4. Ceza Dairesi Esas No: 2013/37947 Karar No: 2016/3197 Karar Tarihi: 23.02.2016
Tehdit - hakaret - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/37947 Esas 2016/3197 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, tehdit suçundan sanığın suçlu olduğunu belirlemiş ve hakaret suçuna ilişkin kararda verilen cezanın temyiz edilemez olduğu sonucuna varmıştır. Temyiz isteği reddedilen tehdit suçuyla ilgili olarak ise, iddia ve savunmalar ile kanıtların eksiksiz sunulduğu ve hukuka uygun bir şekilde işlendiği tespit edilmiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nin 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan bazı ibareleri iptal etmesi nedeniyle, hükümlüyü seçme ve seçilme haklarından yoksun bırakma uygulamasının dayanaksız hale geldiği belirtilmiştir. Bu nedenle, kararın bu kısmı düzeltilerek onanmıştır. Kanun maddeleri olarak, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. ve 322. maddeleri belirtilmiştir.
4. Ceza Dairesi 2013/37947 E. , 2016/3197 K. "İçtihat Metni"
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Hakaret suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ... müdafiinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, 2-Tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, hükümde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresinin çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.