18. Hukuk Dairesi 2016/2712 E. , 2016/3734 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Dava ve ıslah dilekçesinde, 4.240,50 TL aidat alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek %10 gecikme tazminatı ve faizi ile birlikte tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava ve ıslah dilekçesinde, davalının satış vaadi sözleşmesi ile D 33 blok 26 numaralı daireyi satın aldığını, sözleşmeye göre ödemesi gereken aidatı ödemediğini ileri sürerek, 4.240,50TL"nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek %10 tazminatı ve işlemiş ve işleyecek faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Mahkemece asıl alacağın 14.11.2007 tarihinden önce ödenmesi gereken aidatların aylık %10, bu tarihten sonra ödenmesi gereken aidatların ise aylık %5 gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Davalı bilirkişi raporuna itirazında ve beyanlarında 31.12.2005 tarihinden önceki aidatlara ilişkin ödeme yaptığı savunmasının dikkate alınmamış olması,
2-Davalının davaya konu aidatların belirlendiği kat malikleri kurulu toplantılarına katılmadığı, bu aidatların belirlendiği işletme projelerinin tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Buna göre davalı hakkında yapılan takiplerde talep edilen alacakların hangi dönemlere ait olduğu belirlenerek bu alacaklar ile ilgili takip bulunduğunun belirlenmesi halinde işletilecek gecikme faizinin ödeme emrinin davalıya tebliğ tarihden başlatılması gerektiğinin dikkate alınmamış olması,
3-Dosya içindeki bilgi ve belgelerle, tapu kayıtlarının incelenmesinde; davaya konu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu ve Kat Mülkiyeti Yasası"nda değişiklik yapılmasına ilişkin 5711 sayılı kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Yasası"nın 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlıkta kat mülkiyeti hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir.
Buna göre;
Davacı vekilince davalıya ait bağımsız ölümün yer aldığı belirtilen 1257 ada 1 parsel sayılı taşınmazda yönetim planı 23.12.2009 tarihli olduğuna göre, yönetim planının yürürlük tarihinden önceki döneme ait aidatlar için yasal faiz uygulanması, yönetim planının yürürlük tarihinden sonrası için ise, taraflar arasında imzalanan sözleşme niteliğinde olan yönetim planı uyarınca %10 gecikme tazminatı ödenmesi gerekir ise de, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 88. maddesinde "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." düzenlemesine "Temerrüt Faizi" başlıklı 120. maddesinde "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faiz oranı hakkında akdi faiz oranı geçerli olur" düzenlemesine yer verilmiş olup, 6101 Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 7. maddesinde de yukarıda açıklanan faize ilişkin 88 nci, temerrüt faizine ilişkin 120 nci maddenin görülmekte olan davalarda da uygulanacağı düzenlenmiştir.Yönetim planlarında belirlenen faiz Türk Borçlar Kanunu"nun 120. maddesinde düzenlenen temerrüt faizi niteliğinde olup, ortak gider alacakları ile ilgili genel hükümlerin uygulanacağı durumlarda yasal oranda temerrüt faiz uygulanmalıdır. Buna göre yönetim planının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanacak faiz Türk Borçlar Kanunu"nun 120/2. maddesindeki sınırlamaya tabi olup, yönetim planında kabul edilen temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun"un 2/1. maddesinde belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı dikkate alınarak uygulanacak faizin belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.