23. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3941 Karar No: 2018/2624 Karar Tarihi: 04.04.2018
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/3941 Esas 2018/2624 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2015/3941 E. , 2018/2624 K.
"İçtihat Metni"
....
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleeşn davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl ve Birleşen Davada davacı vekili; müvekkilinin davalıların maliki olduğu taşınmaz üzerinde apartman inşa ederek davalılara teslim ettiğini, A bloktaki 1"den 32"ye kadar olan bağımsız bölümlerin iş sahiplerine, geri kalan diğer blok ve tüm bağımsız bölümlerin de yüklenici müvekkiline ait olacağının kararlaştırıldığını, ilk projeye göre depo ve sığınak olarak belirlenen bölümlerin hafriyat sırasında yumuşak zemin olduğunun anlaşılması nedeniyle sağlam zemin elde edilinceye kadar derinleştirilmesinin gerektiğini, bu derinlik sebebiyle projede öngörülemeyen ilave inşaat alanı olarak 402,95 m² alan ortaya çıktığını ve bu kısma müvekkilince iki daire ve bir depo daha inşa edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL fazla imalat bedelinin faizi ile birlikte davalılardan arsa payları oranında tahsilini talep ve dava etmiştir. Asıl ve Birleşen Davada davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, fazla imalatlardan dolayı davacının açtığı dava kısmen kabul edildiği, HMK 114.maddesi kapsamında kesin hüküm niteliğinde bulunduğu ayrıca taşınmazın iskanının alınmasından itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresinin sözleşme kapsamında dolmuş olduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı ve dava şartı olan kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece, hüküm fıkrasında "davanın zamanaşımı nedeniyle ve dava şartı olan kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmişse de, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi HMK"nın 114/1-i ve 115/2. fıkrası gereğince davanın usulden reddini gerektirir. Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerekmesi halinde artık esasa hiç girilmeden dava usulden reddedilmesi gerekirken HMK"nın 115/2. Fıkrasına aykırı olarak esasa girilerek hem "kesin hüküm" nedeniyle hem de zamanaşımı nedeniyle davanın reddedilmesi kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen dava davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. .....