2013 tarih ve 28768 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli 358 Sıra Nolu Emlak Genel Tebliği'nin 3.maddesinde; bu Genel Tebliğ'in 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik ve Ağaçlandırma Yönetmeliği'ne dayanılarak hazırlandığı ve 4. maddesinde; belediye ve mücavir alan sınırının, bu Genel Tebliğ'in yürürlüğe girdiği tarihte geçerli olan belediye ve mücavir alan sınırını ifade ettiğinin kural altına alındığı;
Dava konusu Tebliğ hükmü yönünden;
Dava konusu Tebliğ'in 9. maddesinde, ağaçlandırma yapılmak amacıyla ilan edilen taşınmazların belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ve onaylı nazım ve uygulama imar planlarında ağaçlandırılacak alan olarak ayrılan yerlerden olması halinde; bu taşınmazlara yönelik olarak sırasıyla genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile köy tüzel kişiliklerinin ağaçlandırma amaçlı tahsis taleplerinin değerlendirileceği; gerçek ve tüzel kişilerin bu taşınmazlara yönelik ağaçlandırma amaçlı ön izin ve kiralama taleplerinin değerlendirilmeyeceği hükmünün yer aldığı;
Mevzuat hükümlerinin incelenmesinden, ülkemizdeki orman alanlarının çoğaltılmasını ve boş araziler üzerinde ekonomik değer sağlayacak faaliyetlerde bulunulmasını teşvik etmeye yönelik kurallar getirildiğinin anlaşıldığı;
Orman Kanunu, Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik ve Ağaçlandırma Yönetmeliği'nde, Hazine taşınmazlarında ağaçlandırma yapmak amacıyla yapılan ön izin ve kiralama başvurularında, başvuruda bulunabileceklerle ilgili herhangi bir sınırlama getirilmeyip gerçek ve tüzel kişilere başvuru imkanı tanınmış iken, dava konusu Genel Tebliğ'in 9. maddesinde, başvuruda bulunanların değerlendirilmesi ve hak sahipliğin tespitinde dayanak alınan hukuki düzenlemelerde öngörülmeyen bir kısıtlamaya yer verildiği; buna göre, ağaçlandırma yapmak amacıyla ilan edilen taşınmazların, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında bulunması dikkate alınarak başvuruda bulunacaklar ve hak sahipliğinin tespitinde bir ayrıma gidildiği ve belediye ve mücavir alan sınırları içinde gerçek ve tüzel kişilerin ağaçlandırma amaçlı ön izin ve kiralama taleplerinin değerlendirilmeyeceği, sadece genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile köy tüzel kişiliklerinin ağaçlandırma amaçlı tahsis taleplerinin değerlendirmeye alınacağı hükmünün kural altına alındığı;
Davalı idarenin dava konusu Genel Tebliğ'i, Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik ve Ağaçlandırma Yönetmeliği hükümlerine dayanarak hazırladığı, idarenin Tebliğ gibi düzenleyici işlemleri ile anılan yönetmeliklerin uygulanmasını gösterebileceği, hukuk devleti ilkesi gereğince uygulamada açıklık ve belirliliği sağlamaya yönelik hareket edebileceği; bu kapsamda belli kişi ve/veya kişiler yönünden tümüyle sınırlandırıcı hükümler tesis edemeyeceği, bu itibarla, Orman Kanunu'nun 57. maddesi ve anılan Yönetmeliklerde gerçek ve tüzel kişilere ağaçlandırma amacıyla ön izin ve kiralama başvurusunda bulunabilme imkanı tanınmış iken, Genel Tebliğ'de başvuruda bulunabilecekler yönünden üst normlarda bulunmayan bir sınırlama getirilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı;
Bu durumda, hukuka ve üst normlara uygunluk bulunmayan 358 sıra nolu Milli Emlak Genel Tebliği'nin 9. maddesinde yer alan "...genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile köy tüzel kişiliklerinin ağaçlandırma amaçlı tahsis talepleri değerlendirilir. Gerçek ve tüzel kişilerin bu taşınmazlara yönelik ağaçlandırma amaçlı ön izin ve kiralama talepleri değerlendirilmez." hükmünün gerçek kişiler yönünden iptali gerektiği;
Davacının özel ağaçlandırma amaçlı kiralama talebiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin Milli Emlak Genel Müdürlüğü işlemi yönünden;
Davacının başvurusunun reddine ilişkin işlemin dayanağı olan 358 Sıra Nolu Milli Emlak Genel Tebliği'nin dava konusu edilen 9. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ...''genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile köy tüzel kişiliklerinin ağaçlandırma amaçlı tahsis talepleri değerlendirilir. Gerçek ve tüzel kişilerin bu taşınmazlara yönelik ağaçlandırma amaçlı ön izin ve kiralama talepleri değerlendirilmez." ibaresinin hukuka aykırılığının saptanması karşısında bireysel işlemin de dayanağı kalmadığı;
Öte yandan, davalı idarece getirilecek yeni düzenlemeye göre davacının başvurusunun yeniden değerlendirileceğinin de açık olduğu gerekçesiyle,
Dava konusu Tebliğ'in 9. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "...genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile köy tüzel kişiliklerinin ağaçlandırma amaçlı tahsis talepleri değerlendirilir. Gerçek ve tüzel kişilerin bu taşınmazlara yönelik ağaçlandırma amaçlı ön izin ve kiralama talepleri değerlendirilmez." ibaresinin gerçek kişiler yönünden iptaline, davacının özel ağaçlandırma amaçlı kiralama talebiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, savunma dilekçesinde açıklanan nedenlerle, tesis edilen işlemlerde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacı tarafından, Kırıkkale ili, Merkez ilçesi… beldesinde bulunan Hazinenin mülkiyetindeki … nolu parsel (247.748,00 m2) ve … nolu parselin (351.866,00 m2) ağaçlandırma yapmak üzere kiralanması için Kırıkkale Valiliğine başvurulmuş, söz konusu alanın belediye mücavir alan sınırları içerisinde yer aldığı, Valilikçe davacının talebine ilişkin bilgi ve belgelerin Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğüne gönderildiği, Milli Emlak Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısıyla, inceleme ve değerlendirme işlemleri devam ederken 23/08/2012 tarihinde yeni Ağaçlandırma Yönetmeliği'nin yürürlüğe girdiği, bu Yönetmelik ile kiralama işlerinde esaslı değişiklikler öngörüldüğü, bu nedenle yeni bir Genel Tebliğe ihtiyaç duyulduğu, mevzuat çalışması halen devam ettiğinden, kiralama taleplerinin yeni Tebliğe göre değerlendirileceği davacıya tebliğ edilmiş, davacının en son talepte bulunduğu 28/04/2015 tarihli dilekçesine cevaben ise söz konusu taşınmazların belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ve 1/5000 ölçekli imar planında "ağaçlandırılacak alan" olarak ayrıldığı, talebe konu taşınmazların Hazine menfaati açısından başka amaçlarda alternatif kullanımlara yönelik olarak değerlendirilmesinin uygun olacağı ve 358 numaralı Genel Tebliğ'in 9. maddesine göre gerçek ve tüzel kişilerin bu taşınmazlara yönelik ağaçlandırma amaçlı ön izin ve kiralama taleplerinin değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davacının başvurusunun … tarih ve … sayılı Milli Emlak Genel Müdürlüğü işlemiyle reddedilmesi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
6831 sayılı Orman Kanunu'nun "Ağaçlandırma ve İmar İşleri" başlıklı 57.maddesinde; "Orman sahasını artırmak maksadıyla, orman sınırları içinde yangın ve çeşitli sebeplerle meydana gelmiş açıklıklarda, verimsiz, vasıfları bozulmuş ve amenajman planlarında toprak muhafaza karekteri taşımadığı halde muhafazaya ayrılmış orman alanları ile, Devlete ait olup orman yetişme muhiti şartları bakımından elverişli olan yerlerde; köy tüzelkişilikleri ve diğer gerçek ve tüzelkişiler tarafından Orman Genel Müdürlüğünce uygun görülecek planlara göre ağaçlandırma yapılabilir. Köy, kasaba ve şehirler civarında Devlete veya diğer kamu tüzelkişilerine ait arazilerle de gerekli şartlar bulunduğu ve ilgili kuruluşların talebi olduğu veya muvafakatları alındığı takdirde bu kuruluşlarca tesis edilmek ve bakılmak şartıyla orman idaresince ağaçlandırmalar yapılabilir. Bu yerler için lüzumlu fidan ile ağaçlandırma planları ve ağaçlandırma ile ilgili yardımlar bedelsiz sağlanabilir. Ağaçlandırılan sahayı orman halinde koruyup idame ettirmeyenlerden izin hakları geri alınır. İmar ihya çalışması yapılacak bozuk koru ve bozuk baltalık ormanların da bu fıkra hükümleri uygulanır. Mülkiyeti hazinede kalmak üzere bu ağaçlandırma sonucu meydana gelecek ormandan faydalanma usulü, bu Kanunda yer alan hususi ormanlara ait hükümler göre yürütülür. Bozuk ormanlardan çıkacak her nevi orman emvali, üretim, taşıma ve diğer giderler kendilerine ait olmak üzere bu sahaları boşaltıp ağaçlandıracaklara tarife bedeli üzerinden pazar satışı olarak verilir. Uygulama usul ve esasları Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikte gösterilir." hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin "Milli Emlak Genel Müdürlüğü" başlıklı 13. maddesinde, Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların satışı, kiralanması, trampası ve üzerinde sınırlı aynî hak tesisi, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması ve bu yerler için gerekli görülen hallerde kullanma izni verilmesi işlemlerini yapmak, Milli Emlak Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin, "Ağaçlandırma veya özel orman fidanlığı amaçlı kira işlemleri" başlıklı 72. maddesinde;
"(1) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu ile 23/8/2012 tarihli ve 28390 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ağaçlandırma Yönetmeliği hükümleri uyarınca Hazine taşınmazları, üzerinde ağaçlandırma veya özel orman fidanlığı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişilere kiraya verilebilir.
(2) Ağaçlandırma amacıyla yapılan kiralamalarda yıllık kira bedeli, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğünce fidan türleri ve arazi verim sınıfları dikkate alınarak her yıl belirlenen bedeldir. Bu bedel, ilk beş yıl yüzde elli indirimli olarak tahsil edilir. (3) Ağaçlandırma veya özel orman fidanlığı amaçlı kiralama işlemlerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak tebliğde gösterilir.'' hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu 358 Sıra Nolu Milli Emlak Genel Tebliği'nin "Başvuruların değerlendirilmesi ve hak sahipliğinin tespiti" başlıklı 9. maddesinde;
"(1) Ağaçlandırma yapılmak amacıyla ilan edilen taşınmazların belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ve onaylı nazım ve uygulama imar planlarında ağaçlandırılacak alan olarak ayrılan yerlerden olması halinde; bu taşınmazlara yönelik olarak sırasıyla genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile köy tüzel kişiliklerinin ağaçlandırma amaçlı tahsis talepleri değerlendirilir. Gerçek ve tüzel kişilerin bu taşınmazlara yönelik ağaçlandırma amaçlı ön izin ve kiralama talepleri değerlendirilmez.
..."
hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
358 sıra nolu Tebliğ'in dava konusu edilen "Başvuruların değerlendirilmesi ve hak sahipliğinin tespiti" başlıklı 9. maddesi incelendiğinde, ağaçlandırma yapılmak amacıyla ilan edilen taşınmazların belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ve onaylı nazım ve uygulama imar planlarında ağaçlandırılacak alan olarak ayrılan yerlerden olması halinde, sırasıyla genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile köy tüzel kişiliklerinin ağaçlandırma amaçlı tahsis taleplerinin değerlendirileceği; ancak, gerçek ve tüzel kişilerin bu taşınmazlara yönelik ağaçlandırma amaçlı ön izin ve kiralama taleplerinin değerlendirilmeyeceğinin kural altına alındığı, devamı fıkralarında ise, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan ve ilan edilen taşınmazlar için böyle bir ayrıma gidilmediği, sadece bazı gerçek ve tüzel kişiler yönünden öncelik sırası belirlendiği görülmektedir.
Olayda, ağaçlandırma yapılmak istenen taşınmazlar Hazinenin mülkiyetindeki taşınmazlar olup, bu kapsamdaki taşınmazların ağaçlandırma amacıyla kiralama taleplerine ilişkin düzenleyici hükümler Ağaçlandırma Yönetmeliği ve Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik'te yer almıştır. Anılan Yönetmeliklerde Hazine taşınmazlarının ağaçlandırma yapılmak üzere gerçek ve tüzel kişilere kiraya verilebileceği belirtilmiş; Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 72. maddesinde ağaçlandırma veya özel orman fidanlığı amaçlı kiralama işlemlerine ilişkin usul ve esasların Bakanlıkça çıkarılacak Tebliğde gösterileceği hükmüne yer verilmiş olup, davalı idarece hazırlanan 358 Sıra Nolu Genel Tebliğ'de bu esaslar belirlenmiştir.
Dava konusu Tebliğ'in dayanağı mevzuatta Hazinenin mülkiyetindeki taşınmazların gerçek ve tüzel kişilere kiraya verilebileceğine yönelik hüküm, genel nitelikte ve kapsamı ortaya koyan bir hüküm olup, davalı idarenin üst normlarda yer alan kapsamın sınırlarını aşmayacak şekilde ve fakat taşınmazlarının kamu yararını gerçekleştirecek şekilde kullanılmasını sağlama amacını teminen düzenleyici ve daha ayrıntılı kurallar getirebileceği açıktır.
Nitekim, Tebliğ'in dava konusu 9. maddesinde de taşınmazların belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde olup olmamasına göre takdir yetkisi çerçevesinde bir ayrıma gidilmiş, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ve onaylı nazım ve uygulama imar planlarında ağaçlandırılacak alan olarak ayrılan yerlerde genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin ve köy tüzel kişilerinin tahsis taleplerinin değerlendirmeye alınacağı hükme bağlanmıştır. Maddenin devamında ise bu yerler dışında gerçek ve tüzel kişilerin de kiralama taleplerinin değerlendirileceği, gerçek kişiler yönünden Hazine taşınmazlarının tümüyle kiralanmasının yasaklanmadığı, sadece Hazinenin, nazım ve uygulama imar planlarında ağaçlandırılacak alan olarak ayrılan taşınmazlarında bir ayrıma giderek kamu yararının sağlanmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mevzuatta Hazinenin mülkiyetindeki taşınmazların gerçek ve tüzel kişilere kiraya verilebileceğine yönelik genel nitelikteki hükmün, bir hakkın kullanımını tamamen ortadan kaldırıcı, yasaklayıcı nitelikte olmayacak şekilde, nasıl uygulanacağına ilişkin detaylandırılmasına ilişkin olduğu sonucuna varılan Tebliğ hükmü ile belli taşınmazlara yönelik özel kişilerin ağaçlandırma amaçlı ön izin ve kiralama taleplerinin değerlendirilmeyeceği yolunda kullanılan takdir hakkının, imar planlarında ağaçlandırılacak alan olarak ayrılan yerlerin kamusal niteliği dikkate alınarak, taşınmazların kamu yararını gerçekleştirecek şekilde kullanılmasını sağlama amacını teminen kullanıldığı anlaşıldığından, Tebliğ hükmü ile bu hükme dayalı olarak tesis edilen bireysel işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemlerin iptali yolundaki Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 04/10/2019 tarih ve E:2015/8176, K:2019/8258 sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 27/10/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY

X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu, davalı idarece ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.


KARŞI OY
XX-Anayasa'nın 124. maddesinde, kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme, idarenin özerk ve türev düzenleme yetkisinin anayasal dayanağını oluşturmaktadır.
Anayasa'da düzenleyici işlem olarak sadece yönetmelikler belirtilmiş ise de idarenin düzenleme yetkisi bununla sınırlı olmayıp, idareler, değişik adlar altında da (tebliğ, genelge, tamim, sirküler vb.) düzenleyici işlemler yapmaktadırlar.
İdarenin düzenleme yetkisinin aslında ikincil, türev nitelikte olduğu hususunda bugün için bir duraksama bulunmamaktadır. Anayasa'ya göre, idarenin, düzenleme yetkisini kanunlar çerçevesinde ve kanunlara uygun olarak kullanması gereklidir. Kanunun öngördüğü düzenleme yetkisinin yine kanunda belirtildiği gibi kullanılması, kanun hükmü, bir konunun yönetmelikle düzenlenmesini öngörüyorsa, düzenlemenin yönetmelikle yapılması zorunludur.
Ayrıca, normlar hiyerarşisi olarak bilinen temel hukuk ilkesine göre, normlar arasında altlık ve üstlük ilişkisi söz konusu olmakta ve her norm geçerliliğini bir üst hukuk normundan almaktadır. Başka bir anlatımla normlar hiyerarşisi, her türlü normun hiyerarşik olarak bir sıra dahilinde sıralanması ve birbirine bağlı olması anlamına gelmekte olup; bunun doğal sonucu olarak, alt norm niteliğindeki düzenleyici işlemlerin, bir hakkın kullanımını üst normda öngörülmeyen bir şekilde daraltamayacağı veya kısıtlayamayacağı; dolayısıyla, düzenleyici bir işlemin kendinden önce gelen kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı düzenlemeler getiremeyeceği kabul edilmektedir.
Tebliğ, genelge ve yönerge gibi düzenleyici işlemler ise; bir yönetmeliğin veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin uygulanmasını göstermek amacıyla ve onlara aykırı hükümler içermemek şartıyla yönetmeliklerde veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde gösterilen usul ve yöntemleri "açıklayıcı" hükümler taşıyan, yeni bir yöntem ve usul getirmeyen; dayanağı olan mevzuatta yer alan hükümler dışında yeni bir düzenleme içermeyen genel düzenleyici işlemlerdir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlığa bakıldığında, davalı idarenin dava konusu alandaki düzenleme yetkisinin ve bu yetkinin hukuka uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
6831 sayılı Orman Kanunu'nun "Ağaçlandırma ve İmar İşleri" başlıklı 57.maddesinde, orman sahasını artırmak maksadıyla, orman sınırları içinde yangın ve çeşitli sebeplerle meydana gelmiş açıklıklarda, verimsiz, vasıfları bozulmuş ve amenajman planlarında toprak muhafaza karekteri taşımadığı halde muhafazaya ayrılmış orman alanları ile, Devlete ait olup orman yetişme muhiti şartları bakımından elverişli olan yerlerde; köy tüzelkişilikleri ve diğer gerçek ve tüzelkişiler tarafından yapılacak ağaçlandırma işlemlerine ilişkin esaslar belirlenmiş, son fıkrasında ise, uygulama usul ve esaslarının Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelik ile belirleneceği hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta,dava konusu Genel Tebliğ'in 9. maddesinde, başvuruda bulunanların değerlendirilmesi ve hak sahipliğin tespitinde dayanak alınan hukuki düzenlemelerde öngörülmeyen bir kısıtlamaya yer verildiği; buna göre, ağaçlandırma yapmak amacıyla ilan edilen taşınmazların, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında bulunması dikkate alınarak başvuruda bulunacaklar ve hak sahipliğinin tespitinde bir ayrıma gidildiği ve belediye ve mücavir alan sınırları içinde gerçek ve tüzel kişilerin ağaçlandırma amaçlı ön izin ve kiralama taleplerinin değerlendirilmeyeceği, sadece genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile köy tüzel kişiliklerinin ağaçlandırma amaçlı tahsis taleplerinin değerlendirmeye alınacağı hükmünün kural altına alındığı görülmektedir.
İdarenin Tebliğ gibi düzenleyici işlemleri ile yönetmeliklerin uygulanmasını gösterebileceği, hukuk devleti ilkesi gereğince uygulamada açıklık ve belirliliği sağlamaya yönelik hareket edebileceği dikkate alındığında, 6831 sayılı Kanun'un "Ağaçlandırma ve İmar İşleri" başlıklı 57. maddesinde açıkça yönetmelik ile düzenleme yapılması gerektiği belirtilmesine rağmen dava konusu Genel Tebliğ'in 9. maddesinde, başvuruda bulunanların değerlendirilmesi ve hak sahipliğin tespitinde dayanak alınan hukuki düzenlemelerde öngörülmeyen bir kısıtlamaya yer verilmesinde ve bu hüküm uyarınca tesis edilen bireysel işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Daire kararının bu gerekçe ile onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi