10. Hukuk Dairesi 2020/7208 E. , 2021/11583 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
No :
Davacılar : ... adına Av. ...
adına Av. ...
İş kazasından sigortalının sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05/10/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Av....... geldi. Davacı adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
I- İSTEM:
Davacı vekili 27.11.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 04.01.2010 tarihinde geçirdiği iş kazası neticesinde sürekli iş göremezliğe uğradığını beyanla, fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 10.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın sigortalı sürücünün kusuru nedeniyle gerçekleştiğini, müvekkiline yüklenebilecek kusur olmadığından ve davanın zamanaşımına uğradığından davanın reddini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI:
İlk derece mahkemesince; “Davanın kısmen kabulü ile; 99.674,30-TL maddi tazminat ile takdiren 40.000-TL manevi tazminatın 04.01.2010 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminata ilişkin fazla talebin reddine, "" şeklinde karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince “Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur raporundaki değerlendirmenin yeterli olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, sigortalının kazadan sonra 4 yıl süreyle istihdamına devam edildiğini bu husus gözetilerek maddi tazminattan tenzilat yapılmasını, sigortalının malulen emekli olup olmadığının araştırılması gerektiğini, dava dilekçesinde sigortalının kendisini %57 oranındaki vücut tamlık oranı ile sınırladığını davanın reddine karar verilmesini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının veya hak sahiplerinin kazanç kaybının hesaplanmasında davacı veya hak sahibinin kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.
Yine Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 1979 yılında benimsenen ve Ülkemizce de onaylanan Karayolu Taşımacılığında Çalışma Saatleri ve Dinlenme Sürelerine İlişkin 153 Sayılı İLO Sözleşmesi"nin 5. ve 6. maddelerinde karayolu taşımacılığında sürücü olarak çalışanların azami çalışma saatleri belirlenmiş, anılan maddelerde hiçbir sürücünün mola vermeksizin ve devamlı olarak dört saatten fazla araç kullanmasına izin verilemeyeceği, her ülkenin yetkili makam ya da kuruluşunun, özel ulusal koşulları dikkate alarak, sözü geçen dört saatlik süreyi bir saatten fazla olmamak üzere artırabileceği, fazla mesai dâhil, azami toplam araç kullanma süresinin günde dokuz, haftada kırk sekiz saati aşamayacağı düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 98. maddesinin B bendi gereğince yük ve yolcu taşıması yapan araç işletenleri ile bu araçları sürenlerden; Araç işletenlerinin:
1) Otobüs, kamyon ve çekici araçlarında takoğraf cihazı bulundurmaları ve bunların işler durumda olmalarını sağlamaları,
2) Araçlarına ait takoğraf kayıtlarını, kayıt tarihinden itibaren 1 ay süreyle araçlarda, 5 yıl süreyle de işyerlerinde, işyeri yoksa araçlarında muhafaza etmeleri veya ettirmeleri,
3) Trafiğe çıkardıkları taşıtların cins ve plakalarını, şoförlerin kimler olduğunu, işe çıkış yer, gün ve saati ile gidilecek yeri kaydettikleri bir defter veya liste düzenleyerek kayıtlarını tutmaları,
4) Yük ve yolcu nakliyatı yapan kuruluş yetkililerinin şoförlerin çalışma sürelerini ve bu süre içerisindeki kural dışı hareketlerini izlemeleri ve kuralları ihlal etmeyi itiyat haline getiren şoförleri eğitmeleri ve bu konuda önleyici tedbirler almaları,
5) Şehirlerarası yük ve yolcu nakliyatı yapan araçlarda, bu Yönetmeliğin öngörmüş olduğu çalışma ve dinlenme sürelerini göz önünde bulundurmak suretiyle, şoförlerin gideceği yer ve güzergahları dikkate almaları ve buna göre uğrayacağı, il, ilçe veya durak yerlerinde yedek şoförleri hazır bulundurmaları, zorunludur.
Somut olayda, davacı sigortalının olay tarihinde ... olarak davalı işveren nezdinde çalışmaktayken ... plakalı aracı sevk ve idaresi sırasında, otoyol üzerinde bariyerlere çarpıp, aracın takla atmasına sebebiyet verdiği sabittir. Hükme esas alınan kusur raporunda ise davacı iddiasına itibarla sigortalının olay anında kullandığı frigo araç olarak tabir edilen araç içerisinde soğuk ve normal sıcaklıktaki bölmeler arasında yükün dengesiz dağıtıldığı yönündeki iddiasına itibar edilerek davalı işverene %40, davacı sigortalıya ise aracı yol ve trafik durumuna uygun sevk ve idare etmediğinden bahisle %60 oranında kusur verildiği anlaşılmakta ise de; hükme esas alınan raporun yukarıda açıklanan tespitler noktasında bir değerlendirme içermediği açıktır.
O halde mahkemece yapılacak iş, mevcut hükme esas alınan kusur raporundaki kabulün davacının iddiasına itibardan ibaret olduğu gözetilip, olay tarihinde araç içerisinde yükün dağılımı konusunda davacı iddiasını doğrular mahiyette delil bulunup bulunmadığını taraflarca getirilme ilkesi de gözetilmek suretiyle irdelenmek suretiyle tespit etmek, öte yandan yukarıda işaret olunan ilkeler çerçevesinde sigortalının olay günü araç kullanma sürelerine riayet edilerek çalıştırılıp; çalıştırılmadığı noktasında, işverenin tutması gereken kayıtların da dosyaya ibrazı ile çalışma sürelerine ilişkin tarafların dayandığı diğer delillerin de dosyaya temini ile trafik-iş kazaları alanında uzman İş Güvenliği Uzmanlarından oluşturulacak 3 kişilik heyete dosyayı incelettirerek taraf itirazları ile çelişkileri giderecek mahiyette kusur raporu almaktan ibarettir.
Öte yandan, yapılacak kusur tespiti neticesinde işverenin kusursuz olduğunun tespiti halinde hakkındaki davalı işveren hakkındaki davayı reddetmek; aksi durumun kabulü ile işverenin kusurlu olduğunun tespiti halinde ise mahkemece verilen kararın davacı tarafça temyiz edilmediği hususunu da gözeterek usuli kazanılmış hakka göre davalının en fazla %40 oranındaki kusur oranından sorumlu tutulabileceğini gözetmek, bu oranın altında bir kusur oranının tespiti halinde ise; bu oranı hükme esas alınan 27.03.2017 tarihli hesap raporuna uygulamak bu rapordan sonra yürürlüğe giren asgari ücret değişikliklerini rapora yansıtmadan davanın esası hakkında bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilip, bu aşamada temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak, ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı avukatı yararına takdir edilen 3.050,00 TL. duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05.10.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.