Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/10196 Esas 2018/5624 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10196
Karar No: 2018/5624
Karar Tarihi: 10.05.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/10196 Esas 2018/5624 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı, dava dışı müteahhitten satın aldığı dairenin başka bir kişiye satışını öğrendiğinde ödediği peşinat bedelini geri almak için müteahhitle yaptığı görüşmede, davalının kefil olduğunu ve satış işleminin garantörü olduğunu söylediği ve başka bir daire verme teklifinde bulunduğu iddiasıyla itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davayı reddetmiştir. Davacılar tarafından yapılan temyiz başvurusunda, davalının tüketici olmadığı ve Tüketici Mahkemesi'nin görevi olmadığı iddiasıyla temyiz isteği değerlendirilmiştir. Mahkemece, uyuşmazlığın taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklandığı, davacıların tüketici konumunda olduğu ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenle, mahkemece Tüketici Mahkemesi'ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Kanun maddeleri: 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3. ve 73. maddeleri.
13. Hukuk Dairesi         2016/10196 E.  ,  2018/5624 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacılar, dava dışı müteahhitten 18.000,00 TL peşinat ödeyerek satın aldıkları dairenin başka bir kişiye satışının yapılması üzerine ödenen bedelin aidesi için müteahhit ile yapılan görüşmede müteahhitin başka bir daire verilmesine ilişkin teklifte bulunduğunu, yapılan görüşme esnasında davalınında orada bulunduğunu ve her iki tarafa kefil olduğunu ve satış işleminin garantörünün kendisi olduğunu beyan etmesi üzerine müteahhit tarafından yapılan teklifi kabul ettiklerini ve 11.9.2009 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını, dairenin satış bedelinin 80.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, önceki ödenen bedelde dahil edildiğinde toplamda 68.000,00 TL peşinat ödendiğini, bu sözleşmeye konu daireninde bir başkasına satıldığını öğrendiklerinde ödenen peşinat bedelinin tahsili amacıyla dava dışı müteahhit ... ve kefil olan ve garanti eden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, müteahhitin takibe itiraz etmediğini ancak davalının itiraz etmesi üzerine davalı yönünden takibin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
    6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
    Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
    Somut olayda, davacılar, dava dışı müteahhit ile aralarında imzalanan taşınmaz satış sözleşmesine davalının kefil olduğunu ve garanti verdiğini, taşınmazın da bir başka kişiye satışının yapılması nedeniyle sözleşme gereğince peşinat olarak ödenen bedelden sorumlu olduğunu ileri sürerek davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini isteminde bulunmuş olup, uyuşmazlıkta taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklandığına göre, davacılar bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olup, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup, re"sen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak olmaz. O halde, mahkemece, Tüketici Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmediğine, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde davacılara iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.