11. Hukuk Dairesi 2018/4696 E. , 2019/6125 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 14.05.2018 tarih ve 2018/54-2018/259 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ... Başkanlığınca yolcu taşınması için minibüs ihalesinin açıldığını, ihaleyi müvekkilinin kazandığını, belediyenin kendilerinden her ay para aldığını fakat daha sonradan belediyenin yetkisi olmadığı halde ihale açtığını, ihale açma yetkisinin il trafik komisyonunda olduğunu öğrendiklerini, dolayısıyla kooperatiften haksız para alınarak sebepsiz zenginleşildiğini ileri sürerek ödenilen miktarın tespiti ile tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı kooperatifin yolcu taşıma hizmetini belediye sınırları içinde yaptığını, şehirler arası yolcu taşımacılığından bahsedilemeyeceğini, davacının zararının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava tarihinden 1 yıldan daha öncesinde yapılan ödemeler yönünden davanın 818 sayılı BK 66. maddesi hükmü gereği zamanaşımına uğradığı, davacının davadan önceki 1 yıl içinde yapmış olduğu ve zamanaşımına uğramamış olan ödemeler yönünden davanın kısmen kabulü ile toplam 65.843,76 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1- Dava, istirdat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi nedeniyle; somut olayda, 818 Sayılı BK 125. madde hükmüne göre, 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerektiği açıktır. Bu açıdan, mahkemenin, işbu davanın aynı Kanunun 66. maddesi çerçevesinde 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğuna ilişkin yorumunda isabet bulunmamakta ise de taraflar arasında kurulan ve yıllar içerisinde yenilenen sözleşme ilişkisinin, tümüyle butlanla malül olduğu söylenemez. Zira; dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 15/1-p hükmü gereği “Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.” davalı belediyenin yetkisinde olup, bu kanunun yürürlük tarihinden önce taraflar arasında imzalanan sözleşmelere uygulanacak 1580 Sayılı Belediyeler Kanunu’nda da konuya ilişkin düzenleme paralel mahiyettedir. Ancak belediyelere verilen bu yetki; 4925 Sayılı Karayolları Taşıma Kanunu 2/3 hükmündeki “İl sınırları içerisindeki taşımalar ile yüz kilometreye kadar olan şehirlerarası taşımaların düzenlenmesi il ve ilçe trafik komisyonları ile işbirliği yapılmak suretiyle ilgili valiliklere, belediye sınırları içerisindeki şehiriçi taşımalar belediyelere bu Kanuna göre düzenlenecek yönetmelik esasları dahilinde bırakılabilir” ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 12/1-b/3 “Karayolu taşımacılığına ait mevzuat hükümleri saklı kalmak üzere, trafik düzeni ve güvenliği yönünden belediye sınırları içinde ticari amaçla çalıştırılacak yolcu ve yük taşıtları ile motorsuz taşıtların çalışma şekil ve şartları, çalıştırılabileceği yerler ile güzergahlarını tespit etmek ve sayılarını belirlemek” düzenlemeleri ile sınırlanmış olup, sınırlamalar Denizli Valiliği Karayolu Yolcu Taşımacılığı Yetki Belgesi Yönergesi 2 ve 6. maddelerindeki yetki belgesi zorunluluğu ve Denizli iline bağlı ilçe ve beldelerin mücavir alanı içerisindeki yolcu taşımalarının ilgili belediyelerce il ve ilçe trafik komisyonları ile işbirliği yapılmak suretiyle gerçekleştirileceğine dair düzenlemeyle somutlaştırılmıştır.
Yazılı düzenlemelere göre, somut olayda, ihale yetkisi davalı belediyeye ait olup, taraflar arasında kurulan ve yıllar içerisinde yenilenen sözleşme ilişkisinin, tümüyle butlanla malül olduğu söylenemez. Öte yandan, il trafik komisyon kararı bulunmamasına rağmen, bu sözleşmeler çerçevesinde, davacının, tahsis edilen güzergahta, yolcu taşıma işiyle iştigal ettiği ve edimlerin karşılıklı olarak ifa edildiği de anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının sözleşmeye dayalı olarak bedelin iadesini istemesinde, haklı bir nedeni yoktur. Nitekim, konuyla ilgili ve emsal niteliğindeki 2015/9724 esas, 2015/9532 karar numaralı Dairemiz kararı da bu yöndedir. Bu durumda, açıklanan hususlar gözönünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı yanın davanın bir kısmının zamanaşımına dayalı olarak reddi cihetindeki temyiz itirazının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı taraf vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı taraf lehine BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 02/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.