23. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3736 Karar No: 2018/2623 Karar Tarihi: 04.04.2018
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/3736 Esas 2018/2623 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2015/3736 E. , 2018/2623 K.
"İçtihat Metni"
....
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili ve karşı dava davalısı, taraflar arasında 23.03.2004 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, yüklenicinin sürelere riayet etmediği gerekçesiyle 05.12.2006 tarihinde sözleşmenin feshedildiğini, kesinleştiğini yüklenicinin tespit dosyası ile inşaatın seviyesinin ve bedelinin tespit edildiğini, davalıya birçok kez ihtar çektiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500.000 TL inşaat bedeli alacağının ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ve karşı dava davacısı, asıl davanın reddini, karşı davada ise yüklenicinin inşaatı zamanında teslim etmediğini savunarak 25 Şubat 2005 tarihinden başlayarak devam eden gecikme tazminatlarının şimdilik 165.000,00 TL"lik kısmının işlediği aydan itibaren hesaplanacak yasal temerrüt faiziyle birlikte davacı karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada imara aykırı ve yıkım kararı olan bir inşaatın davalı arsa maliki yönünden faydalı bir iş olmadığı, davacının iş bedelini talep hakkı bulunmadığı, karşı davada, sözleşmeyi fesheden tarafın, menfi zararlarını talep edebilirse de ifaya ekli cezai şartı talep edemeyeceği, akit feshedilmiş ise, artık ifaya ekli cezai şart talep edilemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl dava davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.