Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/10080
Karar No: 2021/5215
Karar Tarihi: 01.11.2021

Danıştay 10. Daire 2019/10080 Esas 2021/5215 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/10080
Karar No : 2021/5215


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Üniversitesi Rektörlüğü / ...
VEKİLİ : Av. ...

TEMYİZ EDEN MÜDAHİL
(DAVALI YANINDA) : ...
VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : Kendi adına asaleten, ... 'a velayeten ...

VEKİLLERİ : Av. ...

DİĞER MÜDAHİL
(DAVALI YANINDA) : ...
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMLERİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, davalı idare ve davalı yanında müdahillerden Vedat Uğurel tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA_SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, murisleri ...'ın, hamilelik döneminde down sendromu teşhisi konulan bebeğin (fetus) Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezinde ameliyat ile alınmasından sonra 22/05/2015 tarihinde vefat etmesinde hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı belirtilen zarara karşılık, eş için 5.000,00 TL (miktar artırımı ile 32.077,17 TL) maddi, 100.00,00 TL manevi, çocuk için 5.000,00 TL (miktar artırımı ile 94.337,62 TL) maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; dosya kapsamının, olaya yönelik olarak Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan ... tarih ve ... sayılı rapor ile birlikte değerlendirilmesinden; davacının eşine davalı idarenin tasarrufunda bulunan hastanede uygulanan tedavi sürecinde yapılan işlemlerin tıp kurallarına uygun olduğunun, bebeğin alınması için uygulanan ilaç tedavisi ile müteakip tedavinin doğru olarak yapıldığının, ameliyatın icrasında hekim kusuru bulunmadığının, vefat olayının hekim ve sağlık personelinin uygulamalarından kaynaklanmadığının, vefat olayında idarenin hizmet kusurunun bulunmadığının sabit olduğu, her ne kadar müdahillerden biri hakkında "cerrahi girişimin gecikmeli olarak yapılmasından dolayı kusurlu olduğu" gerekçesiyle lüzum-u muhakeme kararı verilmiş ise de, aynı kararda "taksirle ölüme neden olma" suçundan dolayı men-i muhakeme kararı verildiği, cerrahi girişimin gecikmeli olarak yapılmasının vefat olayına yol açtığının sabit olmadığı, vefat olayı ile idari faaliyet arasında illiyet bağının da sabit olmadığı, bu durumda, idarenin tazmin yükümlülüğü için gerekli olan zararın hukuka aykırı ve kusurlu bir fiilden kaynaklanmış olması şartının olayda mevcut olmadığı gibi, idari faaliyet ile vefat olayı arasında illiyet bağı da bulunmadığından, hukuki bir dayanağı bulunmayan tazminat isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesince; dosya kapsamında yer alan bilgi belgeler ile İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyelerince hazırlanan 07/07/2017 tarihli rapora göre, tedavi sırasında davacılar yakını ...'a rahim yırtılması (uterus rüptürü) sonrası tedavi sürecinde zamanında müdahale edilmediği, operasyon sonrası durumu ağır olmasına rağmen bulunduğu yerden başka bir hastaneye sevk edildiği, bu hususların da ağır hizmet kusuru oluşturduğu, bu bağlamda, davacıların destekten yoksun kalma nedenine dayalı maddi tazminat miktarlarının belirlenebilmesi için yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan bilirkişi raporunda, eş ... için 32.077,17 TL, çocuk ... için 94.337,62 TL olarak hesaplanan maddi zararların davalı idarece ödenmesi gerektiği, ayrıca idarenin kusuru, olayın oluş şekli, zararın niteliği ve ölüm olayı nedeniyle duyulan acı, üzüntü ve ruhsal sıkıntılarının kısmen de olsa dindirilmesi için takdiren eş ... için 100.000,00 TL, çocuk ... için 100.000,00 TL manevi olmak üzere 200.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde görüldüğü gerekçesiyle davacıların istinaf başvurularının kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, olayda idarelerinin sorumluluğunun doğması için gereken şartların gerçekleşmediği, idarelerine atfedilebilecek bir hizmet kusurunun bulunmadığına yönelik Adli Tıp Kurumu raporunun bulunduğu, manevi tazminata faiz işletilemeyeceği, maddi tazminat sebebi belirtilmediğinden bu istemin reddedilmesi gerektiği, harçtan muaf olduğu halde Üniversiteleri aleyhine harca hükmedilemeyeceği ileri sürülmektedir.
Davalı idare yanında müdahillerden ... tarafından, herhangi bir kusur raporunun tebliğ edilmediği, Adli Tıp Kurumu raporunda doktor ve davalı idareye atfedilen hiçbir kusurun bulunmadığı, ortada bir kusur tespiti bulunmadığından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanamayacağı, aktüeryal rapor için aktüer siciline kayıtlı bilirkişiden rapor alınması gerektiği, müteveffanın anne ve babasının hayatta olup olmadığının gözetilmediği, işbu davada talepte bulunmasalar dahi destek paylarının dikkate alınması gerektiği, müteveffanın gelirinin resmi kayıtlar ile ispatlanması, ispatlanamaması durumunda da hesabın asgari ücret üzerinden yapılması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ :Temyiz istemlerinin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle "bilirkişi" konusunda atıfta bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanun'un 447. maddesinin 2. fıkrası ile mevzuatta 1086 sayılı Kanun'a yapılan atıfların, 6100 sayılı Kanun'un bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı Kanun'un "Bilirkişi raporunun verilmesi" başlıklı 280. maddesinde, bilirkişinin, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye vereceği; raporun verildiği tarihin rapora yazılacağı ve duruşma gününden önce birer örneğinin taraflara tebliğ edileceği; "Bilirkişi raporuna itiraz" başlıklı 281. maddesinin 1. fıkrasında ise, tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan düzenlemeler uyarınca, Mahkemelerce esas hakkında karar verilmeden önce, bilirkişi raporunun birer örneğinin taraflara tebliğ edilmesi ve bilirkişi raporuna tarafların itiraz edebilmelerine olanak tanınması, uygulanması zorunlu bir usul kuralıdır.
Dava dosyanın incelenmesinden; İdare Mahkemesince, olayda idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla bilirkişiliğine başvurulan Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan ... tarih ve ... sayılı rapor hükme esas alınarak davanın reddine karar verildiği, bu kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge İdare Mahkemesince, olay hakkında başlatılan inceleme kapsamında (08/01/2016 tarihli lüzum-u muhakeme kararına yapılan itirazın kabulü yolundaki Danıştay Birinci Dairesinin 20/10/2016 tarih ve E:2016/380, K:2016/1437 sayılı kararında belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla) davalı idarece alınan ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyelerince hazırlanan 07/07/2017 tarihli rapor hükme esas alınarak, ancak raporun bir örneği taraflara tebliğ edilmeden esas hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesince, hükme esas alınan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyelerince hazırlanan 07/07/2017 tarihli rapor taraflara tebliğ edilmeden ve taraflara rapora itiraz hakkı tanınmadan, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması suretiyle davanın esası hakkında karar verilmesinde usul hükümlerine ve adil yargılanma hakkına uygunluk bulunmamaktadır.
Ayrıca, Bölge İdare Mahkemesince hükme esas alınan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerince hazırlanan rapora dayanılarak verilen 18/12/2017 tarihli Trakya Üniversitesi Rektörlüğü Yetkili Kurul kararının Danıştay Birinci Dairesinin 24/04/2018 tarih ve E:2018/545, K:2018/644 sayılı kararıyla eksik inceleme nedeniyle bozulduğu, davalı idarece, bu kararda belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla başvurulan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı ile Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyelerince dava konusu olaya yönelik olarak 30/09/2019 tarihli bilirkişi raporu hazırlandığı (Danıştay Birinci Dairesinin E:2021/1080 sayılı dosyasından temin edilmiştir), bu rapora dayanılarak da 03/02/2020 tarihli Yetkili Kurul kararı ile bir şüpheli hakkında lüzum-u muhakeme, diğer şüpheliler hakkında men-i muhakeme kararı verildiği görülmektedir.
Bu itibarla, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyelerince hazırlanan 07/07/2017 tarihli rapor ile (Danıştay Birinci Dairesinin E:2021/1080 sayılı dosyasından temin edilip dosya kapsamında alınan) Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerince hazırlanan 30/09/2019 tarihli bilirkişi raporunun, taraflara tebliğ edilerek, rapora itiraz imkanının tanınması, itirazların değerlendirilmesi neticesinde gerekirse Adli Tıp Üst Kurulundan rapor alınmak ve ceza soruşturma / kovuşturması ile Danıştay Birinci Dairesinin E:2021/1080 sayılı dosyasının akıbeti araştırılmak suretiyle olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmekte iken, bu hususa dikkat edilmeksizin verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği sonucuna varılmaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idare ve davalı yanında müdahillerden ...'in temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 01/11/2021 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi